Kef-Zal-Be     ك ذ ب
Bilerek yahut bilmeyerek bir şey veya olay hakkında olduğundan farklı haber vermek. Doğruluğun sıdk karşıtı kezib kizb, bir konuda gerçeğe aykırı bilgi vermek. Olmayanı olmuş, olanı olmamış gibi gösteren gerçeğe uygun olmayan söz, haber. Yalan söylemek, gerçeğe aykırı konuşmak, palavra atmak, yalan üretmek, bir yalanla ilişkilendirmek, yanlış olmak, kesilmek, aldatmak, beklentileri hayal kırıklığına uğratmak. Yalan, uydurma, sahte olan.

tekzîb: bir şeyi yalana nisbet etmek. Kişiyle ilgili olan tekzîb “kişinin yalancı olduğunu ileri sürme, onu yalancılıkla suçlama”, olay ve haberle ilgili olan ise “onu yalan sayma” mânasına gelir ve bu yönüyle inkârla örtüşür.

kâzib/kezzâb: gerçek dışı konuşan, yalancı

Türkçe’ye girmiş türevler: tekzip, kazip
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 282 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
1 kez   تَكْذِيب
11 kez   كَذَبَ
33 kez   كَذِب
5 kez   كَذَّاب
2 kez   كِذَّاب
176 kez   كَذَّبَ
32 kez   كَٰذِب
1 kez   مَكْذُوب
21 kez   مُّكَذِّبِين
Kökten (تَكْذِيب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 85:19  تَكْذِيبٍ    tekƶībin    bir yalanlama  
İsim   Tef’il Kalıbı   İsim Fiil   Eril   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Bürûc  Suresi 19. Ayet
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي تَكْذِيبٍ (19)

19. Doğrusu inkarcılar (gerçeği) yalanlayıp dururlar.
Kökten (كَذَبَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:10  يَكْذِبُونَ    yekƶibūne    yalancı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 10. Ayet
فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ فَزَادَهُمُ اللَّهُ مَرَضًا ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْذِبُونَ (10)

10. Onların kalblerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elim bir azap vardır.
 6:24  كَذَبُوا    keƶebū    yalan söylediler  
Fiil   Tef’il Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 24. Ayet
انْظُرْ كَيْفَ كَذَبُوا عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ ۚ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ (24)

24. Gör ki, kendi aleyhlerine nasıl yalan söylediler ve (tanrı diye) uydurdukları şeyler kendilerinden nasıl kaybolup gitti!
 9:77  يَكْذِبُونَ    yekƶibūne    yalan söylüyorlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 77. Ayet
فَأَعْقَبَهُمْ نِفَاقًا فِي قُلُوبِهِمْ إِلَىٰ يَوْمِ يَلْقَوْنَهُ بِمَا أَخْلَفُوا اللَّهَ مَا وَعَدُوهُ وَبِمَا كَانُوا يَكْذِبُونَ (77)

77. Nihayet, Allah'a verdikleri sözden döndüklerinden ve yalan söylediklerinden dolayı Allah, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar onların kalbine nifak (iki yüzlülük) soktu.
 9:90  كَذَبُوا    keƶebū    yalan söyleyenler  
Fiil   Tef’il Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 90. Ayet
وَجَاءَ الْمُعَذِّرُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ الَّذِينَ كَذَبُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ ۚ سَيُصِيبُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ (90)

90. Bedevilerden, (mazeretleri olduğunu) iddia edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah ve Resulüne yalan söyleyenler de oturup kaldılar. Onlardan kafir olanlara elem verici bir azap erişecektir.
 11:18  كَذَبُوا    keƶebū    yalan söyleyenler  
Fiil   Tef’il Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 18. Ayet
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا ۚ أُولَٰئِكَ يُعْرَضُونَ عَلَىٰ رَبِّهِمْ وَيَقُولُ الْأَشْهَادُ هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ كَذَبُوا عَلَىٰ رَبِّهِمْ ۚ أَلَا لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ (18)

18. Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim olabilir? Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, şahitler de: İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir, diyecekler. Bilin ki, Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir!
 12:27  فَكَذَبَتْ    fekeƶebet    kadın yalancıdır  
Fiil   Tef’il Kalıbı   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 27. Ayet
وَإِنْ كَانَ قَمِيصُهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ فَكَذَبَتْ وَهُوَ مِنَ الصَّادِقِينَ (27)

27. "Eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir. Bu ise doğru söyleyenlerdendir."
 12:110  كُذِبُوا    kuƶibū    yalanlandıklarını  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 110. Ayet
حَتَّىٰ إِذَا اسْتَيْأَسَ الرُّسُلُ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ قَدْ كُذِبُوا جَاءَهُمْ نَصْرُنَا فَنُجِّيَ مَنْ نَشَاءُ ۖ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُنَا عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ (110)

110. Nihayet peygamberler ümitlerini yitirip de kendilerinin yalana çıkarıldıklarını sandıkları sırada onlara yardımımız gelir ve dilediğimiz kimse kurtuluşa erdirilir. (Fakat) suçlular topluluğundan azabımız asla geri çevrilmez.
 36:15  تَكْذِبُونَ    tekƶibūne    yalan söylüyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yâsîn  Suresi 15. Ayet
قَالُوا مَا أَنْتُمْ إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَا وَمَا أَنْزَلَ الرَّحْمَٰنُ مِنْ شَيْءٍ إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا تَكْذِبُونَ (15)

15. Elçilere dediler ki: Siz de ancak bizim gibi birer insansınız. Rahman, herhangi bir şey indirmedi. Siz ancak yalan söylüyorsunuz.
 39:32  كَذَبَ    keƶebe    yalan uydurandan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Zümer  Suresi 32. Ayet
فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَبَ عَلَى اللَّهِ وَكَذَّبَ بِالصِّدْقِ إِذْ جَاءَهُ ۚ أَلَيْسَ فِي جَهَنَّمَ مَثْوًى لِلْكَافِرِينَ (32)

32. Allah'a karşı yalan uyduran, kendisine gelen gerçeği (Kur'an'ı) yalan sayandan daha zalim kimdir? Kafirlerin yeri cehennemde değil mi?
 39:60  كَذَبُوا    keƶebū    yalan uyduranların  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Zümer  Suresi 60. Ayet
وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ تَرَى الَّذِينَ كَذَبُوا عَلَى اللَّهِ وُجُوهُهُمْ مُسْوَدَّةٌ ۚ أَلَيْسَ فِي جَهَنَّمَ مَثْوًى لِلْمُتَكَبِّرِينَ (60)

60. Kıyamet gününde Allah hakkında yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Kibirlenenlerin kalacağı yer cehennemde değil midir?
 53:11  كَذَبَ    keƶebe    yanılmadı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Necm  Suresi 11. Ayet
مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَىٰ (11)

11. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.
Kökten (كَذِب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:75  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 75. Ayet
وَمِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ مَنْ إِنْ تَأْمَنْهُ بِقِنْطَارٍ يُؤَدِّهِ إِلَيْكَ وَمِنْهُمْ مَنْ إِنْ تَأْمَنْهُ بِدِينَارٍ لَا يُؤَدِّهِ إِلَيْكَ إِلَّا مَا دُمْتَ عَلَيْهِ قَائِمًا ۗ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا لَيْسَ عَلَيْنَا فِي الْأُمِّيِّينَ سَبِيلٌ وَيَقُولُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُمْ يَعْلَمُونَ (75)

75. Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmilere karşı yaptıklarımızdan dolayı bize vebal yoktur" demelerindendir. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar.
 3:78  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 78. Ayet
وَإِنَّ مِنْهُمْ لَفَرِيقًا يَلْوُونَ أَلْسِنَتَهُمْ بِالْكِتَابِ لِتَحْسَبُوهُ مِنَ الْكِتَابِ وَمَا هُوَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَقُولُونَ هُوَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَمَا هُوَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَيَقُولُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُمْ يَعْلَمُونَ (78)

78. Ehl-i kitaptan bir gurup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları Kitap'tan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: Bu Allah katındandır, derler. Onlar bile bile Allah'a iftira ediyorlar.
 3:94  الْكَذِبَ    l-keƶibe    bir yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 94. Ayet
فَمَنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ (94)

94. Artık bundan sonra her kim Allah'a karşı yalan uydurursa, işte bunlar, zalimlerin ta kendisidirler.
 4:50  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 50. Ayet
انْظُرْ كَيْفَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ ۖ وَكَفَىٰ بِهِ إِثْمًا مُبِينًا (50)

50. Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter!
 5:41  لِلْكَذِبِ    lilkeƶibi    yalana  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 41. Ayet
يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ لَا يَحْزُنْكَ الَّذِينَ يُسَارِعُونَ فِي الْكُفْرِ مِنَ الَّذِينَ قَالُوا آمَنَّا بِأَفْوَاهِهِمْ وَلَمْ تُؤْمِنْ قُلُوبُهُمْ ۛ وَمِنَ الَّذِينَ هَادُوا ۛ سَمَّاعُونَ لِلْكَذِبِ سَمَّاعُونَ لِقَوْمٍ آخَرِينَ لَمْ يَأْتُوكَ ۖ يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ مِنْ بَعْدِ مَوَاضِعِهِ ۖ يَقُولُونَ إِنْ أُوتِيتُمْ هَٰذَا فَخُذُوهُ وَإِنْ لَمْ تُؤْتَوْهُ فَاحْذَرُوا ۚ وَمَنْ يُرِدِ اللَّهُ فِتْنَتَهُ فَلَنْ تَمْلِكَ لَهُ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا ۚ أُولَٰئِكَ الَّذِينَ لَمْ يُرِدِ اللَّهُ أَنْ يُطَهِّرَ قُلُوبَهُمْ ۚ لَهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ ۖ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ (41)

41. Ey Resul! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle "inandık" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!" derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.
 5:42  لِلْكَذِبِ    lilkeƶibi    yalana  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 42. Ayet
سَمَّاعُونَ لِلْكَذِبِ أَكَّالُونَ لِلسُّحْتِ ۚ فَإِنْ جَاءُوكَ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ أَوْ أَعْرِضْ عَنْهُمْ ۖ وَإِنْ تُعْرِضْ عَنْهُمْ فَلَنْ يَضُرُّوكَ شَيْئًا ۖ وَإِنْ حَكَمْتَ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ بِالْقِسْطِ ۚ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطِينَ (42)

42. Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. Allah adil olanları sever.
 5:103  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 103. Ayet
مَا جَعَلَ اللَّهُ مِنْ بَحِيرَةٍ وَلَا سَائِبَةٍ وَلَا وَصِيلَةٍ وَلَا حَامٍ ۙ وَلَٰكِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ ۖ وَأَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ (103)

103. Allah bahira, saibe, vasile ve ham diye bir şey (meşru) kılmamıştır. Fakat kafirler, yalan yere Allah'a iftira etmektedirler ve onların çoğunun da kafaları çalışmaz.
 6:21  كَذِبًا    keƶiben    yalanı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 21. Ayet
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ ۗ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ (21)

21. Yalan sözlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler!
 6:93  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 93. Ayet
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ قَالَ أُوحِيَ إِلَيَّ وَلَمْ يُوحَ إِلَيْهِ شَيْءٌ وَمَنْ قَالَ سَأُنْزِلُ مِثْلَ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ ۗ وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الظَّالِمُونَ فِي غَمَرَاتِ الْمَوْتِ وَالْمَلَائِكَةُ بَاسِطُو أَيْدِيهِمْ أَخْرِجُوا أَنْفُسَكُمُ ۖ الْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ الْهُونِ بِمَا كُنْتُمْ تَقُولُونَ عَلَى اللَّهِ غَيْرَ الْحَقِّ وَكُنْتُمْ عَنْ آيَاتِهِ تَسْتَكْبِرُونَ (93)

