KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
أَلَمْ elem  
يَأْتِكُمْ ye’tikum size gelmedi mi? ا ت ي
نَبَأُ nebeu haberi ن ب ا
الَّذِينَ elleƶīne kimselerin  
مِنْ min  
قَبْلِكُمْ ḳablikum sizden öncekilerin ق ب ل
قَوْمِ ḳavmi kavimlerinin ق و م
نُوحٍ nūHin Nuh  
وَعَادٍ ve ǎādin ve Ad ع و د
وَثَمُودَ ve ṧemūde ve Semud  
وَالَّذِينَ velleƶīne ve kimselerin  
مِنْ min  
بَعْدِهِمْ beǎ’dihim onlardan sonra gelen ب ع د
لَا  
يَعْلَمُهُمْ yeǎ’lemuhum onları kimse bilmez ع ل م
إِلَّا illā başka  
اللَّهُ llahu Allah’tan  
جَاءَتْهُمْ cāethum onlara getirdi ج ي ا
رُسُلُهُمْ rusuluhum elçileri ر س ل
بِالْبَيِّنَاتِ bil-beyyināti kanıtlar ب ي ن
فَرَدُّوا feraddū fakat koydular ر د د
أَيْدِيَهُمْ eydiyehum onlar ellerini ي د ي
فِي  
أَفْوَاهِهِمْ efvāhihim ağızlarına ف و ه
وَقَالُوا ve ḳālū ve dediler ki ق و ل
إِنَّا innā muhakkak biz  
كَفَرْنَا kefernā tanımayız ك ف ر
بِمَا bimā şeyi  
أُرْسِلْتُمْ ursiltum sizinle gönderilen ر س ل
بِهِ bihi onunla  
وَإِنَّا ve innā ve biz  
لَفِي lefī içindeyiz  
شَكٍّ şekkin bir kuşku ش ك ك
مِمَّا mimmā şeye karşı  
تَدْعُونَنَا ted’ǔnenā bizi çağırdığınız د ع و
إِلَيْهِ ileyhi ona  
مُرِيبٍ murībin derin ر ي ب
TÜRKÇE OKUNUŞ
9. elem ye'tiküm nebeü-lleẕîne min ḳabliküm ḳavmi nûḥiv ve`âdiv veŝemûd. velleẕîne mim ba`dihim. lâ ya`lemühüm ille-llâh. câethüm rusülühüm bilbeyyinâti feraddû eydiyehüm fî efvâhihim veḳâlû innâ kefernâ bimâ ürsiltüm bihî veinnâ lefî şekkim mimmâ ted`ûnenâ ileyhi mürîbün.
DİYANET VAKFI
9. Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.
DİYANET İŞLERİ
9. Sizden önce gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onları Allah'tan başkası bilmez size ulaşmadı mı? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini ağızlarına götürüp: "Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz" dediler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
9. Sizden öncekilerin; Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları, Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar ellerini ağızlarına koydular ve dediler ki: "Biz sizinle gönderileni inkâr ettik ve bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz."
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
9. Sizden önce gelip geçen Nuh, Âd ve Semud kavimleriyle onlardan sonra gelip geçen ve ancak Allah'ın bildiği kavimlere ait olan haberler gelmedi mi size? Onlara peygamberleri, apaçık delillerle gelmişti de onlar, elleriyle peygamberlerinin ağızlarını örtmüşler ve biz demişlerdi, sizinle gönderilenleri inkar ediyoruz ve gerçekten de bizi davet ettiğiniz şeyler hakkında şüphe ve tereddüt içindeyiz.
ALİ BULAÇ
9. Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."
SÜLEYMAN ATEŞ
9. Sizden öncekilerin: Nuh, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin -ki onları(n sayısını) Allah'tan başka kimse bilmez- haberi size gelmedi mi? Elçileri onlara kanıtlar getirdi de onlar, ellerini ağızlarına koydu (öfkelerinden parmaklarını ısırdı)lar (yahut: peygamberlerin ağızlarını tuttular): "Biz sizinle gönderilen mesajı tanımadık ve biz sizin bizi çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz!" dediler.
GÜLTEKİN ONAN
9. Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Tanrı'dan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeylere küfrettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."
SUAT YILDIRIM
9. Sizden önce gelip geçmiş ümmetlerin, Nuh, Âd ve Semûd halklarının ve onlardan sonra gelip de Allah'tan başkasının tamtamına bilemeyeceği halkların başlarından geçen olaylardan haberdar olmadınız mı? Elçileri kendilerine delil ve mûcizeler getirdiler de onlar ellerini ağızlarına götürüp: “Biz, dediler, sizinle gönderilen talimatları kabul etmiyoruz. Çünkü biz, bize yaptığınız dâvetin mahiyetinden derin bir kuşku içindeyiz.” (7,65)