KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
فَلَمَّا felemmā ne zaman ki  
اسْتَيْأَسُوا steyesū umudu kesince ي ا س
مِنْهُ minhu ondan  
خَلَصُوا ḣaleSū bir kenara çekildiler خ ل ص
نَجِيًّا neciyyen fısıldaşarak ن ج و
قَالَ ḳāle dedi ki ق و ل
كَبِيرُهُمْ kebīruhum büyükleri ك ب ر
أَلَمْ elem  
تَعْلَمُوا teǎ’lemū bilmiyor musunuz? ع ل م
أَنَّ enne ki  
أَبَاكُمْ ebākum babanız ا ب و
قَدْ ḳad muhakkak  
أَخَذَ eḣaƶe aldı ا خ ذ
عَلَيْكُمْ ǎleykum sizden  
مَوْثِقًا mevṧiḳan kesin söz و ث ق
مِنَ mine adına  
اللَّهِ llahi Allah  
وَمِنْ ve min ve  
قَبْلُ ḳablu daha önce ق ب ل
مَا işlediğiniz  
فَرَّطْتُمْ ferraTtum kusurunuz ف ر ط
فِي hakkında  
يُوسُفَ yūsufe Yusuf  
فَلَنْ felen asla  
أَبْرَحَ ebraHa ayrılmayacağım ب ر ح
الْأَرْضَ l-erDe bu yerden ا ر ض
حَتَّىٰ Hattā kadar  
يَأْذَنَ ye’ƶene izin verinceye ا ذ ن
لِي bana  
أَبِي ebī babam ا ب و
أَوْ ev yahut  
يَحْكُمَ yeHkume hükmedinceye ح ك م
اللَّهُ llahu Allah  
لِي benim için  
وَهُوَ ve huve ve O  
خَيْرُ ḣayru en iyisidir خ ي ر
الْحَاكِمِينَ l-Hākimīne hükmedenlerin ح ك م
TÜRKÇE OKUNUŞ
80. felemme-stey'esû minhü ḫaleṣû neciyyâ. ḳâle kebîruhüm elem ta`lemû enne ebâküm ḳad eḫaẕe `aleyküm mevŝiḳam mine-llâhi vemin ḳablü mâ ferraṭtüm fî yûsüf. felen ebraḥa-l'arḍa ḥattâ ye'ẕene lî ebî ev yaḥküme-llâhü lî. vehüve ḫayru-lḥâkimîn.
DİYANET VAKFI
80. Ondan ümitlerini kesince, (meseleyi) gizli görüşmek üzere ayrılıp (bir kenara) çekildiler. Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adına söz aldığını, daha önce de Yusuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya benim için Allah hükmedinceye kadar bu yerden asla ayrılmayacağım. O hükmedenlerin en hayırlısıdır.
DİYANET İŞLERİ
80. Ümidsizliğe düşünce, konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri şöyle dedi: "Babanızın Allah'a karşı sizden bir söz aldığını, daha önce Yusuf meselesinde de ileri gittiğinizi bilmiyor musunuz? Artık babam bana izin verene veya Allah hakkımda hüküm verene kadar ki O, hükmedenlerin en iyisidir bu yerden ayrılmayacağım. Siz dönün, babanıza gidin ve deyin ki: Ey Babamız! Senin oğlun hırsızlık yaptı, bu bildiğimizden başka bir şey görmedik; görülmeyeni de bilmeyiz; bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde olduğumuz kervana da sorabilirsin; biz şüphesiz doğru söylüyoruz."
ELMALILI HAMDI YAZIR
80. Ne zaman ki, onlar, onu kurtarmaktan ümit kestiler, o zaman fısıldaşarak oradan uzaklaştılar. Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adına ahit aldığını ve daha önce Yusuf konusunda ettiğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda bir hüküm verinceye kadar ben artık burdan ayrılmam. Allah, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
80. Ondan tamamıyla ümitlerini kesince gizlice konuşarak çekildiler. Büyükleri, bilmiyor musunuz dedi, babanız Allah adına sizden kuvvetli bir söz aldı, daha önce de Yusuf hakkındaki vazifenizde ne çeşit kusur ettiniz? Babam izin verinceye dek, yahut Allah, benim hakkımda bir hüküm yürütünceye kadar ben buradan ayrılmayacağım ve o, hükmedenlerin en hayırlısıdır.
ALİ BULAÇ
80. Ondan umutlarını kestikleri zaman, (durumu) kendi aralarında görüşmek üzere bir yana çekildiler. Onların büyükleri dedi ki: "Babanızın size karşı Allah adına kesin bir söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda yaptığımız aşırılığı (işlediğimiz suçu) bilmiyor musunuz? Artık (bundan böyle) ben, ya babam bana izin verinceye veya Allah bana ilişkin hüküm verinceye kadar (bu) yerden kesin olarak ayrılamam. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."
SÜLEYMAN ATEŞ
80. Ondan umudu kesince aralarında konuşmak üzere (bir kenara) çekildiler. Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adına kesin söz aldığını; daha önce de Yusuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye, yahut Allah benim için hükmedinceye kadar bu yerden ayrılmayacağım. O, hükmedenlerin en iyisidir."
GÜLTEKİN ONAN
80. Ondan umutlarını kestikleri zaman, (durumu) kendi aralarında görüşmek üzere bir yana çekildiler. Onların büyükleri dedi ki: "Babanızın size karşı Tanrı adına kesin bir söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda yaptığımız aşırılığı (işlediğimiz suçu) bilmiyor musunuz? Artık (bundan böyle) ben, ya babam bana izin verinceye veya Tanrı bana ilişkin hüküm verinceye kadar (bu) yerden kesin olarak ayrılamam. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."
SUAT YILDIRIM
80. Vakta ki Yusuf'un onu vermesinden ümitlerini kestiler. Bir yana çekilip aralarında fısıldaşarak şöyle konuşmaya başladılar. Ağabeyleri dedi ki:“Allah’ı şahit tutarak babanıza kesin söz verdiğinizi ve daha önce Yusuf hakkında da işlediğiniz kusuru nasıl olur da bilmezlikten gelebilirsiniz? Ne yüzle döneceksiniz?Ben buradan bir adım bile atmam, ayrılmam; ancak babam bana izin verirse yahut hüküm verenlerin en hayırlısı olan Allah hükmünü bildirirse, o başka!”