KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَبَرَزُوا ve berazū ve göründüler ب ر ز
لِلَّهِ lillahi Allah’ın huzurunda  
جَمِيعًا cemīǎn hepsi ج م ع
فَقَالَ feḳāle dediler ki ق و ل
الضُّعَفَاءُ D-Duǎfāu zayıflar ض ع ف
لِلَّذِينَ lilleƶīne kimselere  
اسْتَكْبَرُوا stekberū büyüklük taslayanlara ك ب ر
إِنَّا innā şüphesiz biz  
كُنَّا kunnā idik ك و ن
لَكُمْ lekum size  
تَبَعًا tebeǎn tabi ت ب ع
فَهَلْ fehel misiniz?  
أَنْتُمْ entum siz  
مُغْنُونَ muğnūne savabilir غ ن ي
عَنَّا ǎnnā bizden  
مِنْ min -ndan  
عَذَابِ ǎƶābi azabı- ع ذ ب
اللَّهِ llahi Allah’ın  
مِنْ min en ufak  
شَيْءٍ şeyin bir şey ش ي ا
قَالُوا ḳālū dediler ki ق و ل
لَوْ lev eğer  
هَدَانَا hedānā bize yol gösterseydi ه د ي
اللَّهُ llahu Allah  
لَهَدَيْنَاكُمْ lehedeynākum biz de size yol gösterirdik ه د ي
سَوَاءٌ sevāun artık birdir س و ي
عَلَيْنَا ǎleynā bize  
أَجَزِعْنَا eceziǎ’nā sızlansak da ج ز ع
أَمْ em ya da  
صَبَرْنَا Sabernā sabretsek de ص ب ر
مَا yoktur  
لَنَا lenā bize  
مِنْ min hiç  
مَحِيصٍ meHīSin kaçıp sığınacak bir yer ح ي ص
TÜRKÇE OKUNUŞ
21. veberazû lillâhi cemî`an feḳâle-ḍḍu`afâü lilleẕîne-stekberû innâ künnâ leküm tebe`an fehel entüm mugnûne `annâ min `aẕâbi-llâhi min şey'. ḳâlû lev hedâne-llâhü lehedeynâküm. sevâün `aleynâ ecezi`nâ em ṣabernâ mâ lenâ mim meḥîṣ.
DİYANET VAKFI
21. (Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin tabilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da diyecekler ki: "(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur."
DİYANET İŞLERİ
21. İnsanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkarlar; güçsüzler, büyüklük taslayanlara: "Doğrusu biz size uymuştuk, Allah'ın azabından bizi koruyabilecek misiniz?" derler. Cevap olarak: "Allah bizi doğru yola eriştirseydi biz de sizi eriştirirdik. Artık sızlansak da sabretsek de birdir, çünkü kaçacak yerimiz yoktur" derler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
21. (Kıyamet günü) İnsanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Ve zayıflar büyüklük taslayanlara şöyle diyecekler: "Bizler, sizlere uymuştuk. Şimdi siz, Allah'ın azabından en ufak bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da diyecekler ki: "Allah bizi hidayete erdirseydi, biz de size doğru yol gösterirdik. Artık şimdi bizler sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü kaçacak yerimiz yoktur."
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
21. Hepsi de toplanıp Allah'ın tapısına çıkar; zayıflar, ululanan büyüklere şüphe yok ki derler, biz size uymuştuk, Allah'ın azabından bir kısmını olsun bizden defedebilir misiniz? Onlar da Allah bizi doğru yola sevketseydi biz de size doğru yolu gösterirdik derler, artık ağlayıp sızlasak da bir bizim için, sabredip katlansak da; sığınacak hiçbir yerimiz yok.
ALİ BULAÇ
21. Onların tümü-toplanıp (kıyamette) Allah'ın huzuruna çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: "Şüphesiz, biz size tabi idik; şimdi siz, bizden Allah'ın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki: "Eğer Allah bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de fark etmez, bizim için kaçacak bir yer yoktur."
SÜLEYMAN ATEŞ
21. Hepsi Allah'ın huzurunda göründüler. Zayıflar, büyüklük taslayan(önder)ler(in)e: "Biz size tabi idik. Şimdi siz, bizden Allah'ın azabından (en ufak) bir şey savabilir misiniz?" dediler. (Büyüklük taslayanlar kendilerini ma'zur göstermek için: "Ne yapalım?") dediler: "Allah bize yol gösterseydi, biz de size yol gösterirdik. Artık biz sızlansak da, sabretsek de birdir; kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur!"
GÜLTEKİN ONAN
21. Onların tümü-toplanıp (kıyamette) Tanrı'nın huzuruna çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: "Şüphesiz, biz size tabi idik; şimdi siz, bizden Tanrı'nın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki: "Eğer Tanrı bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de farketmez, bizim için kaçacak bir yer yoktur."
SUAT YILDIRIM
21. Bir de bakarsın kıyamet gününde hepsi toplanarak Allah'ın huzuruna çıkmışlar.Zayıflar büyüklük taslayanlara: “Biz,” diyecekler, “Sizlere tâbi idik. Şimdi siz, bize fayda sağlayıp da Allah’ın azabından azcık bir şey uzaklaştırabiliyor musunuz?”Büyüklük taslayanlar şöyle cevap verecekler: “Ne yapalım? Allah bize yol gösterseydi biz de size gösterirdik.Şimdi biz sabretsek de, sızlansak da sonuç değişmez. Anlaşıldı: Bizim kaçıp sığınacağımız bir yer yok!” (34,31-33; 40,47-48; 7,38-39; 33,66-68)