KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
يَا بَنِي yā benī oğulları ب ن ي
ادَمَ ādeme Adem  
لَا  
يَفْتِنَنَّكُمُ yeftinennekumu sizi bir belaya düşürmesin ف ت ن
الشَّيْطَانُ ş-şeyTānu şeytan ش ط ن
كَمَا kemā gibi  
أَخْرَجَ eḣrace çıkardığı خ ر ج
أَبَوَيْكُمْ ebeveykum ana babanızı ا ب و
مِنَ mine -ten  
الْجَنَّةِ l-cenneti cennet- ج ن ن
يَنْزِعُ yenziǔ soyarak ن ز ع
عَنْهُمَا ǎnhumā onların  
لِبَاسَهُمَا libāsehumā elbiselerini ل ب س
لِيُرِيَهُمَا liyuriyehumā onlara göstermek için ر ا ي
سَوْاتِهِمَا sev’ātihimā çirkin yerlerini س و ا
إِنَّهُ innehu muhakkak  
يَرَاكُمْ yerākum sizi görürler ر ا ي
هُوَ huve o  
وَقَبِيلُهُ ve ḳabīluhu ve kabilesi ق ب ل
مِنْ min  
حَيْثُ Hayṧu yerden ح ي ث
لَا  
تَرَوْنَهُمْ teravnehum sizin onları göremeyeceğiniz ر ا ي
إِنَّا innā muhakkak  
جَعَلْنَا ceǎlnā biz yaptık ج ع ل
الشَّيَاطِينَ ş-şeyāTīne şeytanları ش ط ن
أَوْلِيَاءَ evliyāe dostları و ل ي
لِلَّذِينَ lilleƶīne kimselerin  
لَا inanmayanların  
يُؤْمِنُونَ yuminūne zaman ا م ن
TÜRKÇE OKUNUŞ
27. yâ benî âdeme lâ yeftinennekümü-şşeyṭânü kemâ aḫrace ebeveyküm mine-lcenneti yenzi`u `anhümâ libâsehümâ liyüriyehümâ sev'âtihimâ. innehû yerâküm hüve veḳabîlühû min ḥayŝü lâ teravnehüm. innâ ce`alne-şşeyâṭîne evliyâe lilleẕîne lâ yü'minûn.
DİYANET VAKFI
27. Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.
DİYANET İŞLERİ
27. Ey İnsanoğulları! Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak ananızı babanızı cennetten çıkardığı gibi sizi de şaşırtmasın. Sizin onları görmediğiniz yerlerden o ve taraftarları sizi görürler. Biz şeytanları, inanmayanlara dost kılarız.
ELMALILI HAMDI YAZIR
27. Ey Âdemoğulları. Şeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanların dostu yaptık.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
27. Ey Âdemoğulları, Şeytan, ananızı, babanızı cennetten çıkardığı ve avret yerlerini onlara göstermek için büründükleri elbiseyi sıyırıp üstlerinden attığı gibi sakın sizi de bir derde uğratmasın. O ve ona mensup olanlar, sizin göremeyeceğiniz yerlerden görür, kollar sizi. Şüphe yok ki biz Şeytanları, inanmayanlara dost ettik.
ALİ BULAÇ
27. Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraftarları, (kendilerini göremeyeceğiniz yerden) sizleri görmektedir. Biz gerçekten şeytanları, inanmayacakların dostları kıldık.
SÜLEYMAN ATEŞ
27. Ey Adem oğulları, şeytan, ana babanızı, çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sizi de (şaşırtıp) bir belaya düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz şeytanları, inanmayanların dostları yaptık.
GÜLTEKİN ONAN
27. Ey Ademoğulları, şeytan anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraftarları, kendilerini göremeyeceğiniz yerden sizleri görmektedir. Biz gerçekten şeytanları inanmayacakların dostları kıldık.
SUAT YILDIRIM
27. Ey Âdem'in evlatları! Şeytan, edep yerlerini açığa çıkarmak için, annenizle babanızı üzerlerindeki takvâ elbiselerini çıkarttırmak sûretiyle- cennetten uzaklaştırdığı gibi, sakın sizi de belaya uğratmasın. Çünkü o da, askerleri de sizin kendilerini göremeyeceğiniz yerlerden sizi görürler. Doğrusu Biz şeytanları iman etmeyenlerin dostları yapmışızdır. (18,50)