93. Allah'a karşı yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken "Bana da vahyolundu" diyenden ve "Ben de Allah'ın indirdiği ayetlerin benzerini indireceğim" diyenden daha zalim kim vardır! O zalimler, ölümün (boğucu) dalgaları içinde, melekler de pençelerini uzatmış, onlara: "Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve O'nun ayetlerine karşı kibirlilik taslamış olmanızdan ötürü, bugün alçaklık azabı ile cezalandırılacaksınız!" derken onların halini bir görsen!
 6:144  كَذِبًا    keƶiben    bir yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 144. Ayet
وَمِنَ الْإِبِلِ اثْنَيْنِ وَمِنَ الْبَقَرِ اثْنَيْنِ ۗ قُلْ آلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ الْأُنْثَيَيْنِ أَمَّا اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ الْأُنْثَيَيْنِ ۖ أَمْ كُنْتُمْ شُهَدَاءَ إِذْ وَصَّاكُمُ اللَّهُ بِهَٰذَا ۚ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا لِيُضِلَّ النَّاسَ بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ (144)

144. Deveden de iki, sığırdan da iki (yarattı.) De ki: O bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı? Yoksa Allah'ın size böyle vasiyet ettiğine şahit mi oldunuz? Bilgisizce insanları saptırmak için Allah'a karşı yalan uydurandan kim daha zalimdir! Şüphesiz Allah o zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
 7:37  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 37. Ayet
فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ ۚ أُولَٰئِكَ يَنَالُهُمْ نَصِيبُهُمْ مِنَ الْكِتَابِ ۖ حَتَّىٰ إِذَا جَاءَتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْ قَالُوا أَيْنَ مَا كُنْتُمْ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ ۖ قَالُوا ضَلُّوا عَنَّا وَشَهِدُوا عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا كَافِرِينَ (37)

37. Allah'a iftira eden ya da O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Onların kitaptaki nasipleri kendilerine erişecektir. Sonunda elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken "Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz tanrılar nerede?" derler. ( Onlar da) "Bizden sıvışıp gittiler" derler. Ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler.
 7:89  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 89. Ayet
قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا فِي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ إِذْ نَجَّانَا اللَّهُ مِنْهَا ۚ وَمَا يَكُونُ لَنَا أَنْ نَعُودَ فِيهَا إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّنَا ۚ وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا ۚ عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا ۚ رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِحِينَ (89)

89. Doğrusu Allah bizi ondan kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek Allah'a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah dilemiş başka, yoksa ona geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah'a dayanırız. Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayırlısısın.
 10:17  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 17. Ayet
فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ ۚ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْمُجْرِمُونَ (17)

17. Öyleyse kim Allah'a karşı yalan uydurandan veya onun ayetlerini yalanlayandan daha zalimdir! Bilesiniz ki suçlular asla onmazlar!
 10:60  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 60. Ayet
وَمَا ظَنُّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَذُو فَضْلٍ عَلَى النَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَشْكُرُونَ (60)

60. Allah'a karşı yalan uyduranların kıyamet günü (akıbetleri) hakkındaki kanaatleri nedir? Şüphesiz Allah insanlara karşı lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler.
 10:69  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 69. Ayet
قُلْ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَ (69)

69. De ki: Allah hakkında yalan uyduranlar asla kurtuluşa eremezler.
 11:18  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 18. Ayet
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا ۚ أُولَٰئِكَ يُعْرَضُونَ عَلَىٰ رَبِّهِمْ وَيَقُولُ الْأَشْهَادُ هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ كَذَبُوا عَلَىٰ رَبِّهِمْ ۚ أَلَا لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ (18)

18. Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim olabilir? Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, şahitler de: İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir, diyecekler. Bilin ki, Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir!
 12:18  كَذِبٍ    keƶibin    yalandan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 18. Ayet
وَجَاءُوا عَلَىٰ قَمِيصِهِ بِدَمٍ كَذِبٍ ۚ قَالَ بَلْ سَوَّلَتْ لَكُمْ أَنْفُسُكُمْ أَمْرًا ۖ فَصَبْرٌ جَمِيلٌ ۖ وَاللَّهُ الْمُسْتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ (18)

18. Gömleğinin üstünde sahte bir kan ile geldiler. (Yakub) dedi ki: Bilakis nefisleriniz size (kötü) bir işi güzel gösterdi. Artık (bana düşen) hakkıyla sabretmektir. Anlattığınız karşısında (bana) yardım edecek olan, ancak Allah'tır.
 16:62  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 62. Ayet
وَيَجْعَلُونَ لِلَّهِ مَا يَكْرَهُونَ وَتَصِفُ أَلْسِنَتُهُمُ الْكَذِبَ أَنَّ لَهُمُ الْحُسْنَىٰ ۖ لَا جَرَمَ أَنَّ لَهُمُ النَّارَ وَأَنَّهُمْ مُفْرَطُونَ (62)

62. Kendilerinin hoşlarına gitmeyen şeyleri Allah'a isnat ediyorlar. En güzel sonucun kendilerinin olduğunu anlatan dilleri de yalanın örneğini veriyor. Hiç şüphesiz onlar için sadece ateş vardır ve onlar, (ateşe) terkolunacaklar.
 16:105  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalanı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 105. Ayet
إِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ (105)

105. Allah'ın ayetlerine inanmayanlar, ancak yalan uydurur. İşte onlar, yalancıların kendileridir.
 16:116  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 116. Ayet
وَلَا تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَٰذَا حَلَالٌ وَهَٰذَا حَرَامٌ لِتَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ ۚ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَ (116)

116. Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
 16:116  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 116. Ayet
وَلَا تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَٰذَا حَلَالٌ وَهَٰذَا حَرَامٌ لِتَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ ۚ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَ (116)

116. Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
 16:116  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 116. Ayet
وَلَا تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَٰذَا حَلَالٌ وَهَٰذَا حَرَامٌ لِتَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ ۚ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَ (116)

116. Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
 18:5  كَذِبًا    keƶiben    yalandan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 5. Ayet
مَا لَهُمْ بِهِ مِنْ عِلْمٍ وَلَا لِآبَائِهِمْ ۚ كَبُرَتْ كَلِمَةً تَخْرُجُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ ۚ إِنْ يَقُولُونَ إِلَّا كَذِبًا (5)

5. Ne onların (Allah evlat edindi, diyenlerin), ne de atalarının bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan bu söz ne büyük oldu! Yalandan başka bir şey söylemiyorlar.
 18:15  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 15. Ayet
هَٰؤُلَاءِ قَوْمُنَا اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً ۖ لَوْلَا يَأْتُونَ عَلَيْهِمْ بِسُلْطَانٍ بَيِّنٍ ۖ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا (15)

15. Şu bizim kavmimiz Allah'tan başka tanrılar edindiler. Bari bu tanrılar konusunda açık bir delil getirseler. (Ne mümkün!) Öyle ise Allah hakkında yalan uydurandan daha zalimi var mı?
 20:61  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 61. Ayet
قَالَ لَهُمْ مُوسَىٰ وَيْلَكُمْ لَا تَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَيُسْحِتَكُمْ بِعَذَابٍ ۖ وَقَدْ خَابَ مَنِ افْتَرَىٰ (61)

61. Musa onlara: Yazık size! dedi, Allah hakkında yalan uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden, muhakkak perişan olur.
 23:38  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 38. Ayet
إِنْ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا وَمَا نَحْنُ لَهُ بِمُؤْمِنِينَ (38)

38. "Bu adam, sadece Allah hakkında yalan uyduran bir kimsedir; biz ona inanmıyoruz."
 29:68  كَذِبًا    keƶiben    yalanı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 68. Ayet
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُ ۚ أَلَيْسَ فِي جَهَنَّمَ مَثْوًى لِلْكَافِرِينَ (68)

68. Allah'a karşı yalan uyduran yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalimi kimdir? Cehennemde kafirlere yer mi yok!
 34:8  كَذِبًا    keƶiben    bir yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 8. Ayet
أَفْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَمْ بِهِ جِنَّةٌ ۗ بَلِ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ فِي الْعَذَابِ وَالضَّلَالِ الْبَعِيدِ (8)

8. "Acaba o, yalan yere Allah'a iftira mı etmiştir? Yoksa onda delilik mi var?" (dediler). Hayır! Ahirete inanmayanlar azaptadırlar ve derin bir sapıklık içindedirler.
 40:28  كَذِبُهُ    keƶibuhu    yalanı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 28. Ayet
وَقَالَ رَجُلٌ مُؤْمِنٌ مِنْ آلِ فِرْعَوْنَ يَكْتُمُ إِيمَانَهُ أَتَقْتُلُونَ رَجُلًا أَنْ يَقُولَ رَبِّيَ اللَّهُ وَقَدْ جَاءَكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ مِنْ رَبِّكُمْ ۖ وَإِنْ يَكُ كَاذِبًا فَعَلَيْهِ كَذِبُهُ ۖ وَإِنْ يَكُ صَادِقًا يُصِبْكُمْ بَعْضُ الَّذِي يَعِدُكُمْ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ (28)

28. Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mümin adam şöyle dedi: Siz bir adamı "Rabbim Allah'tır" diyor diye öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirmiştir. Eğer o yalancı ise yalanı kendisinedir. Eğer doğru söylüyorsa sizi tehdit ettiğinin (azabın), bir kısmı olsun gelip size çatar. Şüphesiz Allah, haddi aşan, yalancı kimseyi doğru yola eriştirmez.
 42:24  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şûrâ  Suresi 24. Ayet
أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا ۖ فَإِنْ يَشَإِ اللَّهُ يَخْتِمْ عَلَىٰ قَلْبِكَ ۗ وَيَمْحُ اللَّهُ الْبَاطِلَ وَيُحِقُّ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ ۚ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ (24)

24. Yoksa onlar, (senin için) Allah'a karşı yalan uydurdu mu derler? Allah dilerse senin kalbini de mühürler. Ve Allah batılı yok eder; sözleriyle hakkı ortaya koyar. Şüphesiz O, kalplerde olanları bilendir.
 58:14  الْكَذِبِ    l-keƶibi    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mücâdele  Suresi 14. Ayet
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ تَوَلَّوْا قَوْمًا غَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ مَا هُمْ مِنْكُمْ وَلَا مِنْهُمْ وَيَحْلِفُونَ عَلَى الْكَذِبِ وَهُمْ يَعْلَمُونَ (14)

14. Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.
 61:7  الْكَذِبَ    l-keƶibe    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Saff  Suresi 7. Ayet
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُوَ يُدْعَىٰ إِلَى الْإِسْلَامِ ۚ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ (7)

7. İslam'a çağırıldığı halde Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.
 72:5  كَذِبًا    keƶiben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Cin  Suresi 5. Ayet
وَأَنَّا ظَنَنَّا أَنْ لَنْ تَقُولَ الْإِنْسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا (5)

5. Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.
Kökten (كَذَّاب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 38:4  كَذَّابٌ    keƶƶābun    yalancı  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 4. Ayet
وَعَجِبُوا أَنْ جَاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ ۖ وَقَالَ الْكَافِرُونَ هَٰذَا سَاحِرٌ كَذَّابٌ (4)

4. Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kafirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır!
 40:24  كَذَّابٌ    keƶƶābun    yalancı  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 24. Ayet
إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَقَارُونَ فَقَالُوا سَاحِرٌ كَذَّابٌ (24)

24. Firavun'a, Haman'a ve Karun'a da onlar: "Bu, çok yalancı bir sihirbazdır! "dediler.
 40:28  كَذَّابٌ    keƶƶābun    yalancı  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 28. Ayet
وَقَالَ رَجُلٌ مُؤْمِنٌ مِنْ آلِ فِرْعَوْنَ يَكْتُمُ إِيمَانَهُ أَتَقْتُلُونَ رَجُلًا أَنْ يَقُولَ رَبِّيَ اللَّهُ وَقَدْ جَاءَكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ مِنْ رَبِّكُمْ ۖ وَإِنْ يَكُ كَاذِبًا فَعَلَيْهِ كَذِبُهُ ۖ وَإِنْ يَكُ صَادِقًا يُصِبْكُمْ بَعْضُ الَّذِي يَعِدُكُمْ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ (28)

28. Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mümin adam şöyle dedi: Siz bir adamı "Rabbim Allah'tır" diyor diye öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirmiştir. Eğer o yalancı ise yalanı kendisinedir. Eğer doğru söylüyorsa sizi tehdit ettiğinin (azabın), bir kısmı olsun gelip size çatar. Şüphesiz Allah, haddi aşan, yalancı kimseyi doğru yola eriştirmez.
 54:25  كَذَّابٌ    keƶƶābun    yalancıdır  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 25. Ayet
أَأُلْقِيَ الذِّكْرُ عَلَيْهِ مِنْ بَيْنِنَا بَلْ هُوَ كَذَّابٌ أَشِرٌ (25)

25. "Vahiy, aramızda ona mı verildi? Hayır o, yalancı ve şımarığın biridir" (dediler.)
 54:26  الْكَذَّابُ    l-keƶƶābu    yalancı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 26. Ayet
سَيَعْلَمُونَ غَدًا مَنِ الْكَذَّابُ الْأَشِرُ (26)

26. Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir.
Kökten (كِذَّاب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 78:28  كِذَّابًا    kiƶƶāben    tekzib ile  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nebe’  Suresi 28. Ayet
وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا (28)

28. Bizim ayetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı.
 78:35  كِذَّابًا    kiƶƶāben    yalan  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Dişil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nebe’  Suresi 35. Ayet
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا (35)

35. Onlar orada ne boş bir lakırdı ne de yalan işitirler.
Kökten (كَذَّبَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:39  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 39. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (39)

39. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedi kalırlar.
 2:87  كَذَّبْتُمْ    keƶƶebtum    yalanlayacak  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 87. Ayet
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَقَفَّيْنَا مِنْ بَعْدِهِ بِالرُّسُلِ ۖ وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَأَيَّدْنَاهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ ۗ أَفَكُلَّمَا جَاءَكُمْ رَسُولٌ بِمَا لَا تَهْوَىٰ أَنْفُسُكُمُ اسْتَكْبَرْتُمْ فَفَرِيقًا كَذَّبْتُمْ وَفَرِيقًا تَقْتُلُونَ (87)

87. Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik. Ve onu, Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. (Ne var ki) gönlünüzün arzulamadığı şeyleri söyleyen bir elçi geldikçe ona karşı büyüklük tasladınız. (Size gelen) peygamberlerden bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürdünüz.
 3:11  كَذَّبُوا    keƶƶebū    onlar da yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 11. Ayet
كَدَأْبِ آلِ فِرْعَوْنَ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ ۚ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَأَخَذَهُمُ اللَّهُ بِذُنُوبِهِمْ ۗ وَاللَّهُ شَدِيدُ الْعِقَابِ (11)

11. (Onların yolu) Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar bizim ayetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini günahları yüzünden yakalayıverdi. Allah'ın cezası çok şiddetlidir.
 3:184  كُذِّبَ    kuƶƶibe    yalanlanmıştı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 184. Ayet
فَإِنْ كَذَّبُوكَ فَقَدْ كُذِّبَ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ جَاءُوا بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ وَالْكِتَابِ الْمُنِيرِ (184)

184. (Resulüm!) Eğer seni yalancılıkla itham ettilerse (yadırgama); gerçekten, senden önce apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamberler de yalancılıkla itham edildi.
 3:184  كَذَّبُوكَ    keƶƶebūke    seni yalanladılarsa  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 184. Ayet
فَإِنْ كَذَّبُوكَ فَقَدْ كُذِّبَ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ جَاءُوا بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ وَالْكِتَابِ الْمُنِيرِ (184)

184. (Resulüm!) Eğer seni yalancılıkla itham ettilerse (yadırgama); gerçekten, senden önce apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamberler de yalancılıkla itham edildi.
 5:10  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanlayanlar ise  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 10. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ (10)

10. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar cehennemliklerdir.
 5:70  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 70. Ayet
لَقَدْ أَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَأَرْسَلْنَا إِلَيْهِمْ رُسُلًا ۖ كُلَّمَا جَاءَهُمْ رَسُولٌ بِمَا لَا تَهْوَىٰ أَنْفُسُهُمْ فَرِيقًا كَذَّبُوا وَفَرِيقًا يَقْتُلُونَ (70)

70. Andolsun ki İsrailoğullarının sağlam sözünü aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin arzu etmediğini (ilahi hükümleri) getirdi ise bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
 5:86  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 86. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ (86)

86. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince işte onlar cehennemliklerdir.
 6:5  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 5. Ayet
فَقَدْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ ۖ فَسَوْفَ يَأْتِيهِمْ أَنْبَاءُ مَا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ (5)

5. Gerçekten onlar, kendilerine Hak geldiğinde onu yalanlamışlardı. Fakat yakında onlara alay ettikleri şeyin haberleri gelecektir.
 6:21  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlayandan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 21. Ayet
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ ۗ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ (21)

21. Yalan sözlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler!
 6:27  نُكَذِّبَ    nukeƶƶibe    yalanlamasaydık  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   1. şahıs, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 27. Ayet
وَلَوْ تَرَىٰ إِذْ وُقِفُوا عَلَى النَّارِ فَقَالُوا يَا لَيْتَنَا نُرَدُّ وَلَا نُكَذِّبَ بِآيَاتِ رَبِّنَا وَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ (27)

27. Onların ateşin karşısında durdurulup "Ah, keşke dünyaya geri gönderilsek de bir daha Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak!" dediklerini bir görsen!..
 6:31  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 31. Ayet
قَدْ خَسِرَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِلِقَاءِ اللَّهِ ۖ حَتَّىٰ إِذَا جَاءَتْهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً قَالُوا يَا حَسْرَتَنَا عَلَىٰ مَا فَرَّطْنَا فِيهَا وَهُمْ يَحْمِلُونَ أَوْزَارَهُمْ عَلَىٰ ظُهُورِهِمْ ۚ أَلَا سَاءَ مَا يَزِرُونَ (31)

31. Allah'ın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramıştır. Nihayet onlara Kıyamet vakti ansızın gelip çatınca, onlar, günahlarını sırtlarına yüklenerek diyecekler ki: "Dünyada iyi amelleri terketmemizden dolayı vah bize!" Dikkat edin, yüklendikleri şey ne kötüdür!
 6:33  يُكَذِّبُونَكَ    yukeƶƶibūneke    seni yalanlamıyorlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 33. Ayet
قَدْ نَعْلَمُ إِنَّهُ لَيَحْزُنُكَ الَّذِي يَقُولُونَ ۖ فَإِنَّهُمْ لَا يُكَذِّبُونَكَ وَلَٰكِنَّ الظَّالِمِينَ بِآيَاتِ اللَّهِ يَجْحَدُونَ (33)

33. Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.
 6:34  كُذِّبَتْ    kuƶƶibet    yalanlanmıştı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 34. Ayet
وَلَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ فَصَبَرُوا عَلَىٰ مَا كُذِّبُوا وَأُوذُوا حَتَّىٰ أَتَاهُمْ نَصْرُنَا ۚ وَلَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِ اللَّهِ ۚ وَلَقَدْ جَاءَكَ مِنْ نَبَإِ الْمُرْسَلِينَ (34)

34. Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah'ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.
 6:34  كُذِّبُوا    kuƶƶibū    yalanlanmalarına  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 34. Ayet
وَلَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ فَصَبَرُوا عَلَىٰ مَا كُذِّبُوا وَأُوذُوا حَتَّىٰ أَتَاهُمْ نَصْرُنَا ۚ وَلَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِ اللَّهِ ۚ وَلَقَدْ جَاءَكَ مِنْ نَبَإِ الْمُرْسَلِينَ (34)

34. Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah'ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.
 6:39  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 39. Ayet
وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا صُمٌّ وَبُكْمٌ فِي الظُّلُمَاتِ ۗ مَنْ يَشَإِ اللَّهُ يُضْلِلْهُ وَمَنْ يَشَأْ يَجْعَلْهُ عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ (39)

39. Ayetlerimizi yalanlayanlar karanlıklar içinde kalmış sağır ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse onu şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru yola iletir.
 6:49  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanlara  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 49. Ayet
وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا يَمَسُّهُمُ الْعَذَابُ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ (49)

49. Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, yoldan çıkmalarından dolayı onlar azap çekeceklerdir.
 6:57  وَكَذَّبْتُمْ    vekeƶƶebtum    siz ise yalanladınız  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 57. Ayet
قُلْ إِنِّي عَلَىٰ بَيِّنَةٍ مِنْ رَبِّي وَكَذَّبْتُمْ بِهِ ۚ مَا عِنْدِي مَا تَسْتَعْجِلُونَ بِهِ ۚ إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ ۖ يَقُصُّ الْحَقَّ ۖ وَهُوَ خَيْرُ الْفَاصِلِينَ (57)

57. De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır.
 6:66  وَكَذَّبَ    vekeƶƶebe    ve yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 66. Ayet
وَكَذَّبَ بِهِ قَوْمُكَ وَهُوَ الْحَقُّ ۚ قُلْ لَسْتُ عَلَيْكُمْ بِوَكِيلٍ (66)

66. Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki: Ben size vekil (kefil) değilim.
 6:147  كَذَّبُوكَ    keƶƶebūke    seni yalanladılarsa  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 147. Ayet
فَإِنْ كَذَّبُوكَ فَقُلْ رَبُّكُمْ ذُو رَحْمَةٍ وَاسِعَةٍ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُهُ عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِمِينَ (147)

147. Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz.
 6:148  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 148. Ayet
سَيَقُولُ الَّذِينَ أَشْرَكُوا لَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا أَشْرَكْنَا وَلَا آبَاؤُنَا وَلَا حَرَّمْنَا مِنْ شَيْءٍ ۚ كَذَٰلِكَ كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ حَتَّىٰ ذَاقُوا بَأْسَنَا ۗ قُلْ هَلْ عِنْدَكُمْ مِنْ عِلْمٍ فَتُخْرِجُوهُ لَنَا ۖ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَإِنْ أَنْتُمْ إِلَّا تَخْرُصُونَ (148)

148. Putperestler diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.
 6:150  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanların  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 150. Ayet
قُلْ هَلُمَّ شُهَدَاءَكُمُ الَّذِينَ يَشْهَدُونَ أَنَّ اللَّهَ حَرَّمَ هَٰذَا ۖ فَإِنْ شَهِدُوا فَلَا تَشْهَدْ مَعَهُمْ ۚ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ وَهُمْ بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ (150)

150. De ki: Allah şunu yasak etti, diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin! Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme; ayetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe inanmayanların arzularına uyma. Onlar, Rablerine eş tutuyorlar.
 6:157  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlayıp  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 157. Ayet
أَوْ تَقُولُوا لَوْ أَنَّا أُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّا أَهْدَىٰ مِنْهُمْ ۚ فَقَدْ جَاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ ۚ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِآيَاتِ اللَّهِ وَصَدَفَ عَنْهَا ۗ سَنَجْزِي الَّذِينَ يَصْدِفُونَ عَنْ آيَاتِنَا سُوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ (157)

157. Yahut "Bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz diye (Kur'an'ı indirdik). İşte size de Rabbinizden açık bir delil, hidayet ve rahmet geldi. Kim, Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalimdir! Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ötürü azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.
 7:36  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 36. Ayet
وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ ۖ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (36)

36. Ayetlerimizi yalanlayanlar ve büyüklenip onlardan yüz çevirenler var ya, işte onlar ateş ehlidir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
 7:37  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 37. Ayet
فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ ۚ أُولَٰئِكَ يَنَالُهُمْ نَصِيبُهُمْ مِنَ الْكِتَابِ ۖ حَتَّىٰ إِذَا جَاءَتْهُمْ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوْنَهُمْ قَالُوا أَيْنَ مَا كُنْتُمْ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ ۖ قَالُوا ضَلُّوا عَنَّا وَشَهِدُوا عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا كَافِرِينَ (37)

