Nun-Şin-Elif     ن ش ا
lived, arose, become elevated/high, grow up, create/produce/originate, it happened/occurred, raise, to found/build, began, specifically discussing 73:6
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 28 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
20 kez   أَنشَأَ
1 kez   إِنشَاء
1 kez   مُنشَ َٔات
1 kez   مُنشِ ُٔون
1 kez   نَاشِئَة
3 kez   نَّشْأَة
1 kez   يُنَشَّؤُا۟
Kökten (أَنشَأَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 6:6  وَأَنْشَأْنَا    ve enşe’nā    ve yarattık  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

En’âm  Suresi 6. Ayet
أَلَمْ يَرَوْا كَمْ أَهْلَكْنَا مِنْ قَبْلِهِمْ مِنْ قَرْنٍ مَكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ مَا لَمْ نُمَكِّنْ لَكُمْ وَأَرْسَلْنَا السَّمَاءَ عَلَيْهِمْ مِدْرَارًا وَجَعَلْنَا الْأَنْهَارَ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمْ فَأَهْلَكْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ وَأَنْشَأْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ قَرْنًا آخَرِينَ (6)

6. Görmediler mi ki, onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz bütün imkanları kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol yağmurlar indirip evlerinin altından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helak ettik. Biz onları, günahları sebebiyle helak ettik ve onların ardından başka nesiller yarattık.
 6:98  أَنْشَأَكُمْ    enşeekum    sizi inşa eden  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

En’âm  Suresi 98. Ayet
وَهُوَ الَّذِي أَنْشَأَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ فَمُسْتَقَرٌّ وَمُسْتَوْدَعٌ ۗ قَدْ فَصَّلْنَا الْآيَاتِ لِقَوْمٍ يَفْقَهُونَ (98)

98. O, sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yaratandır. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır. Anlayan bir toplum için ayetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık.
 6:133  أَنْشَأَكُمْ    enşeekum    sizi yarattığı  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

En’âm  Suresi 133. Ayet
وَرَبُّكَ الْغَنِيُّ ذُو الرَّحْمَةِ ۚ إِنْ يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَسْتَخْلِفْ مِنْ بَعْدِكُمْ مَا يَشَاءُ كَمَا أَنْشَأَكُمْ مِنْ ذُرِّيَّةِ قَوْمٍ آخَرِينَ (133)

133. Rabbin zengindir, rahmet sahibidir. Dilerse sizi yok eder ve sizi başka bir kavmin zürriyetinden yarattığı gibi sizden sonra yerinize dilediği bir kavmi yaratır.
 6:141  أَنْشَأَ    enşee    yaratan  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

En’âm  Suresi 141. Ayet
وَهُوَ الَّذِي أَنْشَأَ جَنَّاتٍ مَعْرُوشَاتٍ وَغَيْرَ مَعْرُوشَاتٍ وَالنَّخْلَ وَالزَّرْعَ مُخْتَلِفًا أُكُلُهُ وَالزَّيْتُونَ وَالرُّمَّانَ مُتَشَابِهًا وَغَيْرَ مُتَشَابِهٍ ۚ كُلُوا مِنْ ثَمَرِهِ إِذَا أَثْمَرَ وَآتُوا حَقَّهُ يَوْمَ حَصَادِهِ ۖ وَلَا تُسْرِفُوا ۚ إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ (141)

141. Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O'dur. Herbiri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekat ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.
 11:61  أَنْشَأَكُمْ    enşeekum    sizi yarattı  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Hûd  Suresi 61. Ayet
وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمْ صَالِحًا ۚ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ ۖ هُوَ أَنْشَأَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ وَاسْتَعْمَرَكُمْ فِيهَا فَاسْتَغْفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُوا إِلَيْهِ ۚ إِنَّ رَبِّي قَرِيبٌ مُجِيبٌ (61)

61. Semud kavmine de kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı. Ve sizi orada yaşattı. O halde O'ndan mağfiret isteyin; sonra da O'na tevbe edin. Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarını) kabul edendir.
 13:12  وَيُنْشِئُ    ve yunşiu    ve yapan  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Ra’d  Suresi 12. Ayet
هُوَ الَّذِي يُرِيكُمُ الْبَرْقَ خَوْفًا وَطَمَعًا وَيُنْشِئُ السَّحَابَ الثِّقَالَ (12)

