TÜRKÇE OKUNUŞ |
65. ŝümme nükisû `alâ ruûsihim. leḳad `alimte mâ hâülâi yenṭiḳûn.
|
|
DİYANET VAKFI |
65. Sonra tekrar eski inanç ve tartışmalarına döndüler: Sen bunların konuşmadığını pek ala biliyorsun, dediler.
|
|
DİYANET İŞLERİ |
65. Kendi kendilerine: "Doğrusu siz haksızsınız", sonra kafalarında olan eski inançlarına dönerek: "Ey İbrahim! bunların konuşmayacağını, and olsun ki, bilirsin" dediler.
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
65. Sonra yine (eski) kafalarına döndüler: "And olsun ki (ey İbrahim!) bunların konuşmayacağını (sen de) bilirsin." dediler.
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
65. Sonra başlarını eğdiler ve andolsun ki dediler, sen de bunların konuşmadığını bilirsin.
|
|
ALİ BULAÇ |
65. Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler: "Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin."
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
65. Sonra yine eski kafalarına döndürüldüler: "Sen de bilirsin ki bunlar konuşmazlar," dediler.
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
65. Sonra yine tepeleri üstüne ters döndüler: "Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin."
|
|
SUAT YILDIRIM |
65. Fakat bunu dışa vurmayıp sonra yine önceki görüşlerine dönüp İbrâhim'e: “Bunların konuşmadıklarını sen de pek iyi bilirsin!” dediler.
|
|