KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
إِنَّمَا innemā ancak  
مَثَلُ meṧelu örneği م ث ل
الْحَيَاةِ l-Hayāti hayatının ح ي ي
الدُّنْيَا d-dunyā dünya د ن و
كَمَاءٍ kemāin suya benzer م و ه
أَنْزَلْنَاهُ enzelnāhu indirdiğimiz ن ز ل
مِنَ mine  
السَّمَاءِ s-semāi gökten س م و
فَاخْتَلَطَ feḣteleTa birbirine karıştığı خ ل ط
بِهِ bihi onunla  
نَبَاتُ nebātu bitkilerinin ن ب ت
الْأَرْضِ l-erDi yeryüzü ا ر ض
مِمَّا mimmā öyle ki  
يَأْكُلُ ye’kulu yer ا ك ل
النَّاسُ n-nāsu insanlar ن و س
وَالْأَنْعَامُ vel’en’ǎāmu ve hayvanlar ن ع م
حَتَّىٰ Hattā sonuçta  
إِذَا iƶā sırada  
أَخَذَتِ eḣaƶeti alıp ا خ ذ
الْأَرْضُ l-erDu yeryüzü ا ر ض
زُخْرُفَهَا zuḣrufehā güzelliğini ز خ ر ف
وَازَّيَّنَتْ vezzeyyenet ve süslendiği ز ي ن
وَظَنَّ ve Zenne ve sandıkları ظ ن ن
أَهْلُهَا ehluhā sahiplerinin ا ه ل
أَنَّهُمْ ennehum gerçekten  
قَادِرُونَ ḳādirūne kadir olduklarını ق د ر
عَلَيْهَا ǎleyhā bunlara  
أَتَاهَا etāhā gelir ا ت ي
أَمْرُنَا emrunā emrimiz ا م ر
لَيْلًا leylen gece ل ي ل
أَوْ ev veya  
نَهَارًا nehāran gündüz ن ه ر
فَجَعَلْنَاهَا fe ceǎlnāhā böylece onları çeviririz ج ع ل
حَصِيدًا HaSīden biçilmiş hale ح ص د
كَأَنْ keen gibi  
لَمْ lem  
تَغْنَ teğne hiç yokmuş غ ن ي
بِالْأَمْسِ bil-emsi bir gün önce  
كَذَٰلِكَ keƶālike işte böyle  
نُفَصِّلُ nufeSSilu ayrıntılı olarak açıklıyoruz ف ص ل
الْايَاتِ l-āyāti ayetlerimizi ا ي ي
لِقَوْمٍ liḳavmin topluluk için ق و م
يَتَفَكَّرُونَ yetefekkerūne düşünen ف ك ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
24. innemâ meŝelü-lḥayâti-ddünyâ kemâin enzelnâhü mine-ssemâi faḫteleṭa bihî nebâtü-l'arḍi mimmâ ye'külü-nnâsü vel'en`âm. ḥattâ iẕâ eḫaẕeti-l'arḍu zuḫrufehâ vezzeyyenet veżanne ehlühâ ennehüm ḳâdirûne `aleyhâ etâhâ emrunâ leylen ev nehâran fece`alnâhâ ḥaṣîden keel lem tagne bil'ems. keẕâlike nüfeṣṣilü-l'âyâti liḳavmiy yetefekkerûn.
DİYANET VAKFI
24. Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp, (rengarenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (afetimiz) gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için ayetlerimizi böyle açıklıyoruz.
DİYANET İŞLERİ
24. Dünya hayatı gökten indirdiğimiz su gibidir ki, onunla insan ve hayvanların yiyeceği bitkiler yetişip birbirine karışmıştır. Yeryüzünün süslenip bezendiği ve yerin sahiplerinin bütün bunlara malik olduklarını sandıkları sırada, gece veya gündüz buyruğumuz o yere gelmiş ve orayı hiçbir şey bitirmemişe çevirmişiz; bir gün önce birşey yokmuş gibi olmuştur. Düşünen millet için ayetleri böylece uzun açıklıyoruz.
ELMALILI HAMDI YAZIR
24. Dünya hayatının misali şöyledir: Gökten indirdiğimiz su ile, insanların ve hayvanların yediği bitkiler birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü süslerini takınıp süslendiği ve sahipleri kendilerini ona gücü yeter sandıkları bir sırada, geceleyin veya gündüzün, ona emrimiz gelivermiştir, ansızın ona öyle bir tırpan atıvermişiz de sanki bir gün önce orada hiçbir şenlik yokmuş gibi oluvermiştir. Düşünen bir kavim için âyetlerimizi işte böyle açıklarız.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
24. Dünya yaşayışı, gökten yağdırdığımız yağmura benzer ancak; insanların ve hayvanların yiyecekleri nebatların bünyelerine girer, karışır onlara, yeşertir, yetiştirir onları ve sonucu, yeryüzü güzelleşip bezenince ve tarlaların, bağların sahipleri, kendilerini, onlardan faydalanmaya güçleri yeter sanınca bir gece, yahut gündüz, apansızın emrimiz gelip çatar, her şeyi öylesine kökünden kesip biçer, kurutup gider ki sanki dün, hiçbiri yokmuş. İşte biz, düşünce sahibi olan topluluğa delillerimizi böyle açıklar, böyle bildiririz.
ALİ BULAÇ
24. Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için Biz ayetleri böyle birer birer açıklarız.
SÜLEYMAN ATEŞ
24. Şu yakın hayat, tıpkı gökten indirdiğimiz bir suya benzer: İnsanların ve hayvanların yediği arz bitkisi o su ile karıştı: nihayet yer zinetini takınıp süslendiği ve halkı da on(un ürününü devşirmeğ)e kadir olduklarını zannettikleri sırada birden buyruğumuz ona gece veya gündüz geldi; sanki dün o hiç (bitkisiyle süslenip) şenlenmemiş gibi, onu biçilmiş yaptık (süsünü, zenginliğini biçtik, yok ettik). İşte biz, düşünen bir toplum için ayetleri böyle geniş geniş açıklarız.
GÜLTEKİN ONAN
24. Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki, yer güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi (ehli) gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona buyruğumuz gelmiştir de, dün sanki hiç bir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen (yetefekkerun) bir kavim için biz ayetleri84 böyle 'birer birer açıklarız' / ayrıntılandırırız.
SUAT YILDIRIM
24. Bu fani dünya hayatı bilir misiniz neye benzer?Tıpkı şuna benzer: Gökten yağmur indiririz, derken o yağmur sebebiyle, insanların ve hayvanların yiyerek beslendikleri bitkiler bol bol yetişir, ağ gibi etrafı sarar.Yeryüzü renk renk, çeşit çeşit meyve ve mahsullerle süslenir, bahçe sahipleri de o ürünleri devşirmeye giriştikleri sırada, geceleyin veya gündüzün birden emir çıkarırız, bir afet gelir, söküp biçer.Sanki daha dün, o şen manzara, orada hiç olmamış gibi olur...İşte Biz düşünüp ibret alacak kimseler için âyetleri, delilleri böyle ayrıntılı olarak açıklarız.