37. Allah'a iftira eden ya da O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Onların kitaptaki nasipleri kendilerine erişecektir. Sonunda elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken "Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz tanrılar nerede?" derler. ( Onlar da) "Bizden sıvışıp gittiler" derler. Ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler.
 7:40  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 40. Ayet
إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لَا تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَلَا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّىٰ يَلِجَ الْجَمَلُ فِي سَمِّ الْخِيَاطِ ۚ وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُجْرِمِينَ (40)

40. Bizim ayetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremiyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız!
 7:64  فَكَذَّبُوهُ    fekeƶƶebūhu    O’nu yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 64. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَأَنْجَيْنَاهُ وَالَّذِينَ مَعَهُ فِي الْفُلْكِ وَأَغْرَقْنَا الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۚ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا عَمِينَ (64)

64. Onu yalanladılar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
 7:64  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 64. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَأَنْجَيْنَاهُ وَالَّذِينَ مَعَهُ فِي الْفُلْكِ وَأَغْرَقْنَا الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۚ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا عَمِينَ (64)

64. Onu yalanladılar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
 7:72  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanların  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 72. Ayet
فَأَنْجَيْنَاهُ وَالَّذِينَ مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّا وَقَطَعْنَا دَابِرَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۖ وَمَا كَانُوا مُؤْمِنِينَ (72)

72. Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve ayetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik.
 7:92  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 92. Ayet
الَّذِينَ كَذَّبُوا شُعَيْبًا كَأَنْ لَمْ يَغْنَوْا فِيهَا ۚ الَّذِينَ كَذَّبُوا شُعَيْبًا كَانُوا هُمُ الْخَاسِرِينَ (92)

92. Şuayb'ı yalanlayanlar sanki yurtlarında hiç oturmamış gibiydiler. Asıl ziyana uğrayanlar Şuayb'ı yalanlayanların kendileridir.
 7:92  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 92. Ayet
الَّذِينَ كَذَّبُوا شُعَيْبًا كَأَنْ لَمْ يَغْنَوْا فِيهَا ۚ الَّذِينَ كَذَّبُوا شُعَيْبًا كَانُوا هُمُ الْخَاسِرِينَ (92)

92. Şuayb'ı yalanlayanlar sanki yurtlarında hiç oturmamış gibiydiler. Asıl ziyana uğrayanlar Şuayb'ı yalanlayanların kendileridir.
 7:96  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 96. Ayet
وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَىٰ آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكَاتٍ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَلَٰكِنْ كَذَّبُوا فَأَخَذْنَاهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ (96)

96. O (peygamberlerin gönderildiği) ülkelerin halkı inansalar ve (günahtan) sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.
 7:101  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladıklarından  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 101. Ayet
تِلْكَ الْقُرَىٰ نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنْبَائِهَا ۚ وَلَقَدْ جَاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا كَانُوا لِيُؤْمِنُوا بِمَا كَذَّبُوا مِنْ قَبْلُ ۚ كَذَٰلِكَ يَطْبَعُ اللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِ الْكَافِرِينَ (101)

101. İşte o ülkeler... Onların haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Andolsun ki, peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişlerdi. Fakat önceden yalanladıkları gerçeklere iman edecek değillerdi. İşte kafirlerin kalplerini Allah böyle mühürler.
 7:136  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlamışlardı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 136. Ayet
فَانْتَقَمْنَا مِنْهُمْ فَأَغْرَقْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَكَانُوا عَنْهَا غَافِلِينَ (136)

136. Biz de ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan gafil kalmaları sebebiyle kendilerinden intikam aldık ve onları denizde boğduk.
 7:146  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 146. Ayet
سَأَصْرِفُ عَنْ آيَاتِيَ الَّذِينَ يَتَكَبَّرُونَ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَإِنْ يَرَوْا كُلَّ آيَةٍ لَا يُؤْمِنُوا بِهَا وَإِنْ يَرَوْا سَبِيلَ الرُّشْدِ لَا يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا وَإِنْ يَرَوْا سَبِيلَ الْغَيِّ يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَكَانُوا عَنْهَا غَافِلِينَ (146)

146. Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri ayetlerimden uzaklaştıracağım. Onlar bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Fakat azgınlık yolunu görürlerse, hemen ona saparlar. Bu durum, onların ayetlerimizi yalanlamalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir.
 7:147  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanların  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 147. Ayet
وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَلِقَاءِ الْآخِرَةِ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ ۚ هَلْ يُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ (147)

147. Halbuki ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar, yapmakta oldukları amellerden başka bir şey için mi cezalandırılırlar!
 7:176  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 176. Ayet
وَلَوْ شِئْنَا لَرَفَعْنَاهُ بِهَا وَلَٰكِنَّهُ أَخْلَدَ إِلَى الْأَرْضِ وَاتَّبَعَ هَوَاهُ ۚ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ الْكَلْبِ إِنْ تَحْمِلْ عَلَيْهِ يَلْهَثْ أَوْ تَتْرُكْهُ يَلْهَثْ ۚ ذَٰلِكَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۚ فَاقْصُصِ الْقَصَصَ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ (176)

176. Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.
 7:177  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 177. Ayet
سَاءَ مَثَلًا الْقَوْمُ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَأَنْفُسَهُمْ كَانُوا يَظْلِمُونَ (177)

177. Âyetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmetmiş olan kavmin durumu ne kötüdür!
 7:182  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 182. Ayet
وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا سَنَسْتَدْرِجُهُمْ مِنْ حَيْثُ لَا يَعْلَمُونَ (182)

182. Âyetlerimizi yalanlayanları, hiç bilmeyecekleri yerden yavaş yavaş helake götüreceğiz.
 8:54  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlamışlardı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Enfâl  Suresi 54. Ayet
كَدَأْبِ آلِ فِرْعَوْنَ ۙ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ ۚ كَذَّبُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ فَأَهْلَكْنَاهُمْ بِذُنُوبِهِمْ وَأَغْرَقْنَا آلَ فِرْعَوْنَ ۚ وَكُلٌّ كَانُوا ظَالِمِينَ (54)

54. (Evet bunların durumu), Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin durumuna benzer. Onlar Rablerinin ayetlerini yalanlamışlardı; biz de onları günahlarından ötürü helak etmiştik ve Firavun ailesini (denizde) boğmuştuk. Hepsi de zalimler idiler.
 10:17  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlayandan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 17. Ayet
فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ ۚ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْمُجْرِمُونَ (17)

17. Öyleyse kim Allah'a karşı yalan uydurandan veya onun ayetlerini yalanlayandan daha zalimdir! Bilesiniz ki suçlular asla onmazlar!
 10:39  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlamışlardı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 39. Ayet
بَلْ كَذَّبُوا بِمَا لَمْ يُحِيطُوا بِعِلْمِهِ وَلَمَّا يَأْتِهِمْ تَأْوِيلُهُ ۚ كَذَٰلِكَ كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ ۖ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الظَّالِمِينَ (39)

39. Bilakis, onlar ilmini kavrayamadıkları ve yorumu kendilerine asla gelmemiş olan (Kur'an'ı) yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Şimdi bak, zalimlerin sonu nasıl oldu!
 10:39  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 39. Ayet
بَلْ كَذَّبُوا بِمَا لَمْ يُحِيطُوا بِعِلْمِهِ وَلَمَّا يَأْتِهِمْ تَأْوِيلُهُ ۚ كَذَٰلِكَ كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ ۖ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الظَّالِمِينَ (39)

39. Bilakis, onlar ilmini kavrayamadıkları ve yorumu kendilerine asla gelmemiş olan (Kur'an'ı) yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Şimdi bak, zalimlerin sonu nasıl oldu!
 10:41  كَذَّبُوكَ    keƶƶebūke    seni yalanlarlarsa  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 41. Ayet
وَإِنْ كَذَّبُوكَ فَقُلْ لِي عَمَلِي وَلَكُمْ عَمَلُكُمْ ۖ أَنْتُمْ بَرِيئُونَ مِمَّا أَعْمَلُ وَأَنَا بَرِيءٌ مِمَّا تَعْمَلُونَ (41)

41. (Resulüm! ) onlar seni yalanlarlarsa de ki: Benim işim bana, sizin işiniz de size aittir. Siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.
 10:45  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 45. Ayet
وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ كَأَنْ لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا سَاعَةً مِنَ النَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيْنَهُمْ ۚ قَدْ خَسِرَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِلِقَاءِ اللَّهِ وَمَا كَانُوا مُهْتَدِينَ (45)

45. Allah'ın onları, sanki günün ancak bir saati kadar kaldıklarını zanneder vaziyette yeniden diriltip toplayacağı gün aralarında birbirleriyle tanışırlar. Allah'ın huzuruna varmayı yalanlayanlar elbette zarara uğramışlardır. Zira onlar doğru yola gitmemişlerdi.
 10:73  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 73. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَنَجَّيْنَاهُ وَمَنْ مَعَهُ فِي الْفُلْكِ وَجَعَلْنَاهُمْ خَلَائِفَ وَأَغْرَقْنَا الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۖ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَرِينَ (73)

73. Yine de onu yalanladılar, biz de hem onu hem de onunla beraber gemide bulunanları kurtardık ve onları (yeryüzünde) halifeler kıldık; ayetlerimizi yalanlayanları da (denizde) boğduk. Bak ki uyarılanların (fakat inanmayanların) sonu nasıl oldu!
 10:73  فَكَذَّبُوهُ    fekeƶƶebūhu    yine de onu yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 73. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَنَجَّيْنَاهُ وَمَنْ مَعَهُ فِي الْفُلْكِ وَجَعَلْنَاهُمْ خَلَائِفَ وَأَغْرَقْنَا الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۖ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُنْذَرِينَ (73)

73. Yine de onu yalanladılar, biz de hem onu hem de onunla beraber gemide bulunanları kurtardık ve onları (yeryüzünde) halifeler kıldık; ayetlerimizi yalanlayanları da (denizde) boğduk. Bak ki uyarılanların (fakat inanmayanların) sonu nasıl oldu!
 10:74  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladıkları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 74. Ayet
ثُمَّ بَعَثْنَا مِنْ بَعْدِهِ رُسُلًا إِلَىٰ قَوْمِهِمْ فَجَاءُوهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا كَانُوا لِيُؤْمِنُوا بِمَا كَذَّبُوا بِهِ مِنْ قَبْلُ ۚ كَذَٰلِكَ نَطْبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِ الْمُعْتَدِينَ (74)

74. Sonra onun arkasından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara mucizeler getirdiler. Fakat onlar daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte haddi aşanların kalplerini biz böyle mühürleriz.
 10:95  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 95. Ayet
وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ فَتَكُونَ مِنَ الْخَاسِرِينَ (95)

95. Allah'ın ayetlerini yalanlayanlardan da olma, sonra ziyana uğrayanlardan olursun.
 15:80  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 80. Ayet
وَلَقَدْ كَذَّبَ أَصْحَابُ الْحِجْرِ الْمُرْسَلِينَ (80)

80. Andolsun, Hicr halkı da peygamberleri yalanlamıştı.
 16:113  فَكَذَّبُوهُ    fekeƶƶebūhu    onu yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 113. Ayet
وَلَقَدْ جَاءَهُمْ رَسُولٌ مِنْهُمْ فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمُ الْعَذَابُ وَهُمْ ظَالِمُونَ (113)

113. Andolsun ki, onlara kendilerinden peygamber geldi de onu yalanladılar. Onlar zulmederlerken azap onları yakalayıverdi.
 17:59  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlamaları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 59. Ayet
وَمَا مَنَعَنَا أَنْ نُرْسِلَ بِالْآيَاتِ إِلَّا أَنْ كَذَّبَ بِهَا الْأَوَّلُونَ ۚ وَآتَيْنَا ثَمُودَ النَّاقَةَ مُبْصِرَةً فَظَلَمُوا بِهَا ۚ وَمَا نُرْسِلُ بِالْآيَاتِ إِلَّا تَخْوِيفًا (59)

