KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey  
الَّذِينَ elleƶīne kimseler  
امَنُوا āmenū inananlar ا م ن
إِذَا iƶā zaman  
جَاءَكُمُ cāekumu size geldiği ج ي ا
الْمُؤْمِنَاتُ l-muminātu mü’min kadınlar ا م ن
مُهَاجِرَاتٍ muhācirātin göç ederek ه ج ر
فَامْتَحِنُوهُنَّ femteHinūhunne onları imtihan edin م ح ن
اللَّهُ llahu Allah  
أَعْلَمُ eǎ’lemu daha iyi bilir ع ل م
بِإِيمَانِهِنَّ biīmānihinne onların imanlarını ا م ن
فَإِنْ fe in eğer  
عَلِمْتُمُوهُنَّ ǎlimtumūhunne anlarsanız ع ل م
مُؤْمِنَاتٍ muminātin inanmış olduklarını ا م ن
فَلَا felā  
تَرْجِعُوهُنَّ terciǔhunne onları geri döndürmeyin ر ج ع
إِلَى ilā  
الْكُفَّارِ l-kuffāri kafirlere ك ف ر
لَا değildir  
هُنَّ hunne bunlar kadınlar  
حِلٌّ Hillun helal ح ل ل
لَهُمْ lehum onlara  
وَلَا ve lā ve değildir  
هُمْ hum onlar  
يَحِلُّونَ yeHillūne helal ح ل ل
لَهُنَّ lehunne bunlara  
وَاتُوهُمْ ve ātūhum ve onlara verin ا ت ي
مَا şeyleri  
أَنْفَقُوا enfeḳū onların harcadıkları ن ف ق
وَلَا ve lā ve yoktur  
جُنَاحَ cunāHa bir günah ج ن ح
عَلَيْكُمْ ǎleykum sizin için  
أَنْ en  
تَنْكِحُوهُنَّ tenkiHūhunne bunlarla evlenmenizde ن ك ح
إِذَا iƶā takdirde  
اتَيْتُمُوهُنَّ āteytumūhunne kendilerine verdiğiniz ا ت ي
أُجُورَهُنَّ ucūrahunne ücretlerini ا ج ر
وَلَا ve lā ve  
تُمْسِكُوا tumsikū tutmayın م س ك
بِعِصَمِ biǐSami ismetlerini ع ص م
الْكَوَافِرِ l-kevāfiri kafir kadınların ك ف ر
وَاسْأَلُوا ves’elū isteyin س ا ل
مَا şeyi mehri  
أَنْفَقْتُمْ enfeḳtum harcadığınız ن ف ق
وَلْيَسْأَلُوا velyes’elū ve onlar da istesinler س ا ل
مَا şeyi  
أَنْفَقُوا enfeḳū harcadıkları ن ف ق
ذَٰلِكُمْ ƶālikum bu size  
حُكْمُ Hukmu hükmüdür ح ك م
اللَّهِ llahi Allah’ın  
يَحْكُمُ yeHkumu böyle hükmediyor ح ك م
بَيْنَكُمْ beynekum aranızda ب ي ن
وَاللَّهُ vallahu ve Allah  
عَلِيمٌ ǎlīmun bilendir ع ل م
حَكِيمٌ Hakīmun hüküm ve hikmet sahibidir ح ك م
TÜRKÇE OKUNUŞ
10. yâ eyyühe-lleẕîne âmenû iẕâ câekümü-lmü'minâtü mühâcirâtin femteḥinûhünn. allâhü a`lemü biîmânihinn. fein `alimtümûhünne mü'minâtin felâ terci`ûhünne ile-lküffâr. lâ hünne ḥillül lehüm velâ hüm yeḥillûne lehünn. veâtûhüm mâ enfeḳû. velâ cünâḥa `aleyküm en tenkiḥûhünne iẕâ âteytümûhünne ücûrahünn. velâ tümsikû bi`iṣami-lkevâfiri ves'elû mâ enfaḳtüm velyes'elû mâ enfeḳû. ẕâliküm ḥukmü-llâh. yaḥkümü beyneküm. vellâhü `alîmün ḥakîm.
