KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
قُلْ ḳul de ki ق و ل
أَرَأَيْتَكُمْ eraeytekum gördünüz mü? ر ا ي
إِنْ in eğer  
أَتَاكُمْ etākum size gelse ا ت ي
عَذَابُ ǎƶābu azabı ع ذ ب
اللَّهِ llahi Allah’ın  
أَوْ ev ya da  
أَتَتْكُمُ etetkumu gelse ا ت ي
السَّاعَةُ s-sāǎtu o sa’at س و ع
أَغَيْرَ eğayra başkasına mı غ ي ر
اللَّهِ llahi Allah’tan  
تَدْعُونَ ted’ǔne yalvarırsınız د ع و
إِنْ in şayet  
كُنْتُمْ kuntum iseniz söyleyin ك و ن
صَادِقِينَ Sādiḳīne doğru sözlü ص د ق
TÜRKÇE OKUNUŞ
40. ḳul era'eyteküm in etâküm `aẕâbü-llâhi ev etetkümü-ssâ`atü egayra-llâhi ted`ûn. in küntüm ṣâdiḳîn.
DİYANET VAKFI
40. De ki: Ne dersiniz; size Allah'ın azabı gelse veya o kıyamet gelip çatıverse size, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru sözlü iseniz (söyleyin bakalım)!
DİYANET İŞLERİ
40. De ki, "Üzerinize Allah'ın azabı gelse veya kıyamet saati size gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru iseniz bana bildirin".
ELMALILI HAMDI YAZIR
40. De ki: "Kendinizi hiç düşündünüz mü, Allah'ın azabı size gelse veya kıyamet vakti gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer sözünde doğru kimselerseniz cevap verin".
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
40. De ki: Gerçekseniz, size Allah'ın azabı gelirçatar, yahut başınıza kıyamet koparsa Allah'tan başkasını mı çağırır, ondan başkasına mı dua edersiniz, bana haber verir misiniz siz?
ALİ BULAÇ
40. De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Allah'ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Allah'tan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz (çağırın bakalım.)"
SÜLEYMAN ATEŞ
40. De ki: "Düşündünüz mü kendinizi hiç? Size Allah'ın azabı gelse, ya da o (Duruşma) sa'at(i) gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru (sözlü) iseniz (söyleyin).
GÜLTEKİN ONAN
40. De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Tanrı'nın gazabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Tanrı'dan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru sözlüler iseniz..."
SUAT YILDIRIM
40. De ki: “Söyleyin bakalım, eğer size Allah'ın azabı gelir yahut kıyamet gelip çatarsa Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru kimseler iseniz haydi söyleyin gerçeği!” (2,17-18; 24,40)