Fe-Sin-Dal     ف س د
Bozulmak, fesata uğramak

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 50 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
15 kez   أَفْسَدُ
11 kez   فَسَاد
3 kez   فَسَدَتِ
21 kez   مُفْسِد
Kökten (أَفْسَدُ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:11  تُفْسِدُوا    tufsidū    bozgunculuk  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Bakara  Suresi 11. Ayet
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ قَالُوا إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ (11)

11. Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler.
 2:27  وَيُفْسِدُونَ    ve yufsidūne    ve bozgunculuk yaparlar  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Bakara  Suresi 27. Ayet
الَّذِينَ يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مِيثَاقِهِ وَيَقْطَعُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَنْ يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ ۚ أُولَٰئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ (27)

27. Onlar öyle (fasıklar) ki, kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. Allah'ın ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır.
 2:30  يُفْسِدُ    yufsidu    bozgunculuk yapan  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Bakara  Suresi 30. Ayet
وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الْأَرْضِ خَلِيفَةً ۖ قَالُوا أَتَجْعَلُ فِيهَا مَنْ يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاءَ وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ ۖ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لَا تَعْلَمُونَ (30)

30. Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.
 2:205  لِيُفْسِدَ    liyufside    bozgunculuğa  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Bakara  Suresi 205. Ayet
وَإِذَا تَوَلَّىٰ سَعَىٰ فِي الْأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ ۗ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْفَسَادَ (205)

205. O, dönüp gitti mi (yahut bir iş başına geçti mi) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.
 7:56  تُفْسِدُوا    tufsidū    bozgunculuk yapmayın  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

A’râf  Suresi 56. Ayet
وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَاحِهَا وَادْعُوهُ خَوْفًا وَطَمَعًا ۚ إِنَّ رَحْمَتَ اللَّهِ قَرِيبٌ مِنَ الْمُحْسِنِينَ (56)

56. Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır.
 7:85  تُفْسِدُوا    tufsidū    bozgunculuk yapmayın  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

A’râf  Suresi 85. Ayet
وَإِلَىٰ مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا ۗ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ ۖ قَدْ جَاءَتْكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ ۖ فَأَوْفُوا الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ بَعْدَ إِصْلَاحِهَا ۚ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ (85)

85. Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.
 7:127  لِيُفْسِدُوا    liyufsidū    bozgunculuk yapsınlar diye  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

A’râf  Suresi 127. Ayet
وَقَالَ الْمَلَأُ مِنْ قَوْمِ فِرْعَوْنَ أَتَذَرُ مُوسَىٰ وَقَوْمَهُ لِيُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ وَيَذَرَكَ وَآلِهَتَكَ ۚ قَالَ سَنُقَتِّلُ أَبْنَاءَهُمْ وَنَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ وَإِنَّا فَوْقَهُمْ قَاهِرُونَ (127)

127. Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Musa'yı ve kavmini, seni ve tanrılarını bırakıp yeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar diye mi bırakacaksınız? (Firavun): "Biz onların oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakacağız. Elbette biz onları ezecek üstünlükteyiz" dedi.
 12:73  لِنُفْسِدَ    linufside    bozgunculuk yapmak için  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Yûsuf  Suresi 73. Ayet
قَالُوا تَاللَّهِ لَقَدْ عَلِمْتُمْ مَا جِئْنَا لِنُفْسِدَ فِي الْأَرْضِ وَمَا كُنَّا سَارِقِينَ (73)

73. Allah'a andolsun ki, bizim yeryüzünde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz. Biz hırsız da değiliz, dediler.
 13:25  وَيُفْسِدُونَ    ve yufsidūne    ve bozgunculuk yapanlar  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Ra’d  Suresi 25. Ayet
وَالَّذِينَ يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مِيثَاقِهِ وَيَقْطَعُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَنْ يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ ۙ أُولَٰئِكَ لَهُمُ اللَّعْنَةُ وَلَهُمْ سُوءُ الدَّارِ (25)

25. Allah'a verdikleri sözü kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar; işte lanet onlar içindir. Ve kötü yurt (cehennem) onlarındır.
 16:88  يُفْسِدُونَ    yufsidūne    bozgunculuklarından  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Nahl  Suresi 88. Ayet
الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ زِدْنَاهُمْ عَذَابًا فَوْقَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يُفْسِدُونَ (88)

88. İnkar edip de (insanları) Allah yolundan alıkoyanlar var ya, işte onlara, yapmakta oldukları bozgunculuklar sebebiyle, azaplarını kat kat artıracağız.
 17:4  لَتُفْسِدُنَّ    letufsidunne    bozgunculuk yapacaksınız  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

İsrâ  Suresi 4. Ayet
وَقَضَيْنَا إِلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الْأَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوًّا كَبِيرًا (4)

4. Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik.
 26:152  يُفْسِدُونَ    yufsidūne    bozgunculuk yapan  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Şu’arâ  Suresi 152. Ayet
الَّذِينَ يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ (152)

152. "Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyenler(in sözüyle hareket etmeyin).
 27:34  أَفْسَدُوهَا    efsedūhā    orayı bozarlar  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Neml  Suresi 34. Ayet
قَالَتْ إِنَّ الْمُلُوكَ إِذَا دَخَلُوا قَرْيَةً أَفْسَدُوهَا وَجَعَلُوا أَعِزَّةَ أَهْلِهَا أَذِلَّةً ۖ وَكَذَٰلِكَ يَفْعَلُونَ (34)

34. Melike: Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (Herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.
 27:48  يُفْسِدُونَ    yufsidūne    bozgunculuk yaparlardı  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Neml  Suresi 48. Ayet
وَكَانَ فِي الْمَدِينَةِ تِسْعَةُ رَهْطٍ يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ (48)

48. O şehirde dokuz kişi (elebaşı) vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı.
 47:22  تُفْسِدُوا    tufsidū    bozgunculuk yapacaksınız  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   

Muhammed  Suresi 22. Ayet
فَهَلْ عَسَيْتُمْ إِنْ تَوَلَّيْتُمْ أَنْ تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ وَتُقَطِّعُوا أَرْحَامَكُمْ (22)

22. Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
Kökten (فَسَاد) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:205  الْفَسَادَ    l-fesāde    