Nun-Be-Zal     ن ب ذ
Atmak, fırlatmak

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 12 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
10 kez   نَبَذَ
2 kez   ٱنتَبَذَتْ
Kökten (نَبَذَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:100  نَبَذَهُ    nebeƶehu    onu bozdular  
Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Bakara  Suresi 100. Ayet
أَوَكُلَّمَا عَاهَدُوا عَهْدًا نَبَذَهُ فَرِيقٌ مِنْهُمْ ۚ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ (100)

100. Ne zaman onlar bir antlaşma yaptılarsa, yine kendilerinden bir gurup onu bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez.
 2:101  نَبَذَ    nebeƶe    attılar  
Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Bakara  Suresi 101. Ayet
وَلَمَّا جَاءَهُمْ رَسُولٌ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَهُمْ نَبَذَ فَرِيقٌ مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ كِتَابَ اللَّهِ وَرَاءَ ظُهُورِهِمْ كَأَنَّهُمْ لَا يَعْلَمُونَ (101)

101. Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah'ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terkettiler.
 3:187  فَنَبَذُوهُ    fenebeƶūhu    fakat onlar verdikleri sözü attılar  
Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Âl-i İmrân  Suresi 187. Ayet
وَإِذْ أَخَذَ اللَّهُ مِيثَاقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلَا تَكْتُمُونَهُ فَنَبَذُوهُ وَرَاءَ ظُهُورِهِمْ وَاشْتَرَوْا بِهِ ثَمَنًا قَلِيلًا ۖ فَبِئْسَ مَا يَشْتَرُونَ (187)

187. Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!
 8:58  فَانْبِذْ    fenbiƶ    sen de davran  
Fiil   2. şahıs, Eril, Tekil   Emir Kipi   

Enfâl  Suresi 58. Ayet
وَإِمَّا تَخَافَنَّ مِنْ قَوْمٍ خِيَانَةً فَانْبِذْ إِلَيْهِمْ عَلَىٰ سَوَاءٍ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْخَائِنِينَ (58)

58. (Antlaşma yaptığın) bir kavmin hainlik yapmasından korkarsan, sen de (onlarla yaptığın ahdi) aynı şekilde bozduğunu kendilerine bildir. Çünkü Allah, hainleri sevmez.
 20:96  فَنَبَذْتُهَا    fenebeƶtuhā    ve onu attım  
Fiil   1. şahıs, Tekil   Geçmiş Zaman   

Tâ-Hâ  Suresi 96. Ayet
قَالَ بَصُرْتُ بِمَا لَمْ يَبْصُرُوا بِهِ فَقَبَضْتُ قَبْضَةً مِنْ أَثَرِ الرَّسُولِ فَنَبَذْتُهَا وَكَذَٰلِكَ سَوَّلَتْ لِي نَفْسِي (96)

96. O da: Ben, onların görmediklerini gördüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak) alıp onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi, dedi.
 28:40  فَنَبَذْنَاهُمْ    fe nebeƶnāhum    ve attık  
Fiil   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Kasas  Suresi 40. Ayet
فَأَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ ۖ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الظَّالِمِينَ (40)

40. Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bak işte, zalimlerin sonu nice oldu!
 37:145  فَنَبَذْنَاهُ    fenebeƶnāhu    onu attık  
Fiil   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Sâffât  Suresi 145. Ayet
فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ سَقِيمٌ (145)

145. Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.
 51:40  فَنَبَذْنَاهُمْ    fe nebeƶnāhum    ve onları attık  
Fiil   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Zâriyât  Suresi 40. Ayet
فَأَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ وَهُوَ مُلِيمٌ (40)

40. Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu.
 68:49  لَنُبِذَ    lenubiƶe    elbette atılırdı  
Fiil   Edilgen   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Kalem  Suresi 49. Ayet
لَوْلَا أَنْ تَدَارَكَهُ نِعْمَةٌ مِنْ رَبِّهِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ مَذْمُومٌ (49)

49. Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
 104:4  لَيُنْبَذَنَّ    leyunbeƶenne    andolsun o atılacaktır  
Fiil   Edilgen   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Hümeze  Suresi 4. Ayet
كَلَّا ۖ لَيُنْبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ (4)

4. Hayır! Andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.
Kökten (ٱنتَبَذَتْ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 19:16  انْتَبَذَتْ    ntebeƶet    o ayrılıp çekilmişti  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Edilgen   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   

Meryem  Suresi 16. Ayet
وَاذْكُرْ فِي الْكِتَابِ مَرْيَمَ إِذِ انْتَبَذَتْ مِنْ أَهْلِهَا مَكَانًا شَرْقِيًّا (16)

16. (Resulüm! ) Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmişti.
 19:22  فَانْتَبَذَتْ    fentebeƶet    ve çekildi  
Fiil   İfti’al Kalıbı   Edilgen   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   

Meryem  Suresi 22. Ayet
فَحَمَلَتْهُ فَانْتَبَذَتْ بِهِ مَكَانًا قَصِيًّا (22)

22. Meryem ona hamile kaldı. Bunun üzerine onunla (karnındaki çocukla) uzak bir yere çekildi.