KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
قَالَ ḳāle dedi ki ق و ل
بَصُرْتُ beSurtu ben gördüm ب ص ر
بِمَا bimā şeyleri  
لَمْ lem  
يَبْصُرُوا yebSurū onların görmedikleri ب ص ر
بِهِ bihi onda  
فَقَبَضْتُ feḳabeDtu sonra aldım ق ب ض
قَبْضَةً ḳabDeten bir avuç ق ب ض
مِنْ min -nden  
أَثَرِ eṧeri eseri- ا ث ر
الرَّسُولِ r-rasūli Elçinin ر س ل
فَنَبَذْتُهَا fenebeƶtuhā ve onu attım ن ب ذ
وَكَذَٰلِكَ ve keƶālike ve böyle yapmayı  
سَوَّلَتْ sevvelet hoş gösterdi س و ل
لِي bana  
نَفْسِي nefsī nefsim ن ف س
TÜRKÇE OKUNUŞ
96. ḳâle beṣurtü bimâ lem yebṣurû bihî feḳabaḍtü ḳabḍatem min eŝeri-rrasûli fenebeẕtühâ vekeẕâlike sevvelet lî nefsî.
DİYANET VAKFI
96. O da: Ben, onların görmediklerini gördüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak) alıp onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi, dedi.
DİYANET İŞLERİ
96. Samiri: "Onların görmedikleri bir şey gördüm ve o sana gelen elçinin bastığı yerden bir avuç avuçladım. Bunu ziynet eşyasının eritildiği potaya attım. Nefsim böyle yaptırdı" dedi.
ELMALILI HAMDI YAZIR
96. Sâmirî: "Onların görmedikleri bir şey gördüm: (Sana gelen) ilâhî elçinin (Cebrail'in) izinden bir avuç (toprak) aldım ve onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu, bana böylece nefsim hoş gösterdi" dedi.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
96. Samiri, onların görmediklerini gördüm ben, sana gelen elçi meleğin izinden bir avuç toprak aldım, eriyen külçeye attım onu ve nefsim, bu işi bana böylece hoş gösterdi dedi.
ALİ BULAÇ
96. Dedi ki: "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi."
SÜLEYMAN ATEŞ
96. (Samiri): "Ben dedi, onların görmediklerini gördüm. Elçinin eserinden bir avuç aldım da attım; nefsim bana böyle (yapmayı) hoş gösterdi."
GÜLTEKİN ONAN
96. Dedi ki: "Ben onların görmedikierini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi."
SUAT YILDIRIM
96. “Ben,” dedi, onların görmedikleri bir şeyi gördüm. O resul'ün izinden bir avuç toprak alıp onu potanın içine attım. İşte böylece nefsim böyle yapmayı bana hoş gösterdi.”