KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
قُلْ ḳul de ki ق و ل
أَرَأَيْتُمْ eraeytum siz gördünüz mü? ر ا ي
شُرَكَاءَكُمُ şurakāekumu ortaklarınızı ش ر ك
الَّذِينَ elleƶīne  
تَدْعُونَ ted’ǔne yalvardığınız د ع و
مِنْ min  
دُونِ dūni başka د و ن
اللَّهِ llahi Allah’tan  
أَرُونِي erūnī bana gösterin ر ا ي
مَاذَا māƶā hangi şeyi?  
خَلَقُوا ḣaleḳū yarattılar خ ل ق
مِنَ mine -den  
الْأَرْضِ l-erDi yer- ا ر ض
أَمْ em yoksa  
لَهُمْ lehum onların var mı?  
شِرْكٌ şirkun ortaklıkları ش ر ك
فِي  
السَّمَاوَاتِ s-semāvāti göklerde س م و
أَمْ em yoksa  
اتَيْنَاهُمْ āteynāhum biz onlara verdik de ا ت ي
كِتَابًا kitāben bir Kitap ك ت ب
فَهُمْ fehum onlar da  
عَلَىٰ ǎlā üzerindeler  
بَيِّنَتٍ beyyinetin bir delil ب ي ن
مِنْهُ minhu ondan  
بَلْ bel hayır  
إِنْ in  
يَعِدُ yeǐdu va’detmiyorlar و ع د
الظَّالِمُونَ Z-Zālimūne o zalimler ظ ل م
بَعْضُهُمْ beǎ’Duhum birbirlerine ب ع ض
بَعْضًا beǎ’Dan birbirlerine ب ع ض
إِلَّا illā başka bir şey  
غُرُورًا ğurūran aldatmakdan غ ر ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
40. ḳul era'eytüm şürakâekümü-lleẕîne ted`ûne min dûni-llâh. erûnî mâẕâ ḫaleḳû mine-l'arḍi em lehüm şirkün fi-ssemâvât. em âteynâhüm kitâben fehüm `alâ beyyinetim minh. bel iy ye`idu-żżâlimûne ba`ḍuhüm ba`ḍan illâ gurûrâ.
DİYANET VAKFI
40. De ki: Allah'ı bırakıp da taptığınız, ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana! Onlar yerdeki hangi şeyi yarattılar! Yoksa onların göklerde mi bir ortaklıkları var! Yahut biz onlara, (bu hususta) bir kitap mı verdik de onlar, o kitaptaki bir delile dayanıyorlar? Hayır! O zalimler birbirlerine, aldatmadan başka bir şey vadetmiyorlar.
DİYANET İŞLERİ
40. De ki: "Allah'ı bırakıp da taptığınız putlarınıza hiç baktınız mı? Bana gösterin, onlar yerden hangi şeyi yarattılar?" Yoksa onların Allah'la ortaklığı göklerde midir? Yoksa Biz onlara kitap verdik de ondaki delillere mi dayanırlar? Hayır; zalimler, birbirlerine sadece aldatıcı söz söylerler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
40. De ki: "Gördünüz ya, Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz ortaklarınızı! Gösterin bana, yer yüzünden neyi yaratmışlardır?" Yoksa onların gök yüzünde bir ortaklığı mı var? Yoksa biz kendilerine bir kitap vermişiz de ondan bir delil üzerinde mi bulunuyorlar? Hayır o zalimler, birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
40. De ki: Gördünüz mü Allah'tan başka taptığınız ve Tanrıya eş sandığınız şeyleri? Gösterin bana, ne yarattılar onlar yeryüzünde, yoksa göklere bir ortaklıkları mı var onların, yahut da onlara bir kitap mı verdik de onlar, apaçık bir delile sahip? Hayır, zalimler, birbirlerine ancak yalan vaitte bulunmadalar.
ALİ BULAÇ
40. De ki: "Siz, Allah'ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar.
SÜLEYMAN ATEŞ
40. De ki: "Siz, Allah'tan başka yalvardığınız şu tanrılarınızı gördünüz mü? Bana gösterin (bakayım), onlar yerden hangi şeyi yarattılar?" Yoksa onların, gökler(in yaratılmasın)da (Allah'a) ortaklıkları mı var? Yoksa biz onlara (taptıkları putları bize ortak koşmalarını söyleyen) bir Kitap vermişiz de onlar o Kitaptan bir delil üzerinde mi bulunuyorlar? Hayır, o zalimler birbirlerine, aldatmadan başka bir şey va'detmiyorlar.
GÜLTEKİN ONAN
40. De ki: "Siz, Tanrı'nın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar.
SUAT YILDIRIM
40. De ki: Baksanıza, Allah'tan başka yalvardığınız şu şeriklerinize!Gösterin bakalım bana: Dünyanın nerelerini yaratmışlar?Yoksa göklerin yaratılmasında mı Allah’a ortaklıkları var?Yoksa Biz onlara bir kitap verdik de onlar onun aydınlığında mı bulunuyorlar?Sözün doğrusu şu ki: Zalimler birbirlerine sadece yalan, dolan ve aldanma vâd ederler.