KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَهُوَ ve huve O ki  
الَّذِي lleƶī  
يُرْسِلُ yursilu gönderir ر س ل
الرِّيَاحَ r-riyāHa rüzgarları ر و ح
بُشْرًا buşran müjdeci ب ش ر
بَيْنَ beyne ب ي ن
يَدَيْ yedey önünde ي د ي
رَحْمَتِهِ raHmetihi rahmetinin ر ح م
حَتَّىٰ Hattā nihayet  
إِذَا iƶā zaman  
أَقَلَّتْ eḳallet onlar yüklenince ق ل ل
سَحَابًا seHāben bulutları س ح ب
ثِقَالًا ṧiḳālen ağır ağır ث ق ل
سُقْنَاهُ suḳnāhu onu yollarız س و ق
لِبَلَدٍ libeledin bir ülkeye ب ل د
مَيِّتٍ meyyitin ölü م و ت
فَأَنْزَلْنَا feenzelnā indiririz ن ز ل
بِهِ bihi onunla  
الْمَاءَ l-māe su م و ه
فَأَخْرَجْنَا feeḣracnā ve çıkarırız خ ر ج
بِهِ bihi onunla  
مِنْ min  
كُلِّ kulli türlü türlü ك ل ل
الثَّمَرَاتِ ṧ-ṧemerāti meyvalar ث م ر
كَذَٰلِكَ keƶālike işte böyle  
نُخْرِجُ nuḣricu çıkaracağız خ ر ج
الْمَوْتَىٰ l-mevtā ölüleri de م و ت
لَعَلَّكُمْ leǎllekum herhalde  
تَذَكَّرُونَ teƶekkerūne ibret alırsınız ذ ك ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
57. vehüve-lleẕî yürsilü-rriyâḥa büşram beyne yedey raḥmetih. ḥattâ iẕâ eḳallet seḥâben ŝiḳâlen suḳnâhü libeledim meyyitin feenzelnâ bihi-lmâe feaḫracnâ bihî min külli-ŝŝemerât. keẕâlike nuḫricü-lmevtâ le`alleküm teẕekkerûn.
DİYANET VAKFI
57. Rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Sonunda onlar (o rüzgarlar), ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız.
DİYANET İŞLERİ
57. Rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen Allah'tır. Rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları taşıdığında, onu ölü bir memlekete gönderir, su indirir ve onunla her türlü ürünü yetiştiririz; ölüleri de bunun gibi diriltip, çıkarırız; belki bundan ibret alırsınız.
ELMALILI HAMDI YAZIR
57. Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. O rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları yüklenince, onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yağmur yağdırır ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltiriz. Gerekir ki düşünür, ibret alırsınız.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
57. Öyle bir mabuttur ki rahmetinden önce müjdeci olarak rüzgarları yollar. Sonucu rüzgarlar, ağır yağmur bulutlarını yüklenince onları ölmüş bir ülkeye sevk ederiz, oraya böylece yağmur yağdırırız da her çeşit meyveler yetiştiririz. Düşünün de ibret almaya bakın, çünkü biz, ölüyü de işte böyle diriltiriz.
ALİ BULAÇ
57. Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltip-çıkarırız. Ki ibret alasınız.
SÜLEYMAN ATEŞ
57. O ki rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderir. Nihayet onlar, ağır ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir ülkeye yollarız; onunla su indirir ve türlü türlü meyvalar çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde bundan ibret alırsınız.
GÜLTEKİN ONAN
57. Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz ölüleri de böyle diriltip-çıkarırız ki ibret alasınız.
SUAT YILDIRIM
57. O'dur ki, rahmeti olan (yağmurun) önünden müjdeci olarak rüzgârlar gönderir. Nihayet bu rüzgârlar o ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları, ekinleri ölmüş bir ülkeye sevk eder, derken oraya su indiririz de orada her türlüsünden meyveler, ürünler çıkarırız.İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerekir ki düşünür ve ibret alırsınız. (22,5-6; 30,19.50; 35, 9; 42,28)