KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
قَالَتْ ḳālet dediler ki ق و ل
رُسُلُهُمْ rusuluhum elçileri ر س ل
أَفِي efī hakkında edilir mi?  
اللَّهِ llahi Allah  
شَكٌّ şekkun şüphe ش ك ك
فَاطِرِ fāTiri yaratan ف ط ر
السَّمَاوَاتِ s-semāvāti gökleri س م و
وَالْأَرْضِ vel’erDi ve yeri ا ر ض
يَدْعُوكُمْ yed’ǔkum O sizi davet ediyor د ع و
لِيَغْفِرَ liyeğfira bağışlamak için غ ف ر
لَكُمْ lekum sizin  
مِنْ min bir kısmını  
ذُنُوبِكُمْ ƶunūbikum günahlarınızdan ذ ن ب
وَيُؤَخِّرَكُمْ ve yueḣḣirakum ve sizi ertelemek için ا خ ر
إِلَىٰ ilā kadar  
أَجَلٍ ecelin bir süreye ا ج ل
مُسَمًّى musemmen belirtilmiş س م و
قَالُوا ḳālū onlar dediler ق و ل
إِنْ in  
أَنْتُمْ entum siz de  
إِلَّا illā başka değilsiniz  
بَشَرٌ beşerun bir insandan ب ش ر
مِثْلُنَا miṧlunā bizim gibi م ث ل
تُرِيدُونَ turīdūne istiyorsunuz ر و د
أَنْ en  
تَصُدُّونَا teSuddūnā bizi çevirmek ص د د
عَمَّا ǎmmā -ndan  
كَانَ kāne olduğu- ك و ن
يَعْبُدُ yeǎ’budu tapıyor ع ب د
ابَاؤُنَا ābāunā atalarımızın ا ب و
فَأْتُونَا fe’tūnā o halde bize getirin ا ت ي
بِسُلْطَانٍ bisulTānin bir delil س ل ط
مُبِينٍ mubīnin açık ب ي ن
TÜRKÇE OKUNUŞ
10. ḳâlet rusülühüm efi-llâhi şekkün fâṭiri-ssemâvâti vel'arḍ. yed`ûküm liyagfira leküm min ẕünûbiküm veyüeḫḫiraküm ilâ ecelim müsemmâ. ḳâlû in entüm illâ beşerum miŝlünâ. türîdûne en teṣuddûnâ `ammâ kâne ya`büdü âbâünâ fe'tûnâ bisülṭânim mübîn.
DİYANET VAKFI
10. Peygamberleri dedi ki: Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? Halbuki O, sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve sizi muayyen bir vakte kadar yaşatmak için sizi (hak dine) çağırıyor. Onlar dediler ki: Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Siz bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse bize, apaçık bir delil getirin!
DİYANET İŞLERİ
10. Onların peygamberleri: "Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamaya çağıran ve bir süreye kadar sizi erteleyen Allah'tan mı şüphe ediyorsunuz?" dediler. Onlar da: "Siz de sadece bizim gibi birer insansınız; bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirmelisiniz" dediler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
10. Peygamberleri dedi ki: "Gökleri ve yeri yaratan, Allah hakkında da şüphe mi var? O, sizi günahlarınızı bağışlamak için çağırıyor ve belirlenmiş bir süreye kadar size müsade ediyor." Onlar da: "Siz sadece bizim gibi bir insansınız, bizi babalarımızıntaptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. O halde bize apaçık bir delil getirin!" dediler.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
10. Peygamberleri, Allah'tan şüphe edilir mi dediler, gökleri ve yeryüzünü yaratandır o; suçlarınızı örtmek ve muayyen vakte dek size mühlet vermek için çağırmada sizi. Siz de dediler, bizim gibi insansanız ancak; bizi atalarımızın taptıklarından vazgeçirmek istiyorsunuz, öyleyse apaçık bir delil gösterin bize.
ALİ BULAÇ
10. Resulleri dedi ki: "Allah hakkında mı şüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır; O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir süreye kadar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın taptıklarından çevirip-engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçık bir delil getirin."
SÜLEYMAN ATEŞ
10. Elçileri: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe (edilir) mi? (O), sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve sizi belirtilmiş bir süreye kadar ertelemek için sizi davet ediyor" dediler. Onlar: "Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Bizi, atalarımızın taptığından çevirmek istiyorsunuz. O halde bize açık bir delil getirin!" dediler.
GÜLTEKİN ONAN
10. Resulleri dedi ki: "Tanrı hakkında mı şüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır (fatır); O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı-konulmuş bir ecele kadar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın taptıklarından çevirip-engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçık bir delil getirin."
SUAT YILDIRIM
10. Peygamberleri onlara: “Hiç gökleri ve yeri yaratan yüce Yaratıcı hakkında şüphe edilebilir mi?O günahlarınızı affetmeye çağırıyor ve muayyen bir süreye kadar size müsaade ediyor, mühlet veriyor.” dediler.Onlarsa: “Siz,” dediler, “bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz. Siz bizi atalarımızın ibadet ettiği tanrılardan vazgeçirmek istiyorsunuz. O halde bize açık delil getirin.” (11,3)