KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَأَقْسَمُوا ve eḳsemū ve yemin ettiler ق س م
بِاللَّهِ billahi Allah’a  
جَهْدَ cehde var gücüyle ج ه د
أَيْمَانِهِمْ eymānihim yeminlerinin ي م ن
لَئِنْ lein eğer  
أَمَرْتَهُمْ emertehum onlara emredersen ا م ر
لَيَخْرُجُنَّ leyeḣrucunne savaşa çıkacaklarına خ ر ج
قُلْ ḳul de ki ق و ل
لَا  
تُقْسِمُوا tuḳsimū yemin etmeyin ق س م
طَاعَةٌ Tāǎtun itaatiniz ط و ع
مَعْرُوفَةٌ meǎ’rūfetun malumdur ع ر ف
إِنَّ inne şüphesiz  
اللَّهَ llahe Allah  
خَبِيرٌ ḣabīrun haberdardır خ ب ر
بِمَا bimā şeylerden  
تَعْمَلُونَ teǎ’melūne yaptıklarınız ع م ل
TÜRKÇE OKUNUŞ
53. veaḳsemû billâhi cehde eymânihim lein emertehüm leyaḫrucünn. ḳul lâ tuḳsimû. ṭâ`atüm ma`rûfeh. inne-llâhe ḫabîrum bimâ ta`melûn.
DİYANET VAKFI
53. (Münafıklar), sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz malumdur! Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
DİYANET İŞLERİ
53. Eğer kendilerine emredersen, o iki yüzlüler, savaşa çıkacaklarına bütün güçleriyle yemin ederler. De ki: "Yemin etmeyin; itaatiniz malumdur. Allah yaptıklarınızdan şüphesiz haberdardır."
ELMALILI HAMDI YAZIR
53. Ötekiler (münafıklar), sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (savaşa) çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz malumdur! Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
53. Emredersen onlara, savaşa çıkacaklarına dair olanca kuvvetleriyle yemin ederler elbette Allah'a de ki: Yemin etmeyin, bu, zaten adet olan, gerekli bulunan bir itaatten ibaret; şüphe yok ki Allah, ne yaparsanız hepsinden haberdardır.
ALİ BULAÇ
53. Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a and içtiler; eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır."
SÜLEYMAN ATEŞ
53. Yeminlerinin var gücüyle Allah'a yemin ettiler: Eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "Yemin etmeyin. (Sizden istenen, yalan yere yemin etmek değil), güzel ita'at etmektir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı haber almaktadır".
GÜLTEKİN ONAN
53. Yeminlerinin olanca gücüyle Tanrı'ya and içtiler; eğer sen onlara buyurursan (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır. Tanrı, yaptıklarınızdan haberdardır."
SUAT YILDIRIM
53. Senin kendilerine emretmen halinde hicret edeceklerine veya savaşa çıkacaklarına dair vargüçleriyle yemin billah ettiler.De ki: “Yemine ne hacet! Yemin etmeyin, sizden istenen makul bir itaattır. Elbette Allah yaptığınız ve yapacağınız her şeyi bilir”