KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَقُلِ ve ḳuli de ki ق و ل
الْحَقُّ l-Haḳḳu bu gerçek ح ق ق
مِنْ min -dendir  
رَبِّكُمْ rabbikum Rabbiniz- ر ب ب
فَمَنْ femen artık kimse  
شَاءَ şāe dileyen ش ي ا
فَلْيُؤْمِنْ felyumin inansın ا م ن
وَمَنْ ve men ve kimse  
شَاءَ şāe dileyen ش ي ا
فَلْيَكْفُرْ felyekfur inkar etsin ك ف ر
إِنَّا innā çünkü biz  
أَعْتَدْنَا eǎ’tednā hazırladık ع ت د
لِلظَّالِمِينَ liZZālimīne zalimlere ظ ل م
نَارًا nāran bir ateş ن و ر
أَحَاطَ eHāTa kuşatmıştır ح و ط
بِهِمْ bihim onları  
سُرَادِقُهَا surādiḳuhā çadırı س ر د ق
وَإِنْ ve in ve eğer  
يَسْتَغِيثُوا yesteğīṧū feryad edip yardım isteseler غ و ث
يُغَاثُوا yuğāṧū kendilerine yardım edilir غ و ث
بِمَاءٍ bimāin bir su ile م و ه
كَالْمُهْلِ kālmuhli erimiş maden gibi م ه ل
يَشْوِي yeşvī haşlayan ش و ي
الْوُجُوهَ l-vucūhe yüzleri و ج ه
بِئْسَ bi’se o ne kötü ب ا س
الشَّرَابُ ş-şerābu bir içecektir ش ر ب
وَسَاءَتْ ve sāet ve ne kötü س و ا
مُرْتَفَقًا murtefeḳan ağırlanmadır ر ف ق
TÜRKÇE OKUNUŞ
29. veḳuli-lḥaḳḳu mir rabbiküm femen şâe felyü'miv vemen şâe felyekfür innâ a`tednâ liżżâlimîne nâran eḥâṭa bihim sürâdiḳuhâ. veiy yestegîŝû yügâŝû bimâin kelmühli yeşvi-lvucûh. bi'se-şşerâb. vesâet mürtefeḳâ.
DİYANET VAKFI
29. Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!
DİYANET İŞLERİ
29. De ki: "Gerçek Rabbinizdendir." Dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Şüphesiz zalimler için, duvarları çepeçevre onları içine alacak bir ateş hazırlamışızdır. Onlar yardım istediklerinde, erimiş maden gibi yüzleri kavuran bir su kendilerine sunulur. Bu ne kötü bir içecek ve cehennem ne kötü bir duraktır!
ELMALILI HAMDI YAZIR
29. Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
29. Ve de ki: Kur'an Rabbinizden hak ve gerçek olarak inmiştir, artık dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Şüphe yok ki biz, zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki etrafındaki duvarlar, onları çepeçevre kuşatır, susayıp su istedikleri zaman irin gibi bir su sunulur onlara ve bu su, yüzlerini bile yakıp kavurur, ne de kötü bir sudur ve orası, ne de kötü dayanılacak, oturulacak yerdir.
ALİ BULAÇ
29. Ve de ki: "Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Şüphesiz Biz zalimlere bir ateş hazırlamışız, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar yardım isterlerse, katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir.
SÜLEYMAN ATEŞ
29. De ki: "Bu gerçek, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkar etsin." Çünkü biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı onları kuşatmıştır. Eğer (susuzluktan) feryad edip yardım isteseler erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile kendilerine yardım edilir! O ne kötü bir içecektir ve ne kötü bir dayanacak(koltuk)dur!
GÜLTEKİN ONAN
29. Ve de ki: "Hak rabbinizdendir; artık dileyen inansın, dileyen küfretsin. Şüphesiz biz zalimlere bir ateş hazırlamışız, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar yardım isterlerse, katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir.
SUAT YILDIRIM
29. De ki: “İşte Rabbiniz tarafından gerçek geldi. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.”Şu da bir gerçektir ki Biz o zalimlere, duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmış olan müthiş bir ateş hazırladık.Eğer susuzluktan feryad edecek olurlarsa kendilerine erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su verilir.O ne fena bir içecektir ve cehennem ne fena bir barınaktır! (47,15; 55,44)