Ra-Sin-Vav     ر س و
Sabitlemek, oturtmak

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 14 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
1 kez   أَرْسَىٰ
10 kez   رَوَٰسِى
3 kez   مُرْسَىٰ
Kökten (أَرْسَىٰ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 79:32  أَرْسَاهَا    ersāhā    oturttu  
Fiil   1. şahıs, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Nâzi’ât  Suresi 32. Ayet
وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا (32)

32. Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
Kökten (رَوَٰسِى) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 13:3  رَوَاسِيَ    ravāsiye    sabit dağlar  
İsim   Etken   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   

Ra’d  Suresi 3. Ayet
وَهُوَ الَّذِي مَدَّ الْأَرْضَ وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْهَارًا ۖ وَمِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ جَعَلَ فِيهَا زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ ۖ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ ۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ (3)

3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır.
 15:19  رَوَاسِيَ    ravāsiye    sağlam dağlar  
İsim   Etken   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   

Hicr  Suresi 19. Ayet
وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْزُونٍ (19)

19. Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik.
 16:15  رَوَاسِيَ    ravāsiye    dağlar  
İsim   Etken   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   

Nahl  Suresi 15. Ayet
وَأَلْقَىٰ فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِكُمْ وَأَنْهَارًا وَسُبُلًا لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ (15)

15. Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağları, yolunuzu bulmanız için de ırmakları ve yolları yarattı.
 21:31  رَوَاسِيَ    ravāsiye    yüksek dağlar  
İsim   Etken   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   

Enbiyâ  Suresi 31. Ayet
وَجَعَلْنَا فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِهِمْ وَجَعَلْنَا فِيهَا فِجَاجًا سُبُلًا لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ (31)

31. Onları sarsmasın diye yeryüzünde bir takım dağlar diktik. Orada geniş geniş yollar açtık; ta ki maksatlarına ulaşsınlar.
 27:61  رَوَاسِيَ    ravāsiye    sağlam dağlar  
İsim   Etken   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   

Neml  Suresi 61. Ayet
أَمَّنْ جَعَلَ الْأَرْضَ قَرَارًا وَجَعَلَ خِلَالَهَا أَنْهَارًا وَجَعَلَ لَهَا رَوَاسِيَ وَجَعَلَ بَيْنَ الْبَحْرَيْنِ حَاجِزًا ۗ أَإِلَٰهٌ مَعَ اللَّهِ ۚ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ (61)

61. (Onlar mı hayırlı) yoksa yeryüzünü oturmaya elverişli kılan, aralarından (yer altından ve üstünden) nehirler akıtan, arz için sabit dağlar yaratan, iki deniz arasına engel koyan mı? Allah'tan başka bir tanrı mı var! Doğrusu onların çoğu (hakikatleri) bilmiyorlar.
 31:10  رَوَاسِيَ    ravāsiye    sağlam ve yüksek dağlar  
İsim   Etken   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   

Lokman  Suresi 10. Ayet
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ۖ وَأَلْقَىٰ فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِنْ كُلِّ دَابَّةٍ ۚ وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ (10)

10. O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik.
 34:13  رَاسِيَاتٍ    rāsiyātin    sabit  
İsim   Etken   Dişil, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 13. Ayet
يَعْمَلُونَ لَهُ مَا يَشَاءُ مِنْ مَحَارِيبَ وَتَمَاثِيلَ وَجِفَانٍ كَالْجَوَابِ وَقُدُورٍ رَاسِيَاتٍ ۚ اعْمَلُوا آلَ دَاوُودَ شُكْرًا ۚ وَقَلِيلٌ مِنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ (13)

13. Onlar Süleyman'a kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar (geniş) leğenlerden, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davud ailesi! Şükredin. Kullarımdan şükreden azdır!
 41:10  رَوَاسِيَ    ravāsiye    ağır baskılar  
İsim   Etken   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fussilet  Suresi 10. Ayet
وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ مِنْ فَوْقِهَا وَبَارَكَ فِيهَا وَقَدَّرَ فِيهَا أَقْوَاتَهَا فِي أَرْبَعَةِ أَيَّامٍ سَوَاءً لِلسَّائِلِينَ (10)

10. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.
 50:7  رَوَاسِيَ    ravāsiye    sağlam dağlar  
İsim   Etken   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kâf  Suresi 7. Ayet
وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ (7)

7. Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden (bitkiler) yetiştirdik.
 77:27  رَوَاسِيَ    ravāsiye    dağlar  
İsim   Etken   Dişil, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 27. Ayet
وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُمْ مَاءً فُرَاتًا (27)

27. Yeryüzünde haşmetli dağlar yarattık, sizlere tatlı sular içirdik..
Kökten (مُرْسَىٰ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 7:187  مُرْسَاهَا    mursāhā    gelip çatması  
İsim   İf’al Kalıbı   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 187. Ayet
يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا ۖ قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي ۖ لَا يُجَلِّيهَا لِوَقْتِهَا إِلَّا هُوَ ۚ ثَقُلَتْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ لَا تَأْتِيكُمْ إِلَّا بَغْتَةً ۗ يَسْأَلُونَكَ كَأَنَّكَ حَفِيٌّ عَنْهَا ۖ قُلْ إِنَّمَا عِلْمُهَا عِنْدَ اللَّهِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ (187)

187. Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O'ndan başkası açıklayamaz. O göklere de yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Allah'ın katındadır; ama insanların çoğu bilmezler.
 11:41  وَمُرْسَاهَا    ve mursāhā    ve durması da  
İsim   İf’al Kalıbı   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 41. Ayet
وَقَالَ ارْكَبُوا فِيهَا بِسْمِ اللَّهِ مَجْرَاهَا وَمُرْسَاهَا ۚ إِنَّ رَبِّي لَغَفُورٌ رَحِيمٌ (41)

41. (Nuh) dedi ki: "Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir."
 79:42  مُرْسَاهَا    mursāhā    demir atacak  
İsim   İf’al Kalıbı   Edilgen   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Nâzi’ât  Suresi 42. Ayet
يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا (42)

42. Sana kıyameti sorarlar: Gelip çatması ne zamandır? (derler.)