KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
هَلْ hel mı?  
يَنْظُرُونَ yenZurūne gözetiyorlar ن ظ ر
إِلَّا illā ille  
تَأْوِيلَهُ te’vīlehu onun te’vilini ا و ل
يَوْمَ yevme gün ي و م
يَأْتِي ye’tī geldiği ا ت ي
تَأْوِيلُهُ te’vīluhu onun te’vili ا و ل
يَقُولُ yeḳūlu derler ki ق و ل
الَّذِينَ elleƶīne olanlar  
نَسُوهُ nesūhu onu unutmuş ن س ي
مِنْ min  
قَبْلُ ḳablu önceden ق ب ل
قَدْ ḳad doğrusu  
جَاءَتْ cāet getirmiş ج ي ا
رُسُلُ rusulu elçileri ر س ل
رَبِّنَا rabbinā Rabbimizin ر ب ب
بِالْحَقِّ bil-Haḳḳi gerçeği ح ق ق
فَهَلْ fehel var mı ki?  
لَنَا lenā bizim  
مِنْ min  
شُفَعَاءَ şufeǎāe şefa’atçilerimiz ش ف ع
فَيَشْفَعُوا feyeşfeǔ şefa’at etsinler ش ف ع
لَنَا lenā bize  
أَوْ ev yahut  
نُرَدُّ nuraddu tekrar geri döndürülür müyüz ki ر د د
فَنَعْمَلَ feneǎ’mele yapalım ع م ل
غَيْرَ ğayra başkasını غ ي ر
الَّذِي lleƶī şeylerden  
كُنَّا kunnā ك و ن
نَعْمَلُ neǎ’melu yaptıklarımızdan ع م ل
قَدْ ḳad muhakkak  
خَسِرُوا ḣasirū onlar ziyana soktular خ س ر
أَنْفُسَهُمْ enfusehum kendilerini ن ف س
وَضَلَّ ve Delle ve saptı ض ل ل
عَنْهُمْ ǎnhum kendilerinden  
مَا şeyler  
كَانُوا kānū oldukları ك و ن
يَفْتَرُونَ yefterūne uyduruyor ف ر ي
TÜRKÇE OKUNUŞ
53. hel yenżurûne illâ te'vîleh. yevme ye'tî te'vîlühû yeḳûlü-lleẕîne nesûhü min ḳablü ḳad câet rusülü rabbinâ bilḥaḳḳ. fehel lenâ min şüfe`âe feyeşfe`û lenâ ev nüraddü fena`mele gayra-lleẕî künnâ na`mel. ḳad ḫasirû enfüsehüm veḍalle `anhüm mâ kânû yefterûn.
DİYANET VAKFI
53. (Fakat onlar), Onun tevilinden başka bir şey beklemiyorlar. Tevili geldiği (haber verdiği şeyler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler. Şimdi bizim şefaatçılarımız var mı ki bize şefaat etsinler veya (dünyaya) geri döndürülmemiz mümkün mü ki, yapmış olduğumuz amellerden başkasını yapalım? Onlar cidden kendilerine yazık ettiler ve uydurdukları şeyler (putlar) da kendilerinden kaybolup gitti.
DİYANET İŞLERİ
53. Kitap'ın haber verdiği sonuçtan başka bir şey mi bekliyorlar? Sonuç gelip çattığı gün, önceleri onu unutmuş olanlar, "Rabbimizin peygamberleri şüphesiz bize gerçeği getirmişti, şimdi bize şefaat etsin, yahut geriye çevrilsek de işlediklerimizin başka türlüsünü işlesek" derler. Doğrusu kendilerini mahvetmişlerdir, uydurdukları şeyler onları koyup kaçmışlardır.
ELMALILI HAMDI YAZIR
53. İlle onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldiği (verdiği haberler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: "Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiş. Şimdi bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat etsinler, yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptıklarımızdan başkasını yapalım?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurdukları şeyler kendilerinden saptı, kaybolup gitti.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
53. Onlar, kitapta söylenenlerin gelip çıkmasını mı bekliyorlar ancak? Bir gün o söylenen şeyler, o sözlerin sonucu gelecek de evvelce onu unutanlar, gerçekten de Rabbimizin peygamberleri diyecekler, hak olarak gelmişlerdi; şimdi şefaatçilerden biri varmı ki şefaat etsin bize, yahut da tekrar dünyaya dönmemize imkan verilse de oradayken yaptığımız işlerden başka işler yapsak. Gerçekten de kendilerine yazık etmişlerdir, aslı yokken inanıp durdukları mabutla da onları bırakmış, kaybolup gitmiştir.
ALİ BULAÇ
53. Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki: "Gerçekten Rabbimiz'in elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
SÜLEYMAN ATEŞ
53. İlle onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldiği (haber verdiği şeyler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: "Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiş. Şimdi bizim şefa'atçilerimiz var mı ki bize şefa'at etsinler, yahut tekrar geri döndürül(üp dünyaya gönderil)memiz mümkün mü ki, (orada eski) yaptıklarımızdan başkasını yapalım?" Onlar, kendilerini ziyana soktular ve uydurdukları şeyler, kendilerinden saptı (kaybolup gitti).
GÜLTEKİN ONAN
53. Onlar onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar diyecekler ki: "Gerçekten rabbimizin elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki, onlar kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
SUAT YILDIRIM
53. Fakat onlar: “Hele bakalım nereye varacak?” diye sadece bu kitabın dâvetinin âkıbetini gözlüyorlar. O'nun haber verdiği müthiş âkibet geldiği gün, daha önce onu unutup bir tarafa bırakanlar şöyle diyecekler:“Gerçekten Rabbimizin elçileri bize hakkı tebliğ etmişlermiş? Acaba burada bize şefaat edecek birisi bulunur mu? Yahut geri döndürülmemiz imkânı olur mu ki bu sefer yaptığımız kötü işlerin yerine güzel güzel işler yapabilelim?”Muhakkak ki onlar, kendilerini hüsrana uğrattılar. Uydurdukları sahte tanrıları da kendilerinden uzaklaşıp ortadan kayboldular. (6,27-28)