KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
إِنْ in şayet  
تَحْرِصْ teHriS ne kadar istesen de ح ر ص
عَلَىٰ ǎlā  
هُدَاهُمْ hudāhum onların yola gelmelerini ه د ي
فَإِنَّ feinne kuşkusuz  
اللَّهَ llahe Allah  
لَا  
يَهْدِي yehdī yola getirmez ه د ي
مَنْ men kimseyi  
يُضِلُّ yuDillu şaşırttığı ض ل ل
وَمَا ve mā ve olmaz  
لَهُمْ lehum onların  
مِنْ min hiçbir  
نَاصِرِينَ nāSirīne yardımcıları ن ص ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
37. in taḥriṣ `alâ hüdâhüm feinne-llâhe lâ yehdî mey yüḍillü vemâ lehüm min nâṣirîn.
DİYANET VAKFI
37. (Resulüm!) Sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.
DİYANET İŞLERİ
37. Onların doğru yolda olmalarına ne kadar özensen, yine de Allah, saptırdığını doğru yola iletmez. Onların yardımcıları da olmaz.
ELMALILI HAMDI YAZIR
37. (Ey Muhammed!) Sen o kâfirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen de Allah, saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez. Onların hiçbir yardımcısı da yoktur.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
37. Onları doğru yola sevketmek için üstlerine düştükçe düşsen de şüphe yok ki Allah, sapıklığı kabul edeni doğru yola getirmez ve onlara bir tek yardımcı da yoktur.
ALİ BULAÇ
37. Sen, onların hidayet bulmalarını ne kadar tutkuyla istesen de, Allah, şüphesiz saptırdığına hidayet vermez, onlar için yardım edecek yoktur.
SÜLEYMAN ATEŞ
37. (Ey Muhammed) Sen onların yola gelmelerini ne kadar istesen de Allah şaşırttığını yola getirmez ve onların yardımcıları da olmaz!
GÜLTEKİN ONAN
37. Sen, onların hidayet bulmalarını ne kadar tutkuyla istesen de, Tanrı, şüphesiz saptırdığına hidayet vermez, onlar için yardım edecek yoktur.
SUAT YILDIRIM
37. Sen onların hidâyete gelmelerine ne kadar düşkün olsan da, şunu bil ki: Allah dalâlette bıraktığı kimselere hidâyet vermez. Onlara yardım eden de bulunmaz. (5,41, 11,34; 7,186; 10,96-97)