KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
حَتَّىٰ Hattā sonunda  
إِذَا iƶā zaman  
جَاءَ cāe geldiği ج ي ا
أَمْرُنَا emrunā emrimiz ا م ر
وَفَارَ ve fāra ve kaynadığında ف و ر
التَّنُّورُ t-tennūru tandır  
قُلْنَا ḳulnā dedik ki ق و ل
احْمِلْ Hmil bindir ح م ل
فِيهَا fīhā ona  
مِنْ min  
كُلٍّ kullin her şeyden ك ل ل
زَوْجَيْنِ zevceyni çifti ز و ج
اثْنَيْنِ ṧneyni ikişer ث ن ي
وَأَهْلَكَ ve ehleke ve aileni ا ه ل
إِلَّا illā dışındaki  
مَنْ men olanlar  
سَبَقَ sebeḳa önceden س ب ق
عَلَيْهِ ǎleyhi aleyhlerine  
الْقَوْلُ l-ḳavlu hüküm verilmiş ق و ل
وَمَنْ ve men ve  
امَنَ āmene iman edenleri ا م ن
وَمَا ve mā ve  
امَنَ āmene zaten iman etmemişti ا م ن
مَعَهُ meǎhu onunla beraber  
إِلَّا illā dışında  
قَلِيلٌ ḳalīlun çok az kimse ق ل ل
TÜRKÇE OKUNUŞ
40. ḥattâ iẕâ câe emrunâ vefâra-ttennûru ḳulne-ḥmil fîhâ min küllin zevceyni-ŝneyni veehleke illâ men sebeḳa `aleyhi-lḳavlü vemen âmen. vemâ âmene me`ahû illâ ḳalîl.
DİYANET VAKFI
40. Nihayet emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh'a dedik ki: "(Canlı çeşitlerinin) her birinden iki eş ile -(boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında- aileni ve iman edenleri gemiye yükle!" Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.
DİYANET İŞLERİ
40. Buyruğumuz gelip tandırdan sular kaynamağa başlayınca, "Her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir" dedik. Pek az kimse onunla beraber inanmıştı.
ELMALILI HAMDI YAZIR
40. Nihayet emrimiz geldiği ve tennur (tandır veya geminin kazanı) tutuşup parladığı zaman dedik ki; "Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında, aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle". Zaten beraberinde iman edenler çok az idi.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
40. Sonucu emrimiz gelip tandırın altından su kaynamaya başlayınca her mahluktan birer çifti ve helaki taktir edilenden başka ailenden olanları ve inananları gemiye yükle dedik; zaten maiyetinde bulunan inanmış kişiler de pek azdı.
ALİ BULAÇ
40. Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.
SÜLEYMAN ATEŞ
40. Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca (iş ciddileşip sular kaynamağa başlayınca, Nuh'a) dedik ki: "Her şeyden ikişer çifti ve aleyhlerinde hüküm verdiklerimiz haric olmak üzere aileni ve inananları gemiye yükle!" Zaten onunla beraber inanan pek azdı.
GÜLTEKİN ONAN
40. Sonunda buyruğumuz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında ehlini (aileni) ve inananları ona bindir." Zaten onunla birlikte çok azından başkası inanmamıştı.
SUAT YILDIRIM
40. Nihayet emrimiz gelip de tennur kaynadığı zaman Nuh'a dedik ki:“Her hayvan türünden erkekli dişili ikişer eş ile haklarında helâk hükmü verilmiş olanları hariç olmak üzere, aileni bir de iman edenleri gemiye al!” Zaten beraberinde iman eden pek az insan vardı. (3,7; 26,119-121; 54,11-14) {KM, Tekvin 7,13; I Pier 3,20; 2,5}