KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَهُوَ ve huve ve O’dur  
الَّذِي lleƶī kimse  
أَنْزَلَ enzele indiren ن ز ل
مِنَ mine -ten  
السَّمَاءِ s-semāi gök- س م و
مَاءً māen suyu م و ه
فَأَخْرَجْنَا feeḣracnā çıkardık خ ر ج
بِهِ bihi onunla  
نَبَاتَ nebāte bitkiyi ن ب ت
كُلِّ kulli her ك ل ل
شَيْءٍ şeyin çeşit ش ي ا
فَأَخْرَجْنَا feeḣracnā ve çıkardık خ ر ج
مِنْهُ minhu o bitkiden  
خَضِرًا ḣaDiran bir filiz خ ض ر
نُخْرِجُ nuḣricu çıkarıyoruz خ ر ج
مِنْهُ minhu ondan da  
حَبًّا Habben daneler ح ب ب
مُتَرَاكِبًا muterākiben birbiri üzerine binmiş ر ك ب
وَمِنَ ve mine  
النَّخْلِ n-neḣli hurmanın ن خ ل
مِنْ min -ndan  
طَلْعِهَا Tal’ǐhā tomurcuğu- ط ل ع
قِنْوَانٌ ḳinvānun sarkan ق ن و
دَانِيَةٌ dāniyetun salkımlar د ن و
وَجَنَّاتٍ ve cennātin ve bahçeleri ج ن ن
مِنْ min  
أَعْنَابٍ eǎ’nābin üzüm ع ن ب
وَالزَّيْتُونَ ve zzeytūne ve zeytin ز ي ت
وَالرُّمَّانَ ve rrummāne ve nar ر م ن
مُشْتَبِهًا muştebihen kimi birbirine benzer ش ب ه
وَغَيْرَ ve ğayra غ ي ر
مُتَشَابِهٍ muteşābihin kimi benzemez ش ب ه
انْظُرُوا nZurū bakın ن ظ ر
إِلَىٰ ilā  
ثَمَرِهِ ṧemerihi meyvesine ث م ر
إِذَا iƶā zaman  
أَثْمَرَ eṧmera meyve verirken ث م ر
وَيَنْعِهِ ve yen’ǐhi ve olgunlaştığı ي ن ع
إِنَّ inne şüphesiz  
فِي  
ذَٰلِكُمْ ƶālikum bunda  
لَايَاتٍ lāyātin çok ibret vardır ا ي ي
لِقَوْمٍ liḳavmin toplumu için ق و م
يُؤْمِنُونَ yuminūne inananlar ا م ن
TÜRKÇE OKUNUŞ
99. vehüve-lleẕî enzele mine-ssemâi mââ. feaḫracnâ bihî nebâte külli şey'in feaḫracnâ minhü ḫaḍiran nuḫricü minhü ḥabbem müterâkibâ. vemine-nnaḫli min ṭal`ihâ ḳinvânün dâniyetüv vecennâtim min a`nâbiv vezzeytûne verrummâne müştebihev vegayra müteşâbih.-nżurû ilâ ŝemerihî iẕâ eŝmera veyen`ih. inne fî ẕâliküm leâyâtil liḳavmiy yü'minûn.
DİYANET VAKFI
99. O, gökten su indirendir. İşte biz her çeşit bitkiyi onunla bitirdik. O bitkiden de kendisinde üstüste binmiş taneler bitireceğimiz bir yeşillik; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar; üzüm bağları; bir kısmı birbirine benzeyen, bir kısmı da benzemeyen zeytin ve nar bahçeleri meydana getirdik. Meyve verirken ve olgunlaştığı zaman her birinin meyvesine bakın! Kuşkusuz bütün bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.
DİYANET İŞLERİ
99. O, gökten su indirendir. Her bitkiyi onunla bitirdik, ondan bitirdiğimiz yeşilden, birbirine benzeyen ve benzemeyen yığın yığın taneler, hurmaların tomurcuklarından sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar çıkardık. Ürün verdiklerinde ürünlerine, olgunlaşmalarına bir bakın. Bunlarda, inananlar için, şüphesiz, deliller vardır.
ELMALILI HAMDI YAZIR
99. Gökten suyu indiren O'dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, o bitkiden bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş taneler; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar (bahçeleri) çıkarıyoruz. (Bunların) kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bunlar meyvelendikleri zaman meyvelerinin olgunlaşmasına bakın! Bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
99. Gökten yağmur yağdıran da odur. Sonra o yağmurla her çeşit nebatı tomurcuklandırır, yeşertir, ondan da başaklar içinde birbirine bitişmiş, istiflenmiş taneler meydana getirir. Hurma tomurcuklarından, elle yetişilecek kadar yakın salkımlar, bir bakımdan birbirine benzeyen, bir bakımdan benzemeyen üzümlerden, zeytinlerden, narlardan bağlarbahçeler yetiştiririz. Bir meyve verince bakın onlara, bir de meyveleri olunca. Şüphe yok ki bütün bunlarda, inanan topluluğa deliller var.
ALİ BULAÇ
99. O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.
SÜLEYMAN ATEŞ
99. O'dur ki, size gökten su indirdi. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, o bitkiden bir filiz çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş daneler; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar; üzüm bağları; zeytin ve nar (bahçeleri) çıkarıyoruz. (Bunların) kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Her birinin meyvesine bakın: Meyve verirken ve olgunlaştığı zaman. Şüphesiz bu size gösterilenlerde, inananlar toplumu için elbette çok ibret vardır.
GÜLTEKİN ONAN
99. O gökten su indirendir. Bununla her şeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz). Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Kuşkusuz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.
SUAT YILDIRIM
99. Gökten su indiren O'dur. Sonra Biz onunla her çeşit bitkiyi çıkarırız. O bitkiden bir filiz, ondan da büyüyüp birbirinin üstüne binmiş taneler, başaklar çıkarırız. Hurma tomurcuklarından sarkan salkımlar, üzüm, zeytin ve nar bahçeleri yetiştiririz. Bunlardan kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Her birinin meyvesine, bir ilk meyve verdiğinde bir de tam olgunlaştıkları zaman bakın! Elbette bütün bunlarda iman edecekler için alınacak birçok dersler vardır. (16,10-11; 21,30; 13,4) {KM, Mezmurlar 104}