DİYANET VAKFI
10. Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları, imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kafirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kafir kadınları nikahınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.
DİYANET İŞLERİ
10. Ey inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin, hicretlerinin sebebini inceleyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir. Onların mümin kadınlar olduklarını öğrenirseniz, inkarcılara geri çevirmeyin. Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir Onlar da bunlara helal olmazlar. İnkarcıların bu kadınlara verdikleri mehirleri iade edin: Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde bir engel yoktur. İnkarcı kadınları nikahınızda tutmayın; onlara verdiğiniz mehri isteyin; inkarcı erkekler de hicret eden mümin kadınlara verdikleri mehirleri istesinler. Allah'ın hükmü budur; aranızda O hükmeder. Allah bilendir, Hakim'dir.
ELMALILI HAMDI YAZIR
10. Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlarda sarfettiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
10. Ey inananlar, size, yurtlarından göçmüş olan iman sahibi kadınlar geldi mi onları sınayın artık, Allah, onların inançlarını daha iyi bilir; siz de onların inanmış olduklarını bilince onları gerisingeriye kafirlere göndermeyin; ne onlar, kafirlere helaldir, ne kafirler, onlara helal ve onlara, kocalarının vereceği nikah parasını verin ve nikah paralarını verdikten sonra onları, kendinize nikahlamanızda da bir vebal yoktur size; kafir kadınlarıysa nikahlamayın, nikahınızın altında tutmayın onları ve sarfettiklerinizi isteyin ve kafirler de, size gelen inanmış kadınlara sarfettiklerini istesinler; işte budur size Allah'ın hükmü, o hükmeder aranızda ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.
ALİ BULAÇ
10. Ey iman edenler, mü'min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) mü'min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mü'min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mü'min kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
SÜLEYMAN ATEŞ
10. Ey inananlar, mü'min kadınlar göç ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların (gerçekten) inanmış olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri döndürmeyin. Ne bu(kadı)nlar onlara helaldir; ne de onlar bunlara helal olurlar. Onların (bu kadınlara) harcadıkları(mehirleri)ni onlara verin. Ücretlerini kendilerine verdiğiniz takdirde bu(kadı)nlarla evlenmenizde sizin için bir günah yoktur. Kafir kadınların ismetlerini (nikah bağlarını) tutmayın (onları salıverin ve kafirlere katılan kadınlara) harcadığınız(mehri)i isteyin. Onlar da (size katılan kadınlarına) harcadıklarını istesinler. Bu size Allah'ın hükmüdür. Aranızda (böyle) hükmediyor. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
GÜLTEKİN ONAN
10. Ey inananlar, inançlı(kadın)lar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Tanrı, onların inançlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) inançlı(kadın)lar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara [kafir kocalarına kendileri için] harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mümin kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir(kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mümin kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Tanrı'nın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Tanrı, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
SUAT YILDIRIM
10. Ey iman edenler! Mümin hanımlar size katılmak üzere hicret etmiş olarak geldiklerinde onları imtihan edin. Gerçi Allah onların imanlarını pek iyi bilir. Ama siz de onların mümin olduklarını anlarsanız, artık onları kâfirlere geri göndermeyin. Bundan böyle bu hanımlar kâfir kocalarına, kâfir kocaları da bu hanımlara helal olmazlar. Bununla beraber kocalarına da vermiş oldukları mehirleri, siz iade ediniz. Kendilerine mehirlerini vererek bu kadınlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın. Onlara harcadığınız mehri, varacakları kâfir kocalarından isteyin. Kâfirler de İslama girip sizinle evlenen eşlerine sarfetmiş oldukları mehri sizden geri istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Zira Allah her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.