KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
فَأَلْقَىٰ feelḳā bunun üzerine attı ل ق ي
عَصَاهُ ǎSāhu asasını ع ص و
فَإِذَا fe iƶā birden  
هِيَ hiye o  
ثُعْبَانٌ ṧuǎ’bānun bir ejderha oluverdi ث ع ب
مُبِينٌ mubīnun açıkça ب ي ن
TÜRKÇE OKUNUŞ
107. feelḳâ `aṣâhü feiẕâ hiye ŝü`bânüm mübîn.
DİYANET VAKFI
107. Bunun üzerine Musa asasını yere attı. O hemen apaçık bir ejderha oluverdi!
DİYANET İŞLERİ
107. Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (ejderha) oluverdi; elini çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
107. Bunun üzerine Musa, asâsını yere bırakıverdi, o da birdenbire kocaman bir ejderha kesiliverdi.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
107. Musa, sopasını yere attı, derken sopa apaşikar kocaman bir yılan oldu.
ALİ BULAÇ
107. Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi.
SÜLEYMAN ATEŞ
107. Bunun üzerine (Musa), asasını attı, birden o, açıkça bir ejderha (oluverdi).
GÜLTEKİN ONAN
107. Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi.
SUAT YILDIRIM
107. Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere bırakıverdi, bir de ne görsün: o koskoca bir ejderha kesilmiş! Elini sıyırıp çıkardı, bir de ne görsün: Bakan kimseler için parlak mı parlak, ışık saçan bir el haline gelmiş! (20,18-22) {KM, Çıkış 4,2-8}