59. Bizi, ayetler (mucizeler) göndermekten alıkoyan tek şey, öncekilerin bu ayetleri yalanlamış olmasıdır. Nitekim Semud kavmine, açık bir mucize olmak üzere bir dişi deve vermiştik. Onlar ise, (bu deveyi boğazladılar ve) bu yüzden zalim oldular. Oysa biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz.
 20:48  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 48. Ayet
إِنَّا قَدْ أُوحِيَ إِلَيْنَا أَنَّ الْعَذَابَ عَلَىٰ مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ (48)

48. Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir.
 20:56  فَكَذَّبَ    fekeƶƶebe    yine de yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 56. Ayet
وَلَقَدْ أَرَيْنَاهُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَىٰ (56)

56. Andolsun biz ona (Firavun'a) bütün (bu) delillerimizi gösterdik; yine de yalanladı ve diretti.
 21:77  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 77. Ayet
وَنَصَرْنَاهُ مِنَ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا ۚ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَأَغْرَقْنَاهُمْ أَجْمَعِينَ (77)

77. Onu, ayetlerimizi inkar eden kavimden koruduk. Gerçekten onlar, fena bir kavim idi; bu yüzden topunu birden (suya) gömdük.
 22:42  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanlamıştı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 42. Ayet
وَإِنْ يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَثَمُودُ (42)

42. (Resulüm!) Eğer onlar (inkarcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Ad, Semud(kavimleri de kendi peygamberlerini) yalanladılar.
 22:42  يُكَذِّبُوكَ    yukeƶƶibūke    seni yalanlıyorlarsa  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 42. Ayet
وَإِنْ يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَثَمُودُ (42)

42. (Resulüm!) Eğer onlar (inkarcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Ad, Semud(kavimleri de kendi peygamberlerini) yalanladılar.
 22:44  وَكُذِّبَ    ve kuƶƶibe    ve yalanlanmıştı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 44. Ayet
وَأَصْحَابُ مَدْيَنَ ۖ وَكُذِّبَ مُوسَىٰ فَأَمْلَيْتُ لِلْكَافِرِينَ ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ ۖ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ (44)

44. (Şuayb'ın kavmi olan) Medyen halkı da(Şuayb'ı) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kafirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!
 22:57  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 57. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَأُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُهِينٌ (57)

57. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
 23:26  كَذَّبُونِ    keƶƶebūni    yalanlamaları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 26. Ayet
قَالَ رَبِّ انْصُرْنِي بِمَا كَذَّبُونِ (26)

26. (Nuh), Rabbim! dedi, beni yalanlamalarına karşı bana yardım et!
 23:33  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 33. Ayet
وَقَالَ الْمَلَأُ مِنْ قَوْمِهِ الَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِلِقَاءِ الْآخِرَةِ وَأَتْرَفْنَاهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا مَا هَٰذَا إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يَأْكُلُ مِمَّا تَأْكُلُونَ مِنْهُ وَيَشْرَبُ مِمَّا تَشْرَبُونَ (33)

33. Onun kavminden, kafir olup ahirete ulaşmayı inkar eden ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz varlıklı kişiler: "Bu, dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer."
 23:39  كَذَّبُونِ    keƶƶebūni    beni yalanlamaları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 39. Ayet
قَالَ رَبِّ انْصُرْنِي بِمَا كَذَّبُونِ (39)

39. O peygamber: Rabbim! dedi, beni yalanlamalarına karşılık bana yardımcı ol!
 23:44  كَذَّبُوهُ    keƶƶebūhu    onlar onu yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 44. Ayet
ثُمَّ أَرْسَلْنَا رُسُلَنَا تَتْرَىٰ ۖ كُلَّ مَا جَاءَ أُمَّةً رَسُولُهَا كَذَّبُوهُ ۚ فَأَتْبَعْنَا بَعْضَهُمْ بَعْضًا وَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ ۚ فَبُعْدًا لِقَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ (44)

44. Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında, onlar bu peygamberi yalanladılar; biz de onları birbiri ardından yok ettik ve onları ibret hikayelerine dönüştürdük. Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme!
 23:48  فَكَذَّبُوهُمَا    fekeƶƶebūhumā    onları yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 48. Ayet
فَكَذَّبُوهُمَا فَكَانُوا مِنَ الْمُهْلَكِينَ (48)

48. Böylece onları yalanladılar ve bu sebeple helak edilenlerden oldular.
 23:105  تُكَذِّبُونَ    tukeƶƶibūne    yalanlardınız  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 105. Ayet
أَلَمْ تَكُنْ آيَاتِي تُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ فَكُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ (105)

105. Size ayetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi?
 25:11  كَذَّبُوا    keƶƶebū    onlar yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 11. Ayet
بَلْ كَذَّبُوا بِالسَّاعَةِ ۖ وَأَعْتَدْنَا لِمَنْ كَذَّبَ بِالسَّاعَةِ سَعِيرًا (11)

11. Onlar üstelik kıyameti de yalan saydılar. Biz ise, kıyameti inkar edenler için alevli bir ateş hazırladık.
 25:11  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 11. Ayet
بَلْ كَذَّبُوا بِالسَّاعَةِ ۖ وَأَعْتَدْنَا لِمَنْ كَذَّبَ بِالسَّاعَةِ سَعِيرًا (11)

11. Onlar üstelik kıyameti de yalan saydılar. Biz ise, kıyameti inkar edenler için alevli bir ateş hazırladık.
 25:19  كَذَّبُوكُمْ    keƶƶebūkum    sizi yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 19. Ayet
فَقَدْ كَذَّبُوكُمْ بِمَا تَقُولُونَ فَمَا تَسْتَطِيعُونَ صَرْفًا وَلَا نَصْرًا ۚ وَمَنْ يَظْلِمْ مِنْكُمْ نُذِقْهُ عَذَابًا كَبِيرًا (19)

19. (Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denir:) İşte (taptıklarınız), söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne (azabınızı) geri çevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz. İçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattıracağız!
 25:36  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlıyorlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 36. Ayet
فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا (36)

36. "Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin" dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.
 25:37  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladıkları  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 37. Ayet
وَقَوْمَ نُوحٍ لَمَّا كَذَّبُوا الرُّسُلَ أَغْرَقْنَاهُمْ وَجَعَلْنَاهُمْ لِلنَّاسِ آيَةً ۖ وَأَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ عَذَابًا أَلِيمًا (37)

37. Nuh kavmine gelince, peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde onları, suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Zalimler için acıklı bir azap hazırladık.
 25:77  كَذَّبْتُمْ    keƶƶebtum    yalanladınız  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Furkân  Suresi 77. Ayet
قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ ۖ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا (77)

77. (Resulüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkarcılar! Size Resul'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!
 26:6  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 6. Ayet
فَقَدْ كَذَّبُوا فَسَيَأْتِيهِمْ أَنْبَاءُ مَا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ (6)

6. Üstelik (ona) "yalandır" derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir.
 26:12  يُكَذِّبُونِ    yukeƶƶibūni    beni yalanlayacaklar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 12. Ayet
قَالَ رَبِّ إِنِّي أَخَافُ أَنْ يُكَذِّبُونِ (12)

12. Musa şöyle dedi: Rabbim! Doğrusu, beni yalancılıkla suçlamalarından korkuyorum.
 26:105  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 105. Ayet
كَذَّبَتْ قَوْمُ نُوحٍ الْمُرْسَلِينَ (105)

105. Nuh kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladılar.
 26:117  كَذَّبُونِ    keƶƶebūni    beni yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 117. Ayet
قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوْمِي كَذَّبُونِ (117)

117. Nuh: Rabbim! dedi, kavmim beni yalancılıkla suçladı.
 26:123  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 123. Ayet
كَذَّبَتْ عَادٌ الْمُرْسَلِينَ (123)

123. Âd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla suçladı.
 26:139  فَكَذَّبُوهُ    fekeƶƶebūhu    onu yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 139. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَأَهْلَكْنَاهُمْ ۗ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُمْ مُؤْمِنِينَ (139)

139. Böylece onu yalancılıkla suçladılar; biz de kendilerini helak ettik. Doğrusu bunda büyük bir ibret vardır; ama çokları iman etmezler.
 26:141  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 141. Ayet
كَذَّبَتْ ثَمُودُ الْمُرْسَلِينَ (141)

141. Semud (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla suçladı.
 26:160  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 160. Ayet
كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ الْمُرْسَلِينَ (160)

160. Lut kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladı.
 26:176  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 176. Ayet
كَذَّبَ أَصْحَابُ الْأَيْكَةِ الْمُرْسَلِينَ (176)

176. Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla suçladı.
 26:189  فَكَذَّبُوهُ    fekeƶƶebūhu    fakat onu yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 189. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ الظُّلَّةِ ۚ إِنَّهُ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ (189)

189. Velhasıl onu yalancı saydilar da, kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. Gerçekten o, muazzam bir günün azabı idi!
 27:83  يُكَذِّبُ    yukeƶƶibu    yalanlayanlar-  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 83. Ayet
وَيَوْمَ نَحْشُرُ مِنْ كُلِّ أُمَّةٍ فَوْجًا مِمَّنْ يُكَذِّبُ بِآيَاتِنَا فَهُمْ يُوزَعُونَ (83)

83. O gün, her ümmet içinden ayetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler.
 27:84  أَكَذَّبْتُمْ    ekeƶƶebtum    yalanladınız mı?  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 84. Ayet
حَتَّىٰ إِذَا جَاءُوا قَالَ أَكَذَّبْتُمْ بِآيَاتِي وَلَمْ تُحِيطُوا بِهَا عِلْمًا أَمَّاذَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ (84)

84. Nihayet, (hesap yerine) geldikleri zaman Allah buyurur: Siz benim ayetlerimi, ne olduğunu kavramadan yalan saydınız öyle mi? Değilse yaptığınız neydi?
 28:34  يُكَذِّبُونِ    yukeƶƶibūni    beni yalanlayacakla  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 34. Ayet
وَأَخِي هَارُونُ هُوَ أَفْصَحُ مِنِّي لِسَانًا فَأَرْسِلْهُ مَعِيَ رِدْءًا يُصَدِّقُنِي ۖ إِنِّي أَخَافُ أَنْ يُكَذِّبُونِ (34)

34. Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum.
 29:18  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlamışlardı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 18. Ayet
وَإِنْ تُكَذِّبُوا فَقَدْ كَذَّبَ أُمَمٌ مِنْ قَبْلِكُمْ ۖ وَمَا عَلَى الرَّسُولِ إِلَّا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ (18)

18. Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de (kendilerine tebliğ edileni) yalan saymışlardır. Peygamber'e düşen, yalnız açık bir tebliğdir.
 29:18  تُكَذِّبُوا    tukeƶƶibū    yalanlarsanız  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 18. Ayet
وَإِنْ تُكَذِّبُوا فَقَدْ كَذَّبَ أُمَمٌ مِنْ قَبْلِكُمْ ۖ وَمَا عَلَى الرَّسُولِ إِلَّا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ (18)

18. Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de (kendilerine tebliğ edileni) yalan saymışlardır. Peygamber'e düşen, yalnız açık bir tebliğdir.
 29:37  فَكَذَّبُوهُ    fekeƶƶebūhu    onu yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 37. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ (37)

37. Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
 29:68  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlayandan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 68. Ayet
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُ ۚ أَلَيْسَ فِي جَهَنَّمَ مَثْوًى لِلْكَافِرِينَ (68)

68. Allah'a karşı yalan uyduran yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalimi kimdir? Cehennemde kafirlere yer mi yok!
 30:10  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rûm  Suresi 10. Ayet
ثُمَّ كَانَ عَاقِبَةَ الَّذِينَ أَسَاءُوا السُّوأَىٰ أَنْ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ وَكَانُوا بِهَا يَسْتَهْزِئُونَ (10)

10. Sonunda, Allah'ın ayetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların akıbetleri pek fena oldu.
 30:16  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rûm  Suresi 16. Ayet
وَأَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَلِقَاءِ الْآخِرَةِ فَأُولَٰئِكَ فِي الْعَذَابِ مُحْضَرُونَ (16)

