KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَإِذَا ve iƶā ve zaman  
قِيلَ ḳīle dendiği ق و ل
لَهُمْ lehum onlara  
أَنْفِقُوا enfiḳū infak edin ن ف ق
مِمَّا mimmā  
رَزَقَكُمُ razeḳakumu size verdiği rızıktan ر ز ق
اللَّهُ llahu Allah’ın  
قَالَ ḳāle derler ق و ل
الَّذِينَ elleƶīne  
كَفَرُوا keferū nankörler ك ف ر
لِلَّذِينَ lilleƶīne kimselere  
امَنُوا āmenū inananlara ا م ن
أَنُطْعِمُ enuT’ǐmu biz mi yedirelim? ط ع م
مَنْ men kimseye  
لَوْ lev  
يَشَاءُ yeşāu dilediği takdirde ش ي ا
اللَّهُ llahu Allah’ın  
أَطْعَمَهُ eT’ǎmehu yedireceği ط ع م
إِنْ in hayır  
أَنْتُمْ entum siz  
إِلَّا illā doğrusu  
فِي içindesiniz  
ضَلَالٍ Delālin bir sapıklık ض ل ل
مُبِينٍ mubīnin apaçık ب ي ن
TÜRKÇE OKUNUŞ
47. veiẕâ ḳîle lehüm enfiḳû mimmâ razeḳakümü-llâhü ḳâle-lleẕîne keferû lilleẕîne âmenû enuṭ`imü mel lev yeşâü-llâhü aṭ`ameh. in entüm illâ fî ḍalâlim mübîn.
DİYANET VAKFI
47. Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kafirler müminlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz.
DİYANET İŞLERİ
47. Onlara: "Allah'ın size verdiği rızıktan sarfedin" denince inkar edenler inananlara: "Allah dileseydi doyurabileceği bir kimseyi biz mi doyuralım? Doğrusu siz apaçık bir sapıklıktasınız" derler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
47. Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın" dendiği zaman, o kâfirler, müminler için: "Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
47. Ve onlara, Allah'ın, sizi rızıklandırdığı şeylerin bir kısmını hayır yoluna harcayın dendi mi kafir olanlar, inananlara derler ki: Dileseydi Allah doyururdu onu, biz mi doyuralım? Siz, ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz.
ALİ BULAÇ
47. Ve onlara: "Size Allah'ın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o inkar edenler iman edenlere dediler ki: "Allah'ın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz, apaçık bir şaşkınlık içindesiniz."
SÜLEYMAN ATEŞ
47. Onlara: "Allah'ın size verdiği rızıktan (Allah için) verin!" dendiği zaman, nankörler, inananlara: "Allah'ın dilediği takdirde yedireceği bir kimseye biz mi yedirelim? Doğrusu siz, apaçık bir sapıklık içindesiniz." derler.
GÜLTEKİN ONAN
47. Ve onlara: "Size Tanrı'nın rızık olarak verdiklerinden infak edin" denildiği zaman, o küfredenler inananlara dediler ki: "Tanrı'nın, eğer dilemiş olsaydı yedireceği kimseyi biz mi yedirecek mişiz? Gerçekten siz apaçık bir şaşkınlık içindesiniz."
SUAT YILDIRIM
47. Onlara ne zaman: “Allah'ın size lütfettiğinden, siz de muhtaçlar için harcayın” denilse, kâfirler müminlere şöyle derler: “Size kalsa Allah’ın dilediği takdirde bol bol rızıklandıracağı kimseyi doyurmak bizim mi işimiz?Siz, böyle ne sapık düşünürsünüz!”