KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey  
الَّذِينَ elleƶīne kimseler  
امَنُوا āmenū inananlar ا م ن
لَا  
تَتَّخِذُوا tetteḣiƶū edinmeyin ا خ ذ
عَدُوِّي ǎduvvī benim düşmanımı ع د و
وَعَدُوَّكُمْ ve ǎduvve kum ve sizin düşmanınızı ع د و
أَوْلِيَاءَ evliyāe dostlar و ل ي
تُلْقُونَ tulḳūne siz iletiyorsunuz ل ق ي
إِلَيْهِمْ ileyhim onlara  
بِالْمَوَدَّةِ bil-meveddeti sevgi و د د
وَقَدْ veḳad halbuki  
كَفَرُوا keferū onlar inkar ettiler ك ف ر
بِمَا bimā şeyi  
جَاءَكُمْ cāekum size gelen ج ي ا
مِنَ mine -tan  
الْحَقِّ l-Haḳḳi hak- ح ق ق
يُخْرِجُونَ yuḣricūne yurdunuzdan çıkardılar خ ر ج
الرَّسُولَ r-rasūle Elçiyi ر س ل
وَإِيَّاكُمْ ve iyyākum ve sizi  
أَنْ en dolayı  
تُؤْمِنُوا tuminū inandığınızdan ا م ن
بِاللَّهِ billahi Allah’a  
رَبِّكُمْ rabbikum Rabbiniz ر ب ب
إِنْ in eğer  
كُنْتُمْ kuntum iseniz ك و ن
خَرَجْتُمْ ḣaractum çıkmış خ ر ج
جِهَادًا cihāden cihadetmek için ج ه د
فِي  
سَبِيلِي sebīlī benim yolumda س ب ل
وَابْتِغَاءَ vebtiğāe ve kazanmak için ب غ ي
مَرْضَاتِي merDātī benim rızamı ر ض و
تُسِرُّونَ tusirrūne nasıl gizliyorsunuz س ر ر
إِلَيْهِمْ ileyhim onlara  
بِالْمَوَدَّةِ bil-meveddeti içinizde sevgi و د د
وَأَنَا veenā oysa ben  
أَعْلَمُ eǎ’lemu bilirim ع ل م
بِمَا bimā şeyleri  
أَخْفَيْتُمْ eḣfeytum sizin gizlediğiniz خ ف ي
وَمَا ve mā ve şeyleri  
أَعْلَنْتُمْ eǎ’lentum açığa vurduğunuz ع ل ن
وَمَنْ ve men ve kim  
يَفْعَلْهُ yef’ǎlhu bunu yaparsa ف ع ل
مِنْكُمْ minkum sizden  
فَقَدْ feḳad elbette  
ضَلَّ Delle sapmıştır ض ل ل
سَوَاءَ sevāe doğru س و ي
السَّبِيلِ s-sebīli yoldan س ب ل
TÜRKÇE OKUNUŞ
1. yâ eyyühe-lleẕîne âmenû lâ tetteḫiẕû `adüvvî ve`adüvveküm evliyâe tülḳûne ileyhim bilmeveddeti veḳad keferû bimâ câeküm mine-lḥaḳḳ. yuḫricûne-rrasûle veiyyâküm en tü'minû billâhi rabbiküm. in küntüm ḫaractüm cihâden fî sebîlî vebtigâe merḍâtî tüsirrûne ileyhim bilmeveddeh. veenâ a`lemü bimâ aḫfeytüm vemâ a`lentüm. vemey yef`alhü minküm feḳad ḍalle sevâe-ssebîl.
DİYANET VAKFI
1. Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkar etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur.
DİYANET İŞLERİ
1. Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler Benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden onlara sevgi gösteren kimse, şüphesiz doğru yoldan sapmıştır.
ELMALILI HAMDI YAZIR
1. Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi (yurdunuzdan sürüp) çıkardıkları halde siz onlara sevgi ulaştırıyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için çıktınızsa içinizde onlara sevgi mi gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
1. Ey inananlar, düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dost edinip onları sevmeyin, onlara haber yolluyorsunuz ama onlar, size gerçek olarak gelen şeye kafir olmuşlardır da Peygamberi ve sizi, Rabbiniz Allah'a inanıyorsunuz diye yurdunuzdan çıkarıyorlar; benim yolumda savaşmak ve razılığımı arayıp elde etmek için yurdunuzdan çıktıysanız, bu, böyle; siz, onlara sevgiyle sır veriyorsunuz ve bense sizin gizlediğiniz şeyi de daha iyi bilirim, açığa vurduğunuz şeyi de ve sizden kim bu işi yaparsa gerçekten dedüz ve doğru yoldan sapmış, yolunu kaybetmiş gitmiştir.
ALİ BULAÇ
1. Ey iman edenler, Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkar etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur.
SÜLEYMAN ATEŞ
1. Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Elçiyi ve sizi (yurdunuzdan) çıkardıkları halde siz onlara sevgi iletiyorsunuz. Benim yolumda cihadetmek ve benim rızamı kazanmak için (yurdunuzdan) çıktığınız halde içinizde onlara sevgi (mi) gizilyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.
GÜLTEKİN ONAN
1. Ey inananlar, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size gelene küfretmişler, rabbiniz olan Tanrı'ya inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur.
SUAT YILDIRIM
1. Ey iman edenler! Benim de sizin de düşmanlarınızı dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği reddettikleri halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. Resulullahı ve sizi, sırf Rabbiniz olan Allah'a inandığınız için, vatanınızdan kovuyorlar.Siz Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı kazanmak için yurdunuzdan çıkarılmayı göze aldıysanız, nasıl olur da onlara sevgi gösterip sır verirsiniz? Halbuki Ben sizin gizlediğiniz ve açıkladığınız her şeyi bilmekteyim. Doğrusu içinizden kim bunu yaparsa, artık doğru yoldan sapmış olur. (5,51-57; 3,28; 4,144)