Sad-Ha-Be     ص ح ب
Sahip çıkmak

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 97 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
78 kez   أَصْحَٰب
2 kez   تُصَٰحِبْ
10 kez   صَاحِب
2 kez   صَىٰحِب
4 kez   صَٰحِبَة
1 kez   يُصْحَبُ
Kökten (أَصْحَٰب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:39  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 39. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (39)

39. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedi kalırlar.
 2:81  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 81. Ayet
بَلَىٰ مَنْ كَسَبَ سَيِّئَةً وَأَحَاطَتْ بِهِ خَطِيئَتُهُ فَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (81)

81. Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.
 2:82  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 82. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (82)

82. İman edip yararlı iş yapanlara gelince onlar da cennetliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.
 2:119  أَصْحَابِ    eSHābi    halkından  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   

Bakara  Suresi 119. Ayet
إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيرًا وَنَذِيرًا ۖ وَلَا تُسْأَلُ عَنْ أَصْحَابِ الْجَحِيمِ (119)

119. Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehenmemliklerden sorumlu değilsin.
 2:217  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 217. Ayet
يَسْأَلُونَكَ عَنِ الشَّهْرِ الْحَرَامِ قِتَالٍ فِيهِ ۖ قُلْ قِتَالٌ فِيهِ كَبِيرٌ ۖ وَصَدٌّ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَكُفْرٌ بِهِ وَالْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَإِخْرَاجُ أَهْلِهِ مِنْهُ أَكْبَرُ عِنْدَ اللَّهِ ۚ وَالْفِتْنَةُ أَكْبَرُ مِنَ الْقَتْلِ ۗ وَلَا يَزَالُونَ يُقَاتِلُونَكُمْ حَتَّىٰ يَرُدُّوكُمْ عَنْ دِينِكُمْ إِنِ اسْتَطَاعُوا ۚ وَمَنْ يَرْتَدِدْ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَيَمُتْ وَهُوَ كَافِرٌ فَأُولَٰئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ ۖ وَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (217)

217. Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkar etmek, Mes-cid-i Haram'ın ziyaretine mani olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kafir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.
 2:257  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 257. Ayet
اللَّهُ وَلِيُّ الَّذِينَ آمَنُوا يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ ۖ وَالَّذِينَ كَفَرُوا أَوْلِيَاؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ إِلَى الظُّلُمَاتِ ۗ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (257)

257. Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlere gelince, onların dostları da tağuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar.
 2:275  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Bakara  Suresi 275. Ayet
الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا ۗ وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا ۚ فَمَنْ جَاءَهُ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّهِ فَانْتَهَىٰ فَلَهُ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُ إِلَى اللَّهِ ۖ وَمَنْ عَادَ فَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (275)

275. Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.
 3:116  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Âl-i İmrân  Suresi 116. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا ۖ وَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۚ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (116)

116. İnkar edenler var ya, onların malları da evlatları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır. İşte onlar, cehennemliklerdir; onlar orada ebedi kalacaklardır.
 4:47  أَصْحَابَ    eSHābe    adamlarını  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   

Nisâ  Suresi 47. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ آمِنُوا بِمَا نَزَّلْنَا مُصَدِّقًا لِمَا مَعَكُمْ مِنْ قَبْلِ أَنْ نَطْمِسَ وُجُوهًا فَنَرُدَّهَا عَلَىٰ أَدْبَارِهَا أَوْ نَلْعَنَهُمْ كَمَا لَعَنَّا أَصْحَابَ السَّبْتِ ۚ وَكَانَ أَمْرُ اللَّهِ مَفْعُولًا (47)

47. Ey ehl-i kitap! Biz, birtakım yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden, yahut onları, cumartesi adamları gibi lanetlemeden önce (davranarak), size gelenleri doğrulamak üzere indirdiğimize (Kitab'a) iman edin; Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir.
 5:10  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Mâide  Suresi 10. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ (10)

10. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar cehennemliklerdir.
 5:29  أَصْحَابِ    eSHābi    halkından  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   

Mâide  Suresi 29. Ayet
إِنِّي أُرِيدُ أَنْ تَبُوءَ بِإِثْمِي وَإِثْمِكَ فَتَكُونَ مِنْ أَصْحَابِ النَّارِ ۚ وَذَٰلِكَ جَزَاءُ الظَّالِمِينَ (29)

29. "Ben istiyorum ki, sen, hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın; zalimlerin cezası işte budur."
 5:86  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Mâide  Suresi 86. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ (86)

86. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince işte onlar cehennemliklerdir.
 6:71  أَصْحَابٌ    eSHābun    arkadaşlarının ise  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 71. Ayet
قُلْ أَنَدْعُو مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنْفَعُنَا وَلَا يَضُرُّنَا وَنُرَدُّ عَلَىٰ أَعْقَابِنَا بَعْدَ إِذْ هَدَانَا اللَّهُ كَالَّذِي اسْتَهْوَتْهُ الشَّيَاطِينُ فِي الْأَرْضِ حَيْرَانَ لَهُ أَصْحَابٌ يَدْعُونَهُ إِلَى الْهُدَى ائْتِنَا ۗ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَىٰ ۖ وَأُمِرْنَا لِنُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ (71)

71. De ki: Allah'ı bırakıp da bize fayda veya zarar veremeyecek olan şeylere mi tapalım? Allah bizi doğru yola ilettikten sonra şeytanların saptırıp şaşkın olarak çöle düşürmek istedikleri, arkadaşlarının ise: "Bize gel! " diye doğru yola çağırdıkları şaşkın kimse gibi gerisin geri (inkarcılığa) mı döndürüleceğiz? De ki: Allah'ın hidayeti doğru yolun ta kendisidir. Bize alemlerin Rabbine teslim olmamız emredilmiştir.
 7:36  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 36. Ayet
وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (36)

36. Ayetlerimizi yalanlayanlar ve büyüklenip onlardan yüz çevirenler var ya, işte onlar ateş ehlidir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
 7:42  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 42. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (42)

42. İnanıp da iyi işler yapanlara gelince -ki hiç kimseye gücünün üstünde bir vazife yüklemeyiz- işte onlar, cennet ehlidir. Orada onlar ebedi kalacaklar.
 7:44  أَصْحَابَ    eSHābe    halkına  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 44. Ayet
وَنَادَىٰ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ أَصْحَابَ النَّارِ أَنْ قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقًّا فَهَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقًّا ۖ قَالُوا نَعَمْ ۚ فَأَذَّنَ مُؤَذِّنٌ بَيْنَهُمْ أَنْ لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ (44)

44. Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.
 7:44  أَصْحَابُ    eSHābu    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 44. Ayet
وَنَادَىٰ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ أَصْحَابَ النَّارِ أَنْ قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقًّا فَهَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقًّا ۖ قَالُوا نَعَمْ ۚ فَأَذَّنَ مُؤَذِّنٌ بَيْنَهُمْ أَنْ لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ (44)

44. Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.
 7:46  أَصْحَابَ    eSHābe    halkına  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 46. Ayet
وَبَيْنَهُمَا حِجَابٌ ۚ وَعَلَى الْأَعْرَافِ رِجَالٌ يَعْرِفُونَ كُلًّا بِسِيمَاهُمْ ۚ وَنَادَوْا أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَنْ سَلَامٌ عَلَيْكُمْ ۚ لَمْ يَدْخُلُوهَا وَهُمْ يَطْمَعُونَ (46)

46. İki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir perde ve A'raf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan adamlar vardır ki, bunlar henüz cennete giremedikleri halde (girmeyi) umarak cennet ehline: "Selam size!" diye seslenirler.
 7:47  أَصْحَابِ    eSHābi    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 47. Ayet
وَإِذَا صُرِفَتْ أَبْصَارُهُمْ تِلْقَاءَ أَصْحَابِ النَّارِ قَالُوا رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ (47)

47. Gözleri cehennem ehli tarafına döndürülünce de: Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma! derler.
 7:48  أَصْحَابُ    eSHābu    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 48. Ayet
وَنَادَىٰ أَصْحَابُ الْأَعْرَافِ رِجَالًا يَعْرِفُونَهُمْ بِسِيمَاهُمْ قَالُوا مَا أَغْنَىٰ عَنْكُمْ جَمْعُكُمْ وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَكْبِرُونَ (48)

48. (Yine) A'raf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: "Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.
 7:50  أَصْحَابُ    eSHābu    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 50. Ayet
وَنَادَىٰ أَصْحَابُ النَّارِ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَنْ أَفِيضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَاءِ أَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ ۚ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى الْكَافِرِينَ (50)

50. Cehennem ehli, cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunları kafirlere haram kılmıştır, derler.
 7:50  أَصْحَابَ    eSHābe    halkına  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 50. Ayet
وَنَادَىٰ أَصْحَابُ النَّارِ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَنْ أَفِيضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَاءِ أَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ ۚ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى الْكَافِرِينَ (50)