16. İnkar edenler, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.
 32:20  تُكَذِّبُونَ    tukeƶƶibūne    yalanlamakta  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Secde  Suresi 20. Ayet
وَأَمَّا الَّذِينَ فَسَقُوا فَمَأْوَاهُمُ النَّارُ ۖ كُلَّمَا أَرَادُوا أَنْ يَخْرُجُوا مِنْهَا أُعِيدُوا فِيهَا وَقِيلَ لَهُمْ ذُوقُوا عَذَابَ النَّارِ الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ (20)

20. Yoldan çıkanlar ise, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın! denir.
 34:42  تُكَذِّبُونَ    tukeƶƶibūne    yalanlamakta  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 42. Ayet
فَالْيَوْمَ لَا يَمْلِكُ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ نَفْعًا وَلَا ضَرًّا وَنَقُولُ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا ذُوقُوا عَذَابَ النَّارِ الَّتِي كُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ (42)

42. Bugün birbirinize ne fayda, ne de zarar vermeye gücünüz yeter. Biz zalim olanlara, yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın! diyeceğiz.
 34:45  وَكَذَّبَ    ve keƶƶebe    yalanlanmışlardı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 45. Ayet
وَكَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَمَا بَلَغُوا مِعْشَارَ مَا آتَيْنَاهُمْ فَكَذَّبُوا رُسُلِي ۖ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ (45)

45. Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) inkar etmişlerdi. Bunlar, öncekilere verdiklerimizin onda birine erişmemişlerdi. (Böyle iken), peygamberimi yalanladılar; ama benim karşılık olarak verdiğim nasıl olmuştu!
 34:45  فَكَذَّبُوا    fekeƶƶebū    fakat yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 45. Ayet
وَكَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَمَا بَلَغُوا مِعْشَارَ مَا آتَيْنَاهُمْ فَكَذَّبُوا رُسُلِي ۖ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ (45)

45. Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) inkar etmişlerdi. Bunlar, öncekilere verdiklerimizin onda birine erişmemişlerdi. (Böyle iken), peygamberimi yalanladılar; ama benim karşılık olarak verdiğim nasıl olmuştu!
 35:4  كُذِّبَتْ    kuƶƶibet    yalanlanmıştır  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 4. Ayet
وَإِنْ يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ ۚ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ (4)

4. Eğer seni yalanlıyorlarsa (üzülme); senden önceki peygamberler de yalanlanmıştır. Bütün işler yalnızca Allah'a döndürülecektir.
 35:4  يُكَذِّبُوكَ    yukeƶƶibūke    seni yalanlıyorlarsa  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 4. Ayet
وَإِنْ يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌ مِنْ قَبْلِكَ ۚ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُ الْأُمُورُ (4)

4. Eğer seni yalanlıyorlarsa (üzülme); senden önceki peygamberler de yalanlanmıştır. Bütün işler yalnızca Allah'a döndürülecektir.
 35:25  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlamışlardı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 25. Ayet
وَإِنْ يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ جَاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ وَبِالزُّبُرِ وَبِالْكِتَابِ الْمُنِيرِ (25)

25. Eğer seni yalanlıyorlarsa (üzülme), onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. (Oysa ki) peygamberleri onlara açık ayetler (mucizeler), sahifeler ve aydınlatıcı kitap getirmişlerdi.
 35:25  يُكَذِّبُوكَ    yukeƶƶibūke    seni yalanlıyorlarsa  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fâtır  Suresi 25. Ayet
وَإِنْ يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ جَاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ وَبِالزُّبُرِ وَبِالْكِتَابِ الْمُنِيرِ (25)

25. Eğer seni yalanlıyorlarsa (üzülme), onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. (Oysa ki) peygamberleri onlara açık ayetler (mucizeler), sahifeler ve aydınlatıcı kitap getirmişlerdi.
 36:14  فَكَذَّبُوهُمَا    fekeƶƶebūhumā    onları yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yâsîn  Suresi 14. Ayet
إِذْ أَرْسَلْنَا إِلَيْهِمُ اثْنَيْنِ فَكَذَّبُوهُمَا فَعَزَّزْنَا بِثَالِثٍ فَقَالُوا إِنَّا إِلَيْكُمْ مُرْسَلُونَ (14)

14. İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz! dediler.
 37:21  تُكَذِّبُونَ    tukeƶƶibūne    yalanlıyor  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 21. Ayet
هَٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ (21)

21. İşte bu; yalanlamış olduğunuz hüküm günüdür.
 37:127  فَكَذَّبُوهُ    fekeƶƶebūhu    onu yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 127. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَإِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ (127)

127. Bunun üzerine İlyas'ı yalanladılar. Onun için onların hepsi (cehenneme) götürüleceklerdir.
 38:12  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanlamıştı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 12. Ayet
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَفِرْعَوْنُ ذُو الْأَوْتَادِ (12)

12. Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun da, yalanladılar.
 38:14  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 14. Ayet
إِنْ كُلٌّ إِلَّا كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ عِقَابِ (14)

14. Onların her biri gönderilen peygamberleri yalanladılar da bu yüzden (kendilerine) azabım hak oldu.
 39:25  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Zümer  Suresi 25. Ayet
كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَأَتَاهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ (25)

25. Onlardan öncekiler (peygamberleri) yalanladılar da farkına varmadıkları bir yerden onlara azap çattı.
 39:32  وَكَذَّبَ    ve keƶƶebe    ve yalanlayandan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Zümer  Suresi 32. Ayet
فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَبَ عَلَى اللَّهِ وَكَذَّبَ بِالصِّدْقِ إِذْ جَاءَهُ ۚ أَلَيْسَ فِي جَهَنَّمَ مَثْوًى لِلْكَافِرِينَ (32)

32. Allah'a karşı yalan uyduran, kendisine gelen gerçeği (Kur'an'ı) yalan sayandan daha zalim kimdir? Kafirlerin yeri cehennemde değil mi?
 39:59  فَكَذَّبْتَ    fekeƶƶebte    fakat sen yalanladın  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Zümer  Suresi 59. Ayet
بَلَىٰ قَدْ جَاءَتْكَ آيَاتِي فَكَذَّبْتَ بِهَا وَاسْتَكْبَرْتَ وَكُنْتَ مِنَ الْكَافِرِينَ (59)

59. Hayır (dönemeyeceksin)! Âyetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkarcılardan olmuştun.
 40:5  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 5. Ayet
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَالْأَحْزَابُ مِنْ بَعْدِهِمْ ۖ وَهَمَّتْ كُلُّ أُمَّةٍ بِرَسُولِهِمْ لِيَأْخُذُوهُ ۖ وَجَادَلُوا بِالْبَاطِلِ لِيُدْحِضُوا بِهِ الْحَقَّ فَأَخَذْتُهُمْ ۖ فَكَيْفَ كَانَ عِقَابِ (5)

5. Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti. Batılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!
 40:70  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 70. Ayet
الَّذِينَ كَذَّبُوا بِالْكِتَابِ وَبِمَا أَرْسَلْنَا بِهِ رُسُلَنَا ۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ (70)

70. Onlar, Kitab'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar yakında (gerçeği) anlayacaklar!
 50:5  كَذَّبُوا    keƶƶebū    onlar yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kâf  Suresi 5. Ayet
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ فَهُمْ فِي أَمْرٍ مَرِيجٍ (5)

5. Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
 50:12  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanlamıştı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kâf  Suresi 12. Ayet
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَأَصْحَابُ الرَّسِّ وَثَمُودُ (12)

12. Onlardan önce Nuh kavmi, Res halkı ve Semud da yalanlamıştı.
 50:14  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlayıp  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kâf  Suresi 14. Ayet
وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍ ۚ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَعِيدِ (14)

14. Eyke halkı ve Tübba' kavmi de. Bütün bunlar peygamberleri yalanladılar da tehdidim gerçekleşti!
 52:14  تُكَذِّبُونَ    tukeƶƶibūne    yalanlamış  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tûr  Suresi 14. Ayet
هَٰذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ (14)

14. "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" denilir.
 54:3  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 3. Ayet
وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ ۚ وَكُلُّ أَمْرٍ مُسْتَقِرٌّ (3)

3. Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
 54:9  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanlamıştı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 9. Ayet
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ فَكَذَّبُوا عَبْدَنَا وَقَالُوا مَجْنُونٌ وَازْدُجِرَ (9)

9. Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.
 54:9  فَكَذَّبُوا    fe keƶƶebū    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 9. Ayet
كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ فَكَذَّبُوا عَبْدَنَا وَقَالُوا مَجْنُونٌ وَازْدُجِرَ (9)

9. Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.
 54:18  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 18. Ayet
كَذَّبَتْ عَادٌ فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ (18)

18. Ad kavmi (Peygamberleri Hud'u) yalanladı da azabım ve tehdidim nasılmış (gördüler).
 54:23  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalandı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 23. Ayet
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِالنُّذُرِ (23)

23. Semud kavmi de uyarıcıları yalanladı.
 54:33  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 33. Ayet
كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ بِالنُّذُرِ (33)

33. Lut'un kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı.
 54:42  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 42. Ayet
كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كُلِّهَا فَأَخَذْنَاهُمْ أَخْذَ عَزِيزٍ مُقْتَدِرٍ (42)

42. Lakin onlar bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları güç ve kudretimize layık bir şekilde yakaladık.
 55:13  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 13. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (13)

13. O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
 55:16  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 16. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (16)

16. O halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
 55:18  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 18. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (18)

18. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:21  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 21. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (21)

21. O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
 55:23  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 23. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (23)

23. Şimdi Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
 55:25  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 25. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (25)

25. Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
 55:28  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 28. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (28)

28. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:30  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 30. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (30)

30. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:32  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 32. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (32)

32. Hal bu iken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
 55:34  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 34. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (34)

34. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:36  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 36. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (36)

36. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:38  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 38. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (38)

38. Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:40  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 40. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (40)

40. O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
 55:42  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 42. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (42)

42. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:43  يُكَذِّبُ    yukeƶƶibu    yalanladığı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 43. Ayet
هَٰذِهِ جَهَنَّمُ الَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَ (43)

43. İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennemdir.
 55:45  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 45. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (45)

45. Şimdi Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
 55:47  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 47. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (47)

47. Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
 55:49  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 49. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (49)

49. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:51  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 51. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (51)

51. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:53  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 53. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (53)

53. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:55  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 55. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (55)

55. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:57  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 57. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (57)

57. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:59  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 59. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (59)

59. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:61  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 61. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (61)

61. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:63  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 63. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (63)

63. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:65  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 65. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (65)

65. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:67  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 67. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (67)

67. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:69  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 69. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (69)

69. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:71  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 71. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (71)

71. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:73  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 73. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (73)

73. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:75  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 75. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (75)

75. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 55:77  تُكَذِّبَانِ    tukeƶƶibāni    yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, İkil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Rahmân  Suresi 77. Ayet
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ (77)

77. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
 56:82  تُكَذِّبُونَ    tukeƶƶibūne    yalanlamanızdan ibaret  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 82. Ayet
وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ أَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ (82)

82. Allah'ın verdiği rızka karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?
 57:19  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hadîd  Suresi 19. Ayet
وَالَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ أُولَٰئِكَ هُمُ الصِّدِّيقُونَ ۖ وَالشُّهَدَاءُ عِنْدَ رَبِّهِمْ لَهُمْ أَجْرُهُمْ وَنُورُهُمْ ۖ وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ (19)

19. Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.
 62:5  كَذَّبُوا    keƶƶebū    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Cum’a  Suresi 5. Ayet
مَثَلُ الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا ۚ بِئْسَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ ۚ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ (5)

5. Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
 64:10  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanlayanlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Teğâbun  Suresi 10. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ خَالِدِينَ فِيهَا ۖ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ (10)

10. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
 67:9  فَكَذَّبْنَا    fekeƶƶebnā    ama biz yalanladık  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mülk  Suresi 9. Ayet
قَالُوا بَلَىٰ قَدْ جَاءَنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ كَبِيرٍ (9)

9. Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik.
 67:18  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mülk  Suresi 18. Ayet
وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ (18)

18. Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!
 68:44  يُكَذِّبُ    yukeƶƶibu    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kalem  Suresi 44. Ayet
فَذَرْنِي وَمَنْ يُكَذِّبُ بِهَٰذَا الْحَدِيثِ ۖ سَنَسْتَدْرِجُهُمْ مِنْ حَيْثُ لَا يَعْلَمُونَ (44)

44. (Resulüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
 69:4  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hâkka  Suresi 4. Ayet
كَذَّبَتْ ثَمُودُ وَعَادٌ بِالْقَارِعَةِ (4)

4. Semud ve Ad kavimleri, kapılarını çalacak felaketi (kıyameti) yalan saymışlardı.
 74:46  نُكَذِّبُ    nukeƶƶibu    yalanlardık  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   1. şahıs, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Müddessir  Suresi 46. Ayet
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدِّينِ (46)

46. Ceza gününü de yalan sayıyorduk,
 75:32  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kıyâme  Suresi 32. Ayet
وَلَٰكِنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ (32)

32. Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.
 77:29  تُكَذِّبُونَ    tukeƶƶibūne    yalanlamış  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 29. Ayet
انْطَلِقُوا إِلَىٰ مَا كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ (29)

29. (İnkarcılara o gün şöyle denilir:) yalan sayageldiğiniz azaba doğru gidin!
 78:28  وَكَذَّبُوا    ve keƶƶebū    ve yalanlamışlardı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nebe’  Suresi 28. Ayet
وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا (28)

28. Bizim ayetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı.
 79:21  فَكَذَّبَ    fekeƶƶebe    fakat o yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nâzi’ât  Suresi 21. Ayet
فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ (21)

21. (O ise) hemen yalanladı ve isyan etti.
 82:9  تُكَذِّبُونَ    tukeƶƶibūne    siz yalanlıyorsunuz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnfitâr  Suresi 9. Ayet
كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ (9)

9. Hayır! Siz yine de dini yalanlıyorsunuz.
 83:11  يُكَذِّبُونَ    yukeƶƶibūne    yalanlamaktadırlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mutaffifîn  Suresi 11. Ayet
الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ (11)

11. Ki onlar, ceza gününü yalan sayarlar.
 83:12  يُكَذِّبُ    yukeƶƶibu    yalanlamaz  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mutaffifîn  Suresi 12. Ayet
وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ (12)

12. Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar.
 83:17  تُكَذِّبُونَ    tukeƶƶibūne    yalanlıyorlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mutaffifîn  Suresi 17. Ayet
ثُمَّ يُقَالُ هَٰذَا الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ (17)

17. Sonra onlara: "İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur" denilir.
 84:22  يُكَذِّبُونَ    yukeƶƶibūne    yalanlıyorlar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnşikâk  Suresi 22. Ayet
بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا يُكَذِّبُونَ (22)

22. Aksine, kafirler yalanlıyorlar.
 91:11  كَذَّبَتْ    keƶƶebet    yalanladı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şems  Suresi 11. Ayet
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا (11)

11. Semud kavmi azgınlığı yüzünden (Allah'ın elçisini) yalanladı.
 91:14  فَكَذَّبُوهُ    fekeƶƶebūhu    onu yalanladılar  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şems  Suresi 14. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوَّاهَا (14)

14. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felaket gönderdi de hepsini helak etti.
 92:9  وَكَذَّبَ    ve keƶƶebe    ve yalanlarsa  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Leyl  Suresi 9. Ayet
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَىٰ (9)

9. Ve en güzeli de yalanlarsa,
 92:16  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlandı  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Leyl  Suresi 16. Ayet
الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ (16)

16. Öyle kötü ki, yalanlayıp ve yüz çevirmiştir.
 95:7  يُكَذِّبُكَ    yukeƶƶibuke    sana yalanlatan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tîn  Suresi 7. Ayet
فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدِّينِ (7)

7. Artık bundan sonra, ceza günü konusunda seni kim yalanlayabilir?
 96:13  كَذَّبَ    keƶƶebe    yalanlarsa?  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Alak  Suresi 13. Ayet
أَرَأَيْتَ إِنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ (13)

13. Ne dersin o (meneden, Peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!
 107:1  يُكَذِّبُ    yukeƶƶibu    yalanlayan  
Fiil   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâ’ûn  Suresi 1. Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَرَأَيْتَ الَّذِي يُكَذِّبُ بِالدِّينِ (1)

1. Dini yalanlayanı gördün mü?
Kökten (كَٰذِب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:61  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    yalancıların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 61. Ayet
فَمَنْ حَاجَّكَ فِيهِ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ أَبْنَاءَنَا وَأَبْنَاءَكُمْ وَنِسَاءَنَا وَنِسَاءَكُمْ وَأَنْفُسَنَا وَأَنْفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَلْ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ (61)

61. Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lanet dileyelim.
 6:28  لَكَاذِبُونَ    lekāƶibūne    yalancılardır  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 28. Ayet
بَلْ بَدَا لَهُمْ مَا كَانُوا يُخْفُونَ مِنْ قَبْلُ ۖ وَلَوْ رُدُّوا لَعَادُوا لِمَا نُهُوا عَنْهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ (28)

28. Hayır! Daha önce gizlemekte oldukları şeyler (günahlar) kendilerine göründü. Eğer (dünyaya) geri gönderilseler yine kendilerine yasak edilen şeylere döneceklerdir. Zira onlar gerçekten yalancıdırlar.
 7:66  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    yalancılar-  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 66. Ayet
قَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِهِ إِنَّا لَنَرَاكَ فِي سَفَاهَةٍ وَإِنَّا لَنَظُنُّكَ مِنَ الْكَاذِبِينَ (66)

66. Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: Biz seni kesinlikle bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz.
 9:42  لَكَاذِبُونَ    lekāƶibūne    yalancı olduklarını  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 42. Ayet
لَوْ كَانَ عَرَضًا قَرِيبًا وَسَفَرًا قَاصِدًا لَاتَّبَعُوكَ وَلَٰكِنْ بَعُدَتْ عَلَيْهِمُ الشُّقَّةُ ۚ وَسَيَحْلِفُونَ بِاللَّهِ لَوِ اسْتَطَعْنَا لَخَرَجْنَا مَعَكُمْ يُهْلِكُونَ أَنْفُسَهُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ (42)

42. Eğer yakın bir dünya malı ve kolay bir yolculuk olsaydı (o münafıklar) mutlaka sana uyup peşinden gelirlerdi. Fakat meşakkatli yol onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Gücümüz yetseydi mutlaka sizinle beraber çıkardık" diye kendilerini helak edercesine Allah'a yemin edecekler. Halbuki Allah onların mutlaka yalancı olduklarını biliyor.
 9:43  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    yalan söyleyenler  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 43. Ayet
عَفَا اللَّهُ عَنْكَ لِمَ أَذِنْتَ لَهُمْ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَتَعْلَمَ الْكَاذِبِينَ (43)

43. Allah seni affetti. Fakat doğru söyleyenler sana iyice belli olup, sen yalancıları bilinceye kadar onlara niçin izin verdin?
 9:107  لَكَاذِبُونَ    lekāƶibūne    yalan söylediklerine  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 107. Ayet
وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مَسْجِدًا ضِرَارًا وَكُفْرًا وَتَفْرِيقًا بَيْنَ الْمُؤْمِنِينَ وَإِرْصَادًا لِمَنْ حَارَبَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ مِنْ قَبْلُ ۚ وَلَيَحْلِفُنَّ إِنْ أَرَدْنَا إِلَّا الْحُسْنَىٰ ۖ وَاللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ (107)

107. (Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkar etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka birşey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
 11:27  كَاذِبِينَ    kāƶibīne    yalancılarsınız  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 27. Ayet
فَقَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِهِ مَا نَرَاكَ إِلَّا بَشَرًا مِثْلَنَا وَمَا نَرَاكَ اتَّبَعَكَ إِلَّا الَّذِينَ هُمْ أَرَاذِلُنَا بَادِيَ الرَّأْيِ وَمَا نَرَىٰ لَكُمْ عَلَيْنَا مِنْ فَضْلٍ بَلْ نَظُنُّكُمْ كَاذِبِينَ (27)

27. Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: "Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. Bizden, basit görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz. Ve sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis sizin yalancılar olduğunuzu düşünüyoruz."
 11:93  كَاذِبٌ    kāƶibun    yalancı olduğunu  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 93. Ayet
وَيَا قَوْمِ اعْمَلُوا عَلَىٰ مَكَانَتِكُمْ إِنِّي عَامِلٌ ۖ سَوْفَ تَعْلَمُونَ مَنْ يَأْتِيهِ عَذَابٌ يُخْزِيهِ وَمَنْ هُوَ كَاذِبٌ ۖ وَارْتَقِبُوا إِنِّي مَعَكُمْ رَقِيبٌ (93)

93. Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim."
 12:26  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    yalancılardandır  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 26. Ayet
قَالَ هِيَ رَاوَدَتْنِي عَنْ نَفْسِي ۚ وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِنْ أَهْلِهَا إِنْ كَانَ قَمِيصُهُ قُدَّ مِنْ قُبُلٍ فَصَدَقَتْ وَهُوَ مِنَ الْكَاذِبِينَ (26)

26. Yusuf: "Asıl kendisi benim nefsimden murat almak istedi" dedi. Kadının akrabasından biri şöyle şahitlik etti: "Eğer gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, bu ise yalancılardandır."
 12:74  كَاذِبِينَ    kāƶibīne    yalancı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Yûsuf  Suresi 74. Ayet
قَالُوا فَمَا جَزَاؤُهُ إِنْ كُنْتُمْ كَاذِبِينَ (74)

74. (Yusuf'un adamları) dediler ki: Peki, siz yalancıysanız bunun cezası nedir?
 16:39  كَاذِبِينَ    kāƶibīne    yalancılar  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 39. Ayet
لِيُبَيِّنَ لَهُمُ الَّذِي يَخْتَلِفُونَ فِيهِ وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّهُمْ كَانُوا كَاذِبِينَ (39)

39. Hakkında ihtilaf ettikleri şeyi onlara açıklaması ve kafir olanların da kendilerinin yalancılar olduklarını bilmeleri için (Allah onları diriltecek).
 16:86  لَكَاذِبُونَ    lekāƶibūne    tamamen yalancılarsınız  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 86. Ayet
وَإِذَا رَأَى الَّذِينَ أَشْرَكُوا شُرَكَاءَهُمْ قَالُوا رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ شُرَكَاؤُنَا الَّذِينَ كُنَّا نَدْعُو مِنْ دُونِكَ ۖ فَأَلْقَوْا إِلَيْهِمُ الْقَوْلَ إِنَّكُمْ لَكَاذِبُونَ (86)

86. (Allah'a) ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman derler ki: "Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da tapmış olduğumuz ortaklarımızdır." Onlar da bunlara: "Siz mutlaka yalancılarsınız" diye söz atarlar.
 16:105  الْكَاذِبُونَ    l-kāƶibūne    yalancılar  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 105. Ayet
إِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ (105)

105. Allah'ın ayetlerine inanmayanlar, ancak yalan uydurur. İşte onlar, yalancıların kendileridir.
 23:90  لَكَاذِبُونَ    lekāƶibūne    yalancıdırlar  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 90. Ayet
بَلْ أَتَيْنَاهُمْ بِالْحَقِّ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ (90)

90. Doğrusu biz onlara gerçeği getirdik; onlar ise hakikaten yalancılardır.
 24:7  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    yalan söyleyenler-  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nûr  Suresi 7. Ayet
وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَيْهِ إِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينَ (7)

7. Beşinci defa da: eğer yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.
 24:8  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    yalan söyleyenler-  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nûr  Suresi 8. Ayet
وَيَدْرَأُ عَنْهَا الْعَذَابَ أَنْ تَشْهَدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ ۙ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ (8)

8. Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi, kendisinden cezayı kaldırır.
 24:13  الْكَاذِبُونَ    l-kāƶibūne    yalancılardır  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Nûr  Suresi 13. Ayet
لَوْلَا جَاءُوا عَلَيْهِ بِأَرْبَعَةِ شُهَدَاءَ ۚ فَإِذْ لَمْ يَأْتُوا بِالشُّهَدَاءِ فَأُولَٰئِكَ عِنْدَ اللَّهِ هُمُ الْكَاذِبُونَ (13)

13. Onların (iftiracıların) da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki şahitler getiremediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler.
 26:186  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    mutlaka yalancılar-  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 186. Ayet
وَمَا أَنْتَ إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَا وَإِنْ نَظُنُّكَ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ (186)

186. Sen de, ancak bizim gibi bir beşersin. Bilki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz.
 26:223  كَاذِبُونَ    kāƶibūne    yalan söylerler  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 223. Ayet
يُلْقُونَ السَّمْعَ وَأَكْثَرُهُمْ كَاذِبُونَ (223)

223. Bunlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdırlar.
 27:27  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    yalancılar-  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 27. Ayet
قَالَ سَنَنْظُرُ أَصَدَقْتَ أَمْ كُنْتَ مِنَ الْكَاذِبِينَ (27)

27. (Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız.
 28:38  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    yalancılar-  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 38. Ayet
وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا أَيُّهَا الْمَلَأُ مَا عَلِمْتُ لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرِي فَأَوْقِدْ لِي يَا هَامَانُ عَلَى الطِّينِ فَاجْعَلْ لِي صَرْحًا لَعَلِّي أَطَّلِعُ إِلَىٰ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ مِنَ الْكَاذِبِينَ (38)

38. Firavun: Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum. Ey Haman! Haydi benim için çamur üzerine ateş yak (ve tuğla imal et), bana bir kule yap ki Musa'nın tanrısına çıkayım; ama sanıyorum, o mutlaka yalan söyleyenlerdendir, dedi.
 29:3  الْكَاذِبِينَ    l-kāƶibīne    yalancıları  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 3. Ayet
وَلَقَدْ فَتَنَّا الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ ۖ فَلَيَعْلَمَنَّ اللَّهُ الَّذِينَ صَدَقُوا وَلَيَعْلَمَنَّ الْكَاذِبِينَ (3)

3. Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.
 29:12  لَكَاذِبُونَ    lekāƶibūne    tamamen yalancıdırlar  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 12. Ayet
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلَّذِينَ آمَنُوا اتَّبِعُوا سَبِيلَنَا وَلْنَحْمِلْ خَطَايَاكُمْ وَمَا هُمْ بِحَامِلِينَ مِنْ خَطَايَاهُمْ مِنْ شَيْءٍ ۖ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ (12)

12. Kafirler, iman edenlere: Bizim yolumuza uyun, sizin günahlarınızı biz yüklenelim, derler. Halbuki onların hiçbir günahını yüklenecek değillerdir. Gerçekte onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler.
 37:152  لَكَاذِبُونَ    lekāƶibūne    elbette yalancıdırlar  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 152. Ayet
وَلَدَ اللَّهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ (152)

152. "Allah doğurdu" diyorlar. Onlar şüphesiz yalancıdırlar.
 39:3  كَاذِبٌ    kāƶibun    yalancı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Zümer  Suresi 3. Ayet
أَلَا لِلَّهِ الدِّينُ الْخَالِصُ ۚ وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ أَوْلِيَاءَ مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَىٰ إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِي مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ (3)

3. Dikkat et, halis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola iletmez.
 40:28  كَاذِبًا    kāƶiben    bir yalancı  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 28. Ayet
وَقَالَ رَجُلٌ مُؤْمِنٌ مِنْ آلِ فِرْعَوْنَ يَكْتُمُ إِيمَانَهُ أَتَقْتُلُونَ رَجُلًا أَنْ يَقُولَ رَبِّيَ اللَّهُ وَقَدْ جَاءَكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ مِنْ رَبِّكُمْ ۖ وَإِنْ يَكُ كَاذِبًا فَعَلَيْهِ كَذِبُهُ ۖ وَإِنْ يَكُ صَادِقًا يُصِبْكُمْ بَعْضُ الَّذِي يَعِدُكُمْ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ هُوَ مُسْرِفٌ كَذَّابٌ (28)

28. Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mümin adam şöyle dedi: Siz bir adamı "Rabbim Allah'tır" diyor diye öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirmiştir. Eğer o yalancı ise yalanı kendisinedir. Eğer doğru söylüyorsa sizi tehdit ettiğinin (azabın), bir kısmı olsun gelip size çatar. Şüphesiz Allah, haddi aşan, yalancı kimseyi doğru yola eriştirmez.
 40:37  كَاذِبًا    kāƶiben    yalancıdır  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 37. Ayet
أَسْبَابَ السَّمَاوَاتِ فَأَطَّلِعَ إِلَىٰ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ كَاذِبًا ۚ وَكَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِفِرْعَوْنَ سُوءُ عَمَلِهِ وَصُدَّ عَنِ السَّبِيلِ ۚ وَمَا كَيْدُ فِرْعَوْنَ إِلَّا فِي تَبَابٍ (37)

37. "Göklerin yollarına erişirim de Musa'nın Tanrısı'nı görürüm! Doğrusu ben onu, yalancı sanıyorum, dedi. Böylece Firavun'a, yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı tamamen boşa çıktı.
 56:2  كَاذِبَةٌ    kāƶibetun    yalanlayacak  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 2. Ayet
لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ (2)

2. Ki onun oluşunu yalanlayacak hiçbir kimse yoktur;
 58:18  الْكَاذِبُونَ    l-kāƶibūne    yalancılardır  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mücâdele  Suresi 18. Ayet
يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللَّهُ جَمِيعًا فَيَحْلِفُونَ لَهُ كَمَا يَحْلِفُونَ لَكُمْ ۖ وَيَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ عَلَىٰ شَيْءٍ ۚ أَلَا إِنَّهُمْ هُمُ الْكَاذِبُونَ (18)

18. O gün Allah onların hepsini yeniden diriltecek, onlar da dünyada size yemin ettikleri gibi, O'na yemin edeceklerdir. Kendilerinin bir şey (hakikat) üzerinde olduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar gerçekten yalancıdırlar.
 59:11  لَكَاذِبُونَ    lekāƶibūne    yalancı olduklarına  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Haşr  Suresi 11. Ayet
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ نَافَقُوا يَقُولُونَ لِإِخْوَانِهِمُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَئِنْ أُخْرِجْتُمْ لَنَخْرُجَنَّ مَعَكُمْ وَلَا نُطِيعُ فِيكُمْ أَحَدًا أَبَدًا وَإِنْ قُوتِلْتُمْ لَنَنْصُرَنَّكُمْ وَاللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ (11)

11. Münafıkların, kitap ehlinden inkar eden dostlarına: Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız, mutlaka biz de sizinle beraber çıkarız; sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız. Eğer savaşa tutuşursanız, mutlaka yardım ederiz, dediklerini görmedin mi? Allah, onların yalancı olduklarına şahitlik eder.
 63:1  لَكَاذِبُونَ    lekāƶibūne    yalancılıklarına  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Münâfikûn  Suresi 1. Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ إِنَّكَ لَرَسُولُ اللَّهِ ۗ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّكَ لَرَسُولُهُ وَاللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَكَاذِبُونَ (1)

1. Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah'ın Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O'nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.
 96:16  كَاذِبَةٍ    kāƶibetin    yalancı  
Sıfat   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Dişil   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Alak  Suresi 16. Ayet
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ (16)

16. O yalancı, günahkar alından (perçemden),
Kökten (مَكْذُوب) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 11:65  مَكْذُوبٍ    mekƶūbin    yalanlanmayacak  
İsim   Tef’il Kalıbı   Edilgen   İsim Fiil   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 65. Ayet
فَعَقَرُوهَا فَقَالَ تَمَتَّعُوا فِي دَارِكُمْ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ ۖ ذَٰلِكَ وَعْدٌ غَيْرُ مَكْذُوبٍ (65)

65. Fakat Semud kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Salih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helak olacaksınız)!" Bu söz, yalanlanamayan bir tehdit idi.
Kökten (مُّكَذِّبِين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:137  الْمُكَذِّبِينَ    l-mukeƶƶibīne    yalanlayıcıların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 137. Ayet
قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِكُمْ سُنَنٌ فَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ (137)

137. Sizden önce nice (milletler hakkında) ilahi kanunlar gelip geçmiştir. Onun için, yeryüzünde gezin dolaşın da (Allah'ın ayetlerini) yalan sayanların akıbeti ne olmuş, görün!
 6:11  الْمُكَذِّبِينَ    l-mukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

En’âm  Suresi 11. Ayet
قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ ثُمَّ انْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ (11)

11. De ki: Yeryüzünde dolaşın, sonra (peygamberleri) yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın!
 16:36  الْمُكَذِّبِينَ    l-mukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Nahl  Suresi 36. Ayet
وَلَقَدْ بَعَثْنَا فِي كُلِّ أُمَّةٍ رَسُولًا أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَ ۖ فَمِنْهُمْ مَنْ هَدَى اللَّهُ وَمِنْهُمْ مَنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ الضَّلَالَةُ ۚ فَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ (36)

36. Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tağut'tan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkar edenlerin sonu nasıl olmuştur!
 43:25  الْمُكَذِّبِينَ    l-mukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Zuhruf  Suresi 25. Ayet
فَانْتَقَمْنَا مِنْهُمْ ۖ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ (25)

25. Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?
 52:11  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Tûr  Suresi 11. Ayet
فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (11)

11. Yalanlayanların vay haline o gün!
 56:51  الْمُكَذِّبُونَ    l-mukeƶƶibūne    yalanlayıcılar  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 51. Ayet
ثُمَّ إِنَّكُمْ أَيُّهَا الضَّالُّونَ الْمُكَذِّبُونَ (51)

51. Sonra siz ey sapıklar, yalancılar!
 56:92  الْمُكَذِّبِينَ    l-mukeƶƶibīne    yalanlayıcılar-  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Vâkı’a  Suresi 92. Ayet
وَأَمَّا إِنْ كَانَ مِنَ الْمُكَذِّبِينَ الضَّالِّينَ (92)

92. Ama yalanlayıcı sapıklardan ise,
 68:8  الْمُكَذِّبِينَ    l-mukeƶƶibīne    yalanlayanlara  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kalem  Suresi 8. Ayet
فَلَا تُطِعِ الْمُكَذِّبِينَ (8)

8. O halde, (hakikati) yalan sayanlara boyun eğme!
 69:49  مُكَذِّبِينَ    mukeƶƶibīne    yalanlayıcıları  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hâkka  Suresi 49. Ayet
وَإِنَّا لَنَعْلَمُ أَنَّ مِنْكُمْ مُكَذِّبِينَ (49)

49. İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
 73:11  وَالْمُكَذِّبِينَ    velmukeƶƶibīne    ve yalanlayıcıları  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Müzzemmil  Suresi 11. Ayet
وَذَرْنِي وَالْمُكَذِّبِينَ أُولِي النَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَلِيلًا (11)

11. Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
 77:15  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 15. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (15)

15. O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanların vay haline!
 77:19  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 19. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (19)

19. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
 77:24  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 24. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (24)

24. O gün (hakikatleri) yalan sayanların vayhaline!
 77:28  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 28. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (28)

28. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
 77:34  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 34. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (34)

34. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
 77:37  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 37. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (37)

37. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
 77:40  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 40. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (40)

40. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
 77:45  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 45. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (45)

45. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
 77:47  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 47. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (47)

47. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
 77:49  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mürselât  Suresi 49. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (49)

49. O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
 83:10  لِلْمُكَذِّبِينَ    lilmukeƶƶibīne    yalanlayanların  
İsim   Tef’il Kalıbı   Etken   İsim Fiil   Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mutaffifîn  Suresi 10. Ayet
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ (10)

10. O gün vay haline yalancıların!