TÜRKÇE OKUNUŞ |
20. innehüm iy yażherû `aleyküm yercümûküm ev yü`îdûküm fî milletihim velen tüfliḥû iẕen ebedâ.
|
|
DİYANET VAKFI |
20. "Çünkü onlar eğer size muttali olurlarsa, ya sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman ebediyyen iflah olmazsınız."
|
|
DİYANET İŞLERİ |
20. "Zira onların sizden haberi olacak olursa, ya taşlayarak öldürürler veya dinlerine döndürürler ve bu takdirde asla kurtulamazsınız."
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
20. "Çünkü şehir halkı, sizi ellerine geçirirlerse muhakkak sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman siz dünyada da ahirette de asla kurtuluşa eremezsiniz."
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
20. Çünkü anlarlar, duyarlarsa ya taşlarlar sizi, yahut da dinlerine döndürürler ve artık kesin olarak kurtulamazsınız onlardan.
|
|
ALİ BULAÇ |
20. "Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtuluş bulamazsınız."
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
20. Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse taşlayarak öldürürler, yahut kendi dinlerine döndürürler ki, o takdirde asla iflah olamazsınız.
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
20. "Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebediyen kurtuluş bulamazsınız."
|
|
SUAT YILDIRIM |
20. İşte, onları nasıl uyuttuysak öylece de uyandırdık.Derken aralarında konuşmaya başladılar.Birisi: “Ne kadar uykuda kaldınız?” diye sorunca bazıları:“Bir gün, belki bir günden de az!” diye cevap verdiler.Diğerleri de: “Uykuda ne kadar kaldığınızı tam tamına ancak Rabbiniz bilir.” dediler.“Siz onu bırakın da, açlığımızı gidermeye bakalım. Şu akçeyi verip içinizden birini şehre gönderin de baksın hangi yiyecek daha hoş ve helâl ise ondan size azık tedarik etsin.”“Bir de gayet nazik ve tedbirli davransın, varlığınızı ve bulunduğunuz yeri sakın hiç kimseye hissettirmesin.”“Çünkü onlar sizi ellerine geçirirlerse ya taşa tutar, ya da kendi dinlerine döndürürler, bu takdirde de ebediyyen felah bulamazsınız.”
|
|