50. Cehennem ehli, cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunları kafirlere haram kılmıştır, derler.
 9:70  وَأَصْحَابِ    ve eSHābi    ve halkının  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 70. Ayet
أَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَأُ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ إِبْرَاهِيمَ وَأَصْحَابِ مَدْيَنَ وَالْمُؤْتَفِكَاتِ ۚ أَتَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ ۖ فَمَا كَانَ اللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَٰكِنْ كَانُوا أَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ (70)

70. Onlara kendilerinden evvelkilerin, Nuh, Âd ve Semud kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı? Peygamberi onlara apaçık mucizeler getirmişti. Demek ki, Allah onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekte idiler.
 9:113  أَصْحَابُ    eSHābu    halkı oldukları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 113. Ayet
مَا كَانَ لِلنَّبِيِّ وَالَّذِينَ آمَنُوا أَنْ يَسْتَغْفِرُوا لِلْمُشْرِكِينَ وَلَوْ كَانُوا أُولِي قُرْبَىٰ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُمْ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ (113)

113. (Kafir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.
 10:26  أَصْحَابُ    eSHābu    ehlidirler  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 26. Ayet
لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا الْحُسْنَىٰ وَزِيَادَةٌ ۖ وَلَا يَرْهَقُ وُجُوهَهُمْ قَتَرٌ وَلَا ذِلَّةٌ ۚ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (26)

26. Güzel davrananlara daha güzel karşılık, bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır ne de bir horluk (gelir). İşte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedi kalacaklardır.
 10:27  أَصْحَابُ    eSHābu    ehlidirler  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 27. Ayet
وَالَّذِينَ كَسَبُوا السَّيِّئَاتِ جَزَاءُ سَيِّئَةٍ بِمِثْلِهَا وَتَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۖ مَا لَهُمْ مِنَ اللَّهِ مِنْ عَاصِمٍ ۖ كَأَنَّمَا أُغْشِيَتْ وُجُوهُهُمْ قِطَعًا مِنَ اللَّيْلِ مُظْلِمًا ۚ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (27)

27. Kötülük yapanlara gelince, kötülüğün cezası misli iledir. Onları zillet kaplayacaktır. Onları Allah'a karşı koruyacak hiç kimse yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
 11:23  أَصْحَابُ    eSHābu    ehlidirler  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 23. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَأَخْبَتُوا إِلَىٰ رَبِّهِمْ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (23)

23. İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidir. Onlar orada ebedi kalırlar.
 13:5  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 5. Ayet
وَإِنْ تَعْجَبْ فَعَجَبٌ قَوْلُهُمْ أَإِذَا كُنَّا تُرَابًا أَإِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ ۗ أُولَٰئِكَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ ۖ وَأُولَٰئِكَ الْأَغْلَالُ فِي أَعْنَاقِهِمْ ۖ وَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (5)

5. (Resulüm! Kafirlerin seni yalanlamalarına) şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların: "Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi yaratılacağız?" demeleridir. İşte onlar, Rablerini inkar edenlerdir; işte onlar (kıyamet gününde) boyunlarında tasmalar bulunanlardır. Ve onlar ateş ehlidir. Onlar, orada ebedi kalacaklardır!
 15:78  أَصْحَابُ    eSHābu    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 78. Ayet
وَإِنْ كَانَ أَصْحَابُ الْأَيْكَةِ لَظَالِمِينَ (78)

78. Eyke halkı da gerçekten zalim idiler.
 15:80  أَصْحَابُ    eSHābu    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 80. Ayet
وَلَقَدْ كَذَّبَ أَصْحَابُ الْحِجْرِ الْمُرْسَلِينَ (80)

80. Andolsun, Hicr halkı da peygamberleri yalanlamıştı.
 18:9  أَصْحَابَ    eSHābe    sahiplerinin  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 9. Ayet
أَمْ حَسِبْتَ أَنَّ أَصْحَابَ الْكَهْفِ وَالرَّقِيمِ كَانُوا مِنْ آيَاتِنَا عَجَبًا (9)

9. (Resulüm)! Yoksa sen, bizim ayetlerimizden (sadece) Kehf ve Rakim sahiplerinin ibrete şayan olduklarını mı sandın?
 20:135  أَصْحَابُ    eSHābu    sahipleri  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 135. Ayet
قُلْ كُلٌّ مُتَرَبِّصٌ فَتَرَبَّصُوا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ أَصْحَابُ الصِّرَاطِ السَّوِيِّ وَمَنِ اهْتَدَىٰ (135)

135. De ki: Herkes beklemektedir: Öyle ise siz de bekleyin. Yakında anlayacaksınız; doğru düzgün yolun yolcuları kimmiş ve hidayette olan kimmiş!
 22:44  وَأَصْحَابُ    ve eSHābu    ve halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 44. Ayet
وَأَصْحَابُ مَدْيَنَ ۖ وَكُذِّبَ مُوسَىٰ فَأَمْلَيْتُ لِلْكَافِرِينَ ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ ۖ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ (44)

