KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
أَلَمْ elem  
يَأْنِ ye’ni vakti gelmedi mi? ا ن ي
لِلَّذِينَ lilleƶīne için  
امَنُوا āmenū inananlar ا م ن
أَنْ en  
تَخْشَعَ teḣşeǎ saygı duymasının خ ش ع
قُلُوبُهُمْ ḳulūbuhum kalblerinin ق ل ب
لِذِكْرِ liƶikri zikrine ذ ك ر
اللَّهِ llahi Allah’ın  
وَمَا ve mā ve şeye  
نَزَلَ nezele inananlar ن ز ل
مِنَ mine -tan  
الْحَقِّ l-Haḳḳi hak- ح ق ق
وَلَا ve lā ve  
يَكُونُوا yekūnū olmasınlar ك و ن
كَالَّذِينَ kālleƶīne kimseler gibi  
أُوتُوا ūtū verilen ا ت ي
الْكِتَابَ l-kitābe Kitap ك ت ب
مِنْ min  
قَبْلُ ḳablu bundan önce ق ب ل
فَطَالَ feTāle ve geçen ط و ل
عَلَيْهِمُ ǎleyhimu üzerlerinden  
الْأَمَدُ l-emedu uzun zaman ا م د
فَقَسَتْ feḳaset ve katılaşan ق س و
قُلُوبُهُمْ ḳulūbuhum kalbleri ق ل ب
وَكَثِيرٌ ve keṧīrun ve çoğu ك ث ر
مِنْهُمْ minhum onların  
فَاسِقُونَ fāsiḳūne yoldan çıkmıştır ف س ق
TÜRKÇE OKUNUŞ
16. elem ye'ni lilleẕîne âmenû en taḫşe`a ḳulûbühüm liẕikri-llâhi vemâ nezele mine-lḥaḳḳi velâ yekûnû kelleẕîne ûtü-lkitâbe min ḳablü feṭâle `aleyhimü-l'emedü feḳaset ḳulûbühüm. vekeŝîrum minhüm fâsiḳûn.
DİYANET VAKFI
16. İman edenlerin Allah'ı anma ve O'ndan inen Kur'an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onlardan bir çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.
DİYANET İŞLERİ
16. İnananların gönüllerinin Allah'ı anması ve O'ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçti de kalbleri katılaştı; çoğu, yoldan çıkmış kimselerdir.
ELMALILI HAMDI YAZIR
16. İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalbleri Allah'ın zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan önce kendilerine verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
16. İnananlara, o çağ gelmedi mi henüz, Allah'ı anış ve Kur'an'dan inen şeyler, onların gönüllerini yumuşatsın da tamamıyla korkup itaat etsinler ve önceden kendilerine kitap verilenlere benzemesinler; onların, peygamberleriyle araları, uzayıp açıldıkça kalpleri katılaştı ve onların çoğu, buyruktan çıktı.
ALİ BULAÇ
16. İman edenlerin, Allah'ın ve haktan inmiş olanın zikri için kalplerinin 'saygı ve korku ile yumuşaması' zamanı gelmedi mi? Onlar, bundan önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun bir süre geçmiş, böylece kalpleri de katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan çoğu fasık olanlardı.
SÜLEYMAN ATEŞ
16. İnananlar için hala vakit gelmedi mi ki kalbleri Allah'ın Zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan önce kendilerine Kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?
GÜLTEKİN ONAN
16. İnananların, Tanrı'nın ve haktan inmiş olanın zikri için kalplerinin 'saygı ve korku ile yumuşaması' zamanı gelmedi mi? Onlar, bundan önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden (uzun) bir müddet geçmiş, böylece kalpleri de katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan çoğu fasıktı.
SUAT YILDIRIM
16. İman edenlerin kalplerinin Allah'ı ve Cenab-ı Hak tarafından inen hakikatleri hatırlayarak yumuşayıp saygı ile dirilme vakti gelmedi mi? Sakın onlar daha önce kitap verilen ümmetler gibi olmasınlar. Zira kitabı tanımalarının üzerinden kendilerince uzun zaman geçmesi sebebiyle, onlarda ülfet ve kanıksama meydana gelmiş, neticede kalpleri katılaşmıştı. Hatta onların çoğu büsbütün yoldan çıkmışlardır. (5,13)