KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَإِذَا ve iƶā ve zaman  
أَذَقْنَا eƶeḳnā biz taddırdığımız ذ و ق
النَّاسَ n-nāse insanlara ن و س
رَحْمَةً raHmeten bir rahmet ر ح م
فَرِحُوا feriHū sevinirler ف ر ح
بِهَا bihā onunla  
وَإِنْ vein ve eğer  
تُصِبْهُمْ tuSibhum onlara erişirse ص و ب
سَيِّئَةٌ seyyietun bir kötülük س و ا
بِمَا bimā dolayı  
قَدَّمَتْ ḳaddemet öne sürdüklerinden ق د م
أَيْدِيهِمْ eydīhim elleriyle yapıp ي د ي
إِذَا iƶā derhal  
هُمْ hum onlar  
يَقْنَطُونَ yeḳneTūne umutsuzluğa düşerler ق ن ط
TÜRKÇE OKUNUŞ
36. veiẕâ eẕaḳne-nnâse raḥmeten feriḥû bihâ. vein tüṣibhüm seyyietüm bimâ ḳaddemet eydîhim iẕâ hüm yaḳneṭûn.
DİYANET VAKFI
36. İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda ona sevinirler. Şayet yaptıklarından ötürü başlarına bir fenalık gelse hemen ümitsizlige düşüverirler.
DİYANET İŞLERİ
36. İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler, ama yaptıklarından ötürü başlarına bir kötülük gelirse hemen ümitlerini kaybediverirler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
36. Bir de biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar da; ellerinin önceden yaptığı şeyler sebebiyle başlarına bir fenalık gelirse, hemen her ümidi kesiveriyorlar.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
36. İnsanlara bir rahmet tattırdık mı onunla sevinir, övünürler ve onlara, elleriyle yapıp hazırladıkları bir kötülük gelip çatınca da hemen ümitlerini keserler.
ALİ BULAÇ
36. Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar.
SÜLEYMAN ATEŞ
36. Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman onunla sevinirler. Elleriyle yapıp öne sürdükleri(işleri)nden dolayı onlara bir kötülük erişince de, derhal umutsuzluğa düşerler.
GÜLTEKİN ONAN
36. Biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar.
SUAT YILDIRIM
36. İnsanlara bir nimet, bir bolluk tattırdığımızda onunla sevinip şımarırlar.Şayet kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir fenalık gelirse, hemen ümitsizliğe düşerler. (2,95; 4,78-79; 11,10)