44. (Şuayb'ın kavmi olan) Medyen halkı da(Şuayb'ı) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kafirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!
 22:51  أَصْحَابُ    eSHābu    ashabıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 51. Ayet
وَالَّذِينَ سَعَوْا فِي آيَاتِنَا مُعَاجِزِينَ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ (51)

51. Ayetlerimiz hakkında (onları tesirsiz kılmak için) birbirlerini geri bırakırcasına yarışanlara gelince, işte bunlar, cehennemliklerdir.
 25:24  أَصْحَابُ    eSHābu    halkının  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 24. Ayet
أَصْحَابُ الْجَنَّةِ يَوْمَئِذٍ خَيْرٌ مُسْتَقَرًّا وَأَحْسَنُ مَقِيلًا (24)

24. O gün cennetliklerin kalacakları yer çok huzurlu ve dinlenecekleri yer pek güzeldir.
 25:38  وَأَصْحَابَ    ve eSHābe    ve halkını  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 38. Ayet
وَعَادًا وَثَمُودَ وَأَصْحَابَ الرَّسِّ وَقُرُونًا بَيْنَ ذَٰلِكَ كَثِيرًا (38)

38. Ad'ı, Semud'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha birçok nesilleri de (inkarcılıklarından ötürü helak ettik).
 26:61  أَصْحَابُ    eSHābu    adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 61. Ayet
فَلَمَّا تَرَاءَى الْجَمْعَانِ قَالَ أَصْحَابُ مُوسَىٰ إِنَّا لَمُدْرَكُونَ (61)

61. İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları: İşte yakalandık! dediler.
 26:176  أَصْحَابُ    eSHābu    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 176. Ayet
كَذَّبَ أَصْحَابُ الْأَيْكَةِ الْمُرْسَلِينَ (176)

176. Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla suçladı.
 29:15  وَأَصْحَابَ    ve eSHābe    ve halkını  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 15. Ayet
فَأَنْجَيْنَاهُ وَأَصْحَابَ السَّفِينَةِ وَجَعَلْنَاهَا آيَةً لِلْعَالَمِينَ (15)

15. Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu alemlere bir ibret yaptık.
 35:6  أَصْحَابِ    eSHābi    halkı-  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 6. Ayet
إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَاتَّخِذُوهُ عَدُوًّا ۚ إِنَّمَا يَدْعُو حِزْبَهُ لِيَكُونُوا مِنْ أَصْحَابِ السَّعِيرِ (6)

6. Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.
 36:13  أَصْحَابَ    eSHābe    halkını  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yâsîn  Suresi 13. Ayet
وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلًا أَصْحَابَ الْقَرْيَةِ إِذْ جَاءَهَا الْمُرْسَلُونَ (13)

13. Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti.
 36:55  أَصْحَابَ    eSHābe    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yâsîn  Suresi 55. Ayet
إِنَّ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ الْيَوْمَ فِي شُغُلٍ فَاكِهُونَ (55)

55. O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde safa sürerler.
 38:13  وَأَصْحَابُ    ve eSHābu    ve halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 13. Ayet
وَثَمُودُ وَقَوْمُ لُوطٍ وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ ۚ أُولَٰئِكَ الْأَحْزَابُ (13)

13. Semud, Lut kavmi ve Eyke halkı da (peygamberleri) yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen topluluklardır.
 39:8  أَصْحَابِ    eSHābi    halkı-  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Zümer  Suresi 8. Ayet
وَإِذَا مَسَّ الْإِنْسَانَ ضُرٌّ دَعَا رَبَّهُ مُنِيبًا إِلَيْهِ ثُمَّ إِذَا خَوَّلَهُ نِعْمَةً مِنْهُ نَسِيَ مَا كَانَ يَدْعُو إِلَيْهِ مِنْ قَبْلُ وَجَعَلَ لِلَّهِ أَنْدَادًا لِيُضِلَّ عَنْ سَبِيلِهِ ۚ قُلْ تَمَتَّعْ بِكُفْرِكَ قَلِيلًا ۖ إِنَّكَ مِنْ أَصْحَابِ النَّارِ (8)

8. İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur. Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!
 40:6  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 6. Ayet
وَكَذَٰلِكَ حَقَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّهُمْ أَصْحَابُ النَّارِ (6)