12. O, size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve (yağmur dolu) ağır bulutları meydana getirendir.
 21:11  وَأَنْشَأْنَا    ve enşe’nā    ve inşa ettik  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Enbiyâ  Suresi 11. Ayet
وَكَمْ قَصَمْنَا مِنْ قَرْيَةٍ كَانَتْ ظَالِمَةً وَأَنْشَأْنَا بَعْدَهَا قَوْمًا آخَرِينَ (11)

11. Zalim olan nice beldeyi kırıp geçirdik; arkasından da nice başka topluluklar vücuda getirdik.
 23:14  أَنْشَأْنَاهُ    enşe’nāhu    onu yaptık  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Mü’minûn  Suresi 14. Ayet
ثُمَّ خَلَقْنَا النُّطْفَةَ عَلَقَةً فَخَلَقْنَا الْعَلَقَةَ مُضْغَةً فَخَلَقْنَا الْمُضْغَةَ عِظَامًا فَكَسَوْنَا الْعِظَامَ لَحْمًا ثُمَّ أَنْشَأْنَاهُ خَلْقًا آخَرَ ۚ فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ (14)

14. Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıpyaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.
 23:19  فَأَنْشَأْنَا    feenşe’nā    sonra yetiştirdik  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Mü’minûn  Suresi 19. Ayet
فَأَنْشَأْنَا لَكُمْ بِهِ جَنَّاتٍ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ لَكُمْ فِيهَا فَوَاكِهُ كَثِيرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ (19)

19. Böylece onun (yağmurun) sayesinde sizin yararınıza hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Bunlarda sizin için birçok meyveler vardır ve siz onlardan yersiniz.
 23:31  أَنْشَأْنَا    enşe’nā    yetiştirdik  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Mü’minûn  Suresi 31. Ayet
ثُمَّ أَنْشَأْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ قَرْنًا آخَرِينَ (31)

31. Sonra onların ardından bir başka nesil meydana getirdik.
 23:42  أَنْشَأْنَا    enşe’nā    yetiştirdik  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Mü’minûn  Suresi 42. Ayet
ثُمَّ أَنْشَأْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ قُرُونًا آخَرِينَ (42)

42. Sonra onların ardından başka nesiller getirdik.
 23:78  أَنْشَأَ    enşee    inşa eden  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Mü’minûn  Suresi 78. Ayet
وَهُوَ الَّذِي أَنْشَأَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ ۚ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ (78)

78. O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri yaratandır. Ne de az şükrediyorsunuz!
 28:45  أَنْشَأْنَا    enşe’nā    yarattık  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Kasas  Suresi 45. Ayet
وَلَٰكِنَّا أَنْشَأْنَا قُرُونًا فَتَطَاوَلَ عَلَيْهِمُ الْعُمُرُ ۚ وَمَا كُنْتَ ثَاوِيًا فِي أَهْلِ مَدْيَنَ تَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِنَا وَلَٰكِنَّا كُنَّا مُرْسِلِينَ (45)

45. Bilakis biz nice nesiller var ettik de, onların üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen, ayetlerimizi kendilerinden okuyarak öğrenmek üzere Medyen halkı arasında oturmuş da değilsin; aksine (onları sana) gönderen biziz.
 29:20  يُنْشِئُ    yunşiu    yapacaktır  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Ankebût  Suresi 20. Ayet
قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ۚ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (20)

20. De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir.
 36:79  أَنْشَأَهَا    enşeehā    yaratan  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Yâsîn  Suresi 79. Ayet
قُلْ يُحْيِيهَا الَّذِي أَنْشَأَهَا أَوَّلَ مَرَّةٍ ۖ وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَلِيمٌ (79)

79. De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.
 53:32  أَنْشَأَكُمْ    enşeekum    sizi inşa ettiği  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Necm  Suresi 32. Ayet
الَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ إِلَّا اللَّمَمَ ۚ إِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ ۚ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنْشَأَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ وَإِذْ أَنْتُمْ أَجِنَّةٌ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ ۖ فَلَا تُزَكُّوا أَنْفُسَكُمْ ۖ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقَىٰ (32)

32. Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki Rabbin, affı bol olandır. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada (bile), sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.
 56:35  أَنْشَأْنَاهُنَّ    enşe’nāhunne    kadınları inşa’ etmişizdir  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Vâkı’a  Suresi 35. Ayet
إِنَّا أَنْشَأْنَاهُنَّ إِنْشَاءً (35)

35. Gerçekten biz hurileri apayrı biçimde yeni yarattık.
 56:61  وَنُنْشِئَكُمْ    ve nunşiekum    ve sizi yeniden inşa’ edelim  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Vâkı’a  Suresi 61. Ayet
عَلَىٰ أَنْ نُبَدِّلَ أَمْثَالَكُمْ وَنُنْشِئَكُمْ فِي مَا لَا تَعْلَمُونَ (61)

61. Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir alemde tekrar var edelim diye (ölümü takdir ettik).
 56:72  أَنْشَأْتُمْ    enşe’tum    yarattınız  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Vâkı’a  Suresi 72. Ayet
أَأَنْتُمْ أَنْشَأْتُمْ شَجَرَتَهَا أَمْ نَحْنُ الْمُنْشِئُونَ (72)

72. Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?
 67:23  أَنْشَأَكُمْ    enşeekum    sizi yaratan  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Mülk  Suresi 23. Ayet
قُلْ هُوَ الَّذِي أَنْشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ ۖ قَلِيلًا مَا تَشْكُرُونَ (23)

23. (Resulüm!) De ki: Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz!
Kökten (إِنشَاء) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 56:35  إِنْشَاءً    inşāen    yeni bir inşa’ ile  
İsim   İf’al Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 35. Ayet
إِنَّا أَنْشَأْنَاهُنَّ إِنْشَاءً (35)

35. Gerçekten biz hurileri apayrı biçimde yeni yarattık.
Kökten (مُنشَ َٔات) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 55:24  الْمُنْشَاتُ    l-munşātu    inşa edilmiş  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Dişil, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 24. Ayet
وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنْشَآتُ فِي الْبَحْرِ كَالْأَعْلَامِ (24)

24. Denizde yüce dağlar gibi yükselen gemiler de O'nundur.
Kökten (مُنشِ ُٔون) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 56:72  الْمُنْشِئُونَ    l-munşiūne    yaratanlar  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 72. Ayet
أَأَنْتُمْ أَنْشَأْتُمْ شَجَرَتَهَا أَمْ نَحْنُ الْمُنْشِئُونَ (72)

72. Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?
Kökten (نَاشِئَة) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 73:6  نَاشِئَةَ    nāşiete    kalkmak  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Müzzemmil  Suresi 6. Ayet
إِنَّ نَاشِئَةَ اللَّيْلِ هِيَ أَشَدُّ وَطْئًا وَأَقْوَمُ قِيلًا (6)

6. Şüphesiz gece kalkışı, (kalp ve uzuvlar arasında) tam bir uyuma ve sağlam bir kıraata daha elverişlidir.
Kökten (نَّشْأَة) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 29:20  النَّشْأَةَ    n-neşete    yaratmayı da  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 20. Ayet
قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَأَ الْخَلْقَ ۚ ثُمَّ اللَّهُ يُنْشِئُ النَّشْأَةَ الْآخِرَةَ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (20)

20. De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir.
 53:47  النَّشْأَةَ    n-neşete    yaratmak  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Necm  Suresi 47. Ayet
وَأَنَّ عَلَيْهِ النَّشْأَةَ الْأُخْرَىٰ (47)

47. Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.
 56:62  النَّشْأَةَ    n-neşete    yaratmayı  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 62. Ayet
وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْأَةَ الْأُولَىٰ فَلَوْلَا تَذَكَّرُونَ (62)

62. Andolsun, ilk yaratılışı bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?
Kökten (يُنَشَّؤُا۟) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 43:18  يُنَشَّأُ    yuneşşeu    yetiştirilen  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Zuhruf  Suresi 18. Ayet
أَوَمَنْ يُنَشَّأُ فِي الْحِلْيَةِ وَهُوَ فِي الْخِصَامِ غَيْرُ مُبِينٍ (18)

18. Süs içinde yetiştirilip savaş edemeyecek olanı mı istemiyorlar? (Onları Allah'ın parçası mı sayıyorlar?)