KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
أَفَمَنْ efemen kimse gibi midir?  
هُوَ huve o  
قَائِمٌ ḳāimun duran ق و م
عَلَىٰ ǎlā üzerinde  
كُلِّ kulli her ك ل ل
نَفْسٍ nefsin nefsin ن ف س
بِمَا bimā  
كَسَبَتْ kesebet yaptığı işin ك س ب
وَجَعَلُوا veceǎlū onlar koştular ج ع ل
لِلَّهِ lillahi Allah’a  
شُرَكَاءَ şurakāe ortaklar ش ر ك
قُلْ ḳul de ki ق و ل
سَمُّوهُمْ semmūhum onları isimlendirin س م و
أَمْ em yoksa  
تُنَبِّئُونَهُ tunebbiūnehu siz haber mi veriyorsunuz? ن ب ا
بِمَا bimā bir şeyi  
لَا  
يَعْلَمُ yeǎ’lemu Allah’ın bilmediği ع ل م
فِي  
الْأَرْضِ l-erDi yeryüzünde ا ر ض
أَمْ em yoksa  
بِظَاهِرٍ biZāhirin boş ظ ه ر
مِنَ mine  
الْقَوْلِ l-ḳavli söz mü söylüyorsunuz? ق و ل
بَلْ bel hayır  
زُيِّنَ zuyyine süslü gösterildi ز ي ن
لِلَّذِينَ lilleƶīne kimselere  
كَفَرُوا keferū inkar edenlere ك ف ر
مَكْرُهُمْ mekruhum tuzakları م ك ر
وَصُدُّوا ve Suddū ve çıkarıldılar ص د د
عَنِ ǎni -dan  
السَّبِيلِ s-sebīli yol- س ب ل
وَمَنْ ve men ve kimi  
يُضْلِلِ yuDlili şaşırtırsa ض ل ل
اللَّهُ llahu Allah  
فَمَا femā artık olmaz!  
لَهُ lehu ona  
مِنْ min hiçbir  
هَادٍ hādin yol gösteren ه د ي
TÜRKÇE OKUNUŞ
33. efemen hüve ḳâimün `alâ külli nefsim bimâ kesebet. vece`alû lillâhi şürakâ'. ḳul semmûhüm. em tünebbiûnehû bimâ lâ ya`lemü fi-l'arḍi em biżâhirim mine-lḳavl. bel züyyine lilleẕîne keferû mekruhüm veṣuddû `ani-ssebîl. vemey yuḍlili-llâhü femâ lehû min hâd.
DİYANET VAKFI
33. Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?" Doğrusu inkar edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
DİYANET İŞLERİ
33. Herkesin yaptığını gözeten Allah, bunu yapamayan putlarla bir olur mu? Onlar Allah'a ortak koştular. De ki: "Onlara bir ad bulun bakalım; yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözlere mi aldanıyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurdukları düzenler güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkonuldular. Zaten Allah'ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz.
ELMALILI HAMDI YAZIR
33. Bütün kazandıklarıyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan başka kim vardır? Böyle iken tuttular da Allah'a ortaklar uydurdular. De ki: "Onlara isimler verip durun bakalım. Siz O'na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlamı olmayan kuru bir laf mı? Doğrusu küfre sapanlara kendi oyunları güzel gösterildi de yoldan saptırıldılar. Allah her kimi saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
33. Herkesin yaptığı ve elde ettiği şeyi bilip görene ve karşılığını verene benzer mi onlar, tutup Allah'a eş tanıyorlar onları. De ki: Bir ad takın onlara. Yoksa yeryüzünde bilmediği birşeyi mi haber veriyorsunuz ona, yahut da geçici bir boş laf mı ediyorsunuz? Kafir olanlara düzenleri hoş ve sevimli görünmede ancak ve yoldan çıkarılmadalar ve Allah, kimi doğru yoldan saptırırsa onu doğru yola sevkedecek yoktur.
ALİ BULAÇ
33. Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır?) Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O'na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına)mi (kanıyorsunuz)? Hayır, inkar edenlere kendi hileli-düzenleri süslü-çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.
SÜLEYMAN ATEŞ
33. Her nefsin yaptığı işin başında duran, (hiçbir şeyden haberi olmayanla bir olur) mu? Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onları isimlendirin (nitelendirin bakalım tapılmağa değer bir yanları var mı?) Yoksa siz Allah'ın, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Kendisine haber veriyorsunuz? Yoksa boş söz mü söylüyorsunuz? Hayır, inkar edenlere tuzakları süslü gösterildi. (Hak) yoldan çıkarıldılar. Allah kimi şaşırtırsa artık ona yol gösteren olmaz!
GÜLTEKİN ONAN
33. Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır). Onlar Tanrı'ya ortaklar koştular. De ki: "Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O'na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına)(kanıyor sunuz)?" Hayır, küfredenlere kendi hileli-düzenleri süslü-çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Tanrı, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir yol gösterici yoktur.
SUAT YILDIRIM
33. Tek tek her insanın ne işlediğini görüp gözeten Allah, hiç bunu yapmaktan âciz olan gibi olur mu?Bununla beraber, tutmuşlar Allah'a ortak koşuyorlar. De ki “Haydi tavsif edin, adlandırın bakayım onları! Kimdirler, necidirler, hangi işleri gerçekleştirmişler?Ne o, yoksa Allah’a kendi mülkünde var olup da bilmediği bir şeyi mi bildireceksiniz. Veya hiçbir gerçeğe tekabül etmeksizin sırf boş laf mı edeceksiniz?” Doğrusu kurdukları tuzaklar o kâfirlere hoş gösterildi, hoşlandılar bundan ve hak yoldan menedildiler.Her kimi de Allah saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur. (10,61; 6,59; 11,6; 20,7; 53;23; 16;37)