KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey  
الَّذِينَ elleƶīne kimseler  
امَنُوا āmenū inananlar ا م ن
إِذَا iƶā zaman  
نَكَحْتُمُ nekeHtumu nikahladığınız ن ك ح
الْمُؤْمِنَاتِ l-mumināti inanan kadınları ا م ن
ثُمَّ ṧumme sonra  
طَلَّقْتُمُوهُنَّ Talleḳtumūhunne boşarsanız ط ل ق
مِنْ min  
قَبْلِ ḳabli önce ق ب ل
أَنْ en  
تَمَسُّوهُنَّ temessūhunne onlara dokunmadan م س س
فَمَا femā yoktur  
لَكُمْ lekum size  
عَلَيْهِنَّ ǎleyhinne onların üzerinde  
مِنْ min  
عِدَّةٍ ǐddetin bir iddet hakkınız ع د د
تَعْتَدُّونَهَا teǎ’teddūnehā sayacağınız ع د د
فَمَتِّعُوهُنَّ femettiǔhunne hemen geçimliklerini verin م ت ع
وَسَرِّحُوهُنَّ ve serriHūhunne ve onları serbest bırakın س ر ح
سَرَاحًا serāHen bir bırakışla س ر ح
جَمِيلًا cemīlen güzel ج م ل
TÜRKÇE OKUNUŞ
49. yâ eyyühe-lleẕîne âmenû iẕâ nekaḥtümü-lmü'minâti ŝümme ṭallaḳtümûhünne min ḳabli en temessûhünne femâ leküm `aleyhinne min `iddetin ta`teddûnehâ. femetti`ûhünne veserriḥûhünne serâḥan cemîlâ.
DİYANET VAKFI
49. Ey iman edenler! Mümin kadınları nikahlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın.
DİYANET İŞLERİ
49. Ey inananlar! Mümin kadınlarla nikahlanıp, onları, temasta bulunmadan boşadığınızda, artık onlar için size iddet saymaya lüzum yoktur. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın.
ELMALILI HAMDI YAZIR
49. Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâh edip de sonra onlara dokunmadan boşadığınız zaman, sizin için üzerlerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Derhal müt'alarını (mehirleri belirlenmediği takdirde yararlanacakları bir mal) verip onları güzel bir şekilde salıverin.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
49. Ey inananlar, inanan kadınları nikahladıktan sonra onlara dokunmadan boşarsanız onlar için sayacağınız bir bekleme müddeti yoktur; onlara geçinecek bir şey verin ve güzellikle bırakın.
ALİ BULAÇ
49. Ey iman edenler, mü’min kadınları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin.
SÜLEYMAN ATEŞ
49. Ey inananlar, inanan kadınları nikahlayıp da henüz onlara dokunmadan boşarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen müt'alarını verin (biraz geçimlik verip memnun edin) ve onları güzellike serbest bırakın.
GÜLTEKİN ONAN
49. Ey inananlar, inançlı(kadın)ları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin.
SUAT YILDIRIM
49. Ey müminler! Mümin kadınlarla nikâh akdi yapıp da onlara dokunmadan kendilerini boşayacak olursanız, onların iddet beklemelerini isteme hakkınız yoktur. Bu durumda bağışlayacağınız hediyelerle onları memnun ederek güzel bir şekilde boşayın. (2,228.236-237)