6. İnkar edenlerin cehennem ehli olduklarına dair Rabbinin sözü böylece gerçekleşti.
 40:43  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 43. Ayet
لَا جَرَمَ أَنَّمَا تَدْعُونَنِي إِلَيْهِ لَيْسَ لَهُ دَعْوَةٌ فِي الدُّنْيَا وَلَا فِي الْآخِرَةِ وَأَنَّ مَرَدَّنَا إِلَى اللَّهِ وَأَنَّ الْمُسْرِفِينَ هُمْ أَصْحَابُ النَّارِ (43)

43. Gerçek şu ki, sizin beni davet ettiğiniz şeyin dünyada da ahirette de davete değer bir tarafı yoktur. Dönüşümüz Allah'adır, aşırı gidenler de ateş ehlinin kendileridir.
 46:14  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Ahkâf  Suresi 14. Ayet
أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (14)

14. Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedi kalacaklardır.
 46:16  أَصْحَابِ    eSHābi    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Ahkâf  Suresi 16. Ayet
أُولَٰئِكَ الَّذِينَ نَتَقَبَّلُ عَنْهُمْ أَحْسَنَ مَا عَمِلُوا وَنَتَجَاوَزُ عَنْ سَيِّئَاتِهِمْ فِي أَصْحَابِ الْجَنَّةِ ۖ وَعْدَ الصِّدْقِ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ (16)

16. İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru bir sözdür.
 50:12  وَأَصْحَابُ    ve eSHābu    ve halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kâf  Suresi 12. Ayet
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَأَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُ (12)

12. Onlardan önce Nuh kavmi, Res halkı ve Semud da yalanlamıştı.
 50:14  وَأَصْحَابُ    ve eSHābu    ve halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kâf  Suresi 14. Ayet
وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍ ۚ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَعِيدِ (14)

14. Eyke halkı ve Tübba' kavmi de. Bütün bunlar peygamberleri yalanladılar da tehdidim gerçekleşti!
 51:59  أَصْحَابِهِمْ    eSHābihim    arkadaşlarının  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Zâriyât  Suresi 59. Ayet
فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا ذَنُوبًا مِثْلَ ذَنُوبِ أَصْحَابِهِمْ فَلَا يَسْتَعْجِلُونِ (59)

59. Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!
 56:8  أَصْحَابُ    eSHābu    adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 8. Ayet
فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ (8)

8. Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere!
 56:8  فَأَصْحَابُ    feeSHābu    adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 8. Ayet
فَأَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ (8)

8. Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere!
 56:9  وَأَصْحَابُ    ve eSHābu    adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 9. Ayet
وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ (9)

9. Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar!
 56:9  أَصْحَابُ    eSHābu    adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 9. Ayet
وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ (9)

9. Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar!
 56:27  أَصْحَابُ    eSHābu    adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 27. Ayet
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ (27)

27. Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere!
 56:27  وَأَصْحَابُ    ve eSHābu    ve adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 27. Ayet
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ (27)

27. Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere!
 56:38  لِأَصْحَابِ    lieSHābi    adamları için  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 38. Ayet
لِأَصْحَابِ الْيَمِينِ (38)

38. Bütün bunlar sağdakiler içindir..
 56:41  أَصْحَابُ    eSHābu    adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 41. Ayet
وَأَصْحَابُ الشِّمَالِ مَا أَصْحَابُ الشِّمَالِ (41)

41. Soldakiler; ne yazık o soldakilere!
 56:41  وَأَصْحَابُ    ve eSHābu    ve adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 41. Ayet
وَأَصْحَابُ الشِّمَالِ مَا أَصْحَابُ الشِّمَالِ (41)

41. Soldakiler; ne yazık o soldakilere!
 56:90  أَصْحَابِ    eSHābi    ashabı-  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 90. Ayet
وَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ (90)

90. Eğer o sağdakilerden ise,
 56:91  أَصْحَابِ    eSHābi    ashabı-  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 91. Ayet
فَسَلَامٌ لَكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ (91)

91. "Ey sağdaki! Sana selam olsun!"
 57:19  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hadîd  Suresi 19. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ أُولَٰئِكَ هُمُ الصِّدِّيقُونَ ۖ وَالشُّهَدَاءُ عِنْدَ رَبِّهِمْ لَهُمْ أَجْرُهُمْ وَنُورُهُمْ ۖ وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ (19)

19. Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.
 58:17  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mücâdele  Suresi 17. Ayet
لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ أَمْوَالُهُمْ وَلَا أَوْلَادُهُمْ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا ۚ أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (17)

17. Onların malları da oğulları da Allah'a karşı kendilerine bir fayda vermez. Onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır.
 59:20  وَأَصْحَابُ    ve eSHābu    ve halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Haşr  Suresi 20. Ayet
لَا يَسْتَوِي أَصْحَابُ النَّارِ وَأَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۚ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْفَائِزُونَ (20)

20. Cehennem ehliyle cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli, isteklerine erişenlerdir.
 59:20  أَصْحَابُ    eSHābu    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Haşr  Suresi 20. Ayet
لَا يَسْتَوِي أَصْحَابُ النَّارِ وَأَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۚ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْفَائِزُونَ (20)

20. Cehennem ehliyle cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli, isteklerine erişenlerdir.
 59:20  أَصْحَابُ    eSHābu    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Haşr  Suresi 20. Ayet
لَا يَسْتَوِي أَصْحَابُ النَّارِ وَأَصْحَابُ الْجَنَّةِ ۚ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْفَائِزُونَ (20)

20. Cehennem ehliyle cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli, isteklerine erişenlerdir.
 60:13  أَصْحَابِ    eSHābi    halkı-  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mümtehine  Suresi 13. Ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَوَلَّوْا قَوْمًا غَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ قَدْ يَئِسُوا مِنَ الْآخِرَةِ كَمَا يَئِسَ الْكُفَّارُ مِنْ أَصْحَابِ الْقُبُورِ (13)

13. Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği bir kavmi dost edinmeyin. Zira onlar, kafirlerin kabirlerdekilerden (onların dirilmesinden) ümit kestikleri gibi ahiretten ümit kesmişlerdir.
 64:10  أَصْحَابُ    eSHābu    halkıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Teğâbun  Suresi 10. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ خَالِدِينَ فِيهَا ۖ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ (10)

10. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
 67:10  أَصْحَابِ    eSHābi    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mülk  Suresi 10. Ayet
وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ (10)

10. Ve: Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkumları arasında olmazdık! diye ilave ederler.
 67:11  لِأَصْحَابِ    lieSHābi    halkı  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mülk  Suresi 11. Ayet
فَاعْتَرَفُوا بِذَنْبِهِمْ فَسُحْقًا لِأَصْحَابِ السَّعِيرِ (11)

11. Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun, o alevli cehennemin mahkumları!
 68:17  أَصْحَابَ    eSHābe    sahiplerine  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kalem  Suresi 17. Ayet
إِنَّا بَلَوْنَاهُمْ كَمَا بَلَوْنَا أَصْحَابَ الْجَنَّةِ إِذْ أَقْسَمُوا لَيَصْرِمُنَّهَا مُصْبِحِينَ (17)

17. Biz, vaktiyle "bahçe sahipleri" ne bela verdiğimiz gibi, onlara da bela verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi.
 74:31  أَصْحَابَ    eSHābe    muhafızları  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Müddessir  Suresi 31. Ayet
وَمَا جَعَلْنَا أَصْحَابَ النَّارِ إِلَّا مَلَائِكَةً ۙ وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ إِلَّا فِتْنَةً لِلَّذِينَ كَفَرُوا لِيَسْتَيْقِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذِينَ آمَنُوا إِيمَانًا ۙ وَلَا يَرْتَابَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَ ۙ وَلِيَقُولَ الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَٰذَا مَثَلًا ۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ اللَّهُ مَنْ يَشَاءُ وَيَهْدِي مَنْ يَشَاءُ ۚ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ إِلَّا هُوَ ۚ وَمَا هِيَ إِلَّا ذِكْرَىٰ لِلْبَشَرِ (31)

31. Biz cehennemin işlerine bakmakla ancak melekleri görevlendirmişizdir. Onların sayısını da inkarcılar için sadece bir imtihan (vesilesi) yaptık ki, böylelikle, kendilerine kitap verilenler iyiden iyiye öğrensin, iman edenlerin imanını atrttırsın; hem kendilerine kitap verilenler hem müminler şüpheye düşmesinler, kalplerinde hastalık bulunanlar ve kafirler de: "Allah bu misalle ne demek istemiştir ki?" desinler. İşte Allah böylece, dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini doğru yola eriştirir. Rabbinin ordularını, kendisinden başkası bilmez. Bu ise, insanlık için ancak bir öğüttür.
 74:39  أَصْحَابَ    eSHābe    adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Mansûb İsim   Belirsiz   

Müddessir  Suresi 39. Ayet
إِلَّا أَصْحَابَ الْيَمِينِ (39)

39. Ancak sağdakiler başka.
 85:4  أَصْحَابُ    eSHābu    adamları  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Bürûc  Suresi 4. Ayet
قُتِلَ أَصْحَابُ الْأُخْدُودِ (4)

4. Kahroldu o hendeğin sahipleri,
 90:18  أَصْحَابُ    eSHābu    adamlarıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Beled  Suresi 18. Ayet
أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ (18)

18. İşte bunlar sağdakilerdir.
 90:19  أَصْحَابُ    eSHābu    adamlarıdır  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   Belirsiz   

Beled  Suresi 19. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا هُمْ أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ (19)

19. Ayetlerimizi inkar edenler ise işte onlar soldakilerdir,
 105:1  بِأَصْحَابِ    bieSHābi    sahiplerine  
İsim   Eril, Çoğul   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Fil  Suresi 1. Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ (1)

1. Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?
Kökten (تُصَٰحِبْ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 18:76  تُصَاحِبْنِي    tuSāHibnī    bana arkadaş  
Fiil   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 76. Ayet
قَالَ إِنْ سَأَلْتُكَ عَنْ شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلَا تُصَاحِبْنِي ۖ قَدْ بَلَغْتَ مِنْ لَدُنِّي عُذْرًا (76)

76. Musa: Eğer, dedi, bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Hakikaten benim tarafımdan (ileri sürebilecek) mazeretin sonuna ulaştın.
 31:15  وَصَاحِبْهُمَا    veSāHibhumā    ve onlarla geçin  
Fiil   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Lokman  Suresi 15. Ayet
وَإِنْ جَاهَدَاكَ عَلَىٰ أَنْ تُشْرِكَ بِي مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَا ۖ وَصَاحِبْهُمَا فِي الدُّنْيَا مَعْرُوفًا ۖ وَاتَّبِعْ سَبِيلَ مَنْ أَنَابَ إِلَيَّ ۚ ثُمَّ إِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَأُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ (15)

15. Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm.
Kökten (صَاحِب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 4:36  وَالصَّاحِبِ    ve SSāHibi    ve arkadaşa  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 36. Ayet
وَاعْبُدُوا اللَّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا ۖ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَىٰ وَالْيَتَامَىٰ وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَىٰ وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالًا فَخُورًا (36)

36. Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlar (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.
 7:184  بِصَاحِبِهِمْ    biSāHibihim    arkadaşlarında  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 184. Ayet
أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا ۗ مَا بِصَاحِبِهِمْ مِنْ جِنَّةٍ ۚ إِنْ هُوَ إِلَّا نَذِيرٌ مُبِينٌ (184)

184. Düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.
 9:40  لِصَاحِبِهِ    liSāHibihi    arkadaşına  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 40. Ayet
إِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللَّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذِينَ كَفَرُوا ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لَا تَحْزَنْ إِنَّ اللَّهَ مَعَنَا ۖ فَأَنْزَلَ اللَّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُوا السُّفْلَىٰ ۗ وَكَلِمَةُ اللَّهِ هِيَ الْعُلْيَا ۗ وَاللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ (40)

40. Eğer siz ona (Resulullah'a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kafirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı; o, arkadaşına. Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükunet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kafir olanların sözünü alçalttı. Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.
 18:34  لِصَاحِبِهِ    liSāHibihi    arkadaşı  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 34. Ayet
وَكَانَ لَهُ ثَمَرٌ فَقَالَ لِصَاحِبِهِ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَنَا أَكْثَرُ مِنْكَ مَالًا وَأَعَزُّ نَفَرًا (34)

34. Bu adamın başka geliri de vardı. Bu yüzden arkadaşıyla konuşurken ona şöyle dedi: "Ben, servetçe senden daha zenginim; insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm."
 18:37  صَاحِبُهُ    SāHibuhu    arkadaşı  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 37. Ayet
قَالَ لَهُ صَاحِبُهُ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَكَفَرْتَ بِالَّذِي خَلَقَكَ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ سَوَّاكَ رَجُلًا (37)

37. Karşılıklı konuşan arkadaşı ona hitaben: "Sen, dedi, seni topraktan, sonra nutfeden (spermadan) yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah'ı inkar mı ettin?"
 34:46  بِصَاحِبِكُمْ    biSāHibikum    arkadaşınızda  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 46. Ayet
قُلْ إِنَّمَا أَعِظُكُمْ بِوَاحِدَةٍ ۖ أَنْ تَقُومُوا لِلَّهِ مَثْنَىٰ وَفُرَادَىٰ ثُمَّ تَتَفَكَّرُوا ۚ مَا بِصَاحِبِكُمْ مِنْ جِنَّةٍ ۚ إِنْ هُوَ إِلَّا نَذِيرٌ لَكُمْ بَيْنَ يَدَيْ عَذَابٍ شَدِيدٍ (46)

46. (Resulüm! Onlara) de ki: Size bir tek öğüt vereceğim: Allah için ikişer ikişer ve teker teker ayağa kalkın, sonra da düşünün! Arkadaşınızda (peygamberde) hiçbir delilik yoktur! O ancak şiddetli bir azap gelip çatmadan evvel sizi uyaran bir peygamberdir.
 53:2  صَاحِبُكُمْ    SāHibukum    arkadaşınız  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

Necm  Suresi 2. Ayet
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَىٰ (2)

2. Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı.
 54:29  صَاحِبَهُمْ    SāHibehum    bir arkadaşlarını  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 29. Ayet
فَنَادَوْا صَاحِبَهُمْ فَتَعَاطَىٰ فَعَقَرَ (29)

29. Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
 68:48  كَصَاحِبِ    keSāHibi    sahibi gibi Yunus  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kalem  Suresi 48. Ayet
فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُنْ كَصَاحِبِ الْحُوتِ إِذْ نَادَىٰ وَهُوَ مَكْظُومٌ (48)

48. Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmişti.
 81:22  صَاحِبُكُمْ    SāHibukum    arkadaşınız  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tekvîr  Suresi 22. Ayet
وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ (22)

22. Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.
Kökten (صَىٰحِب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 12:39  يَا صَاحِبَيِ    yā SāHibeyi    benim arkadaşlarım  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 39. Ayet
يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ أَأَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ أَمِ اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ (39)

39. Ey zindan arkadaşlarım! Çeşitli tanrılar mı daha iyi, yoksa gücüne karşı durulamaz olan bir tek Allah mı?
 12:41  يَا صَاحِبَيِ    yā SāHibeyi    arkadaşlarım  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 41. Ayet
يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ أَمَّا أَحَدُكُمَا فَيَسْقِي رَبَّهُ خَمْرًا ۖ وَأَمَّا الْآخَرُ فَيُصْلَبُ فَتَأْكُلُ الطَّيْرُ مِنْ رَأْسِهِ ۚ قُضِيَ الْأَمْرُ الَّذِي فِيهِ تَسْتَفْتِيَانِ (41)

41. Ey zindan arkadaşlarım! (Rüyalarınıza gelince), biriniz (daha önce olduğu gibi) efendisine şarap içirecek; diğeri ise asılacak ve kuşlar onun başından (beynini) yiyecekler. Yorumunu sorduğunuz iş (bu şekilde) kesinleşmiştir.
Kökten (صَٰحِبَة) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 6:101  صَاحِبَةٌ    SāHibetun    bir eşi  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Dişil   Emir Kipi   Merfû` İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 101. Ayet
بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ أَنَّىٰ يَكُونُ لَهُ وَلَدٌ وَلَمْ تَكُنْ لَهُ صَاحِبَةٌ ۖ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ ۖ وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ (101)

101. O, göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. O'nun eşi olmadığı halde nasıl çocuğu olabilir! Her şeyi O yaratmıştır ve her şeyi hakkıyla bilen O'dur.
 70:12  وَصَاحِبَتِهِ    ve SāHibetihi    ve eşini  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Dişil   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Me’âric  Suresi 12. Ayet
وَصَاحِبَتِهِ وَأَخِيهِ (12)

12. Karısını ve kardeşini,
 72:3  صَاحِبَةً    SāHibeten      
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Dişil   Emir Kipi   Mansûb İsim   Belirsiz   

Cin  Suresi 3. Ayet
وَأَنَّهُ تَعَالَىٰ جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًا (3)

3. Hakikat şu ki, Rabbimizin şanı çok yücedir. O, ne eş ne de çocuk edinmiştir.
 80:36  وَصَاحِبَتِهِ    ve SāHibetihi    ve eşinden  
İsim   Mufa’ale Kalıbı   Dişil   Emir Kipi   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Abese  Suresi 36. Ayet
وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ (36)

36. Eşinden ve çocuklarından.
Kökten (يُصْحَبُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 21:43  يُصْحَبُونَ    yuSHabūne    sahip çıkılır  
Fiil   Mufa’ale Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 43. Ayet
أَمْ لَهُمْ آلِهَةٌ تَمْنَعُهُمْ مِنْ دُونِنَا ۚ لَا يَسْتَطِيعُونَ نَصْرَ أَنْفُسِهِمْ وَلَا هُمْ مِنَّا يُصْحَبُونَ (43)

43. Yoksa kendilerini bize karşı savunacak birtakım ilahları mı var? (O ilah dedikleri şeyler) kendilerine bile yardım edecek güçte değildirler. Onlar bizden de alaka ve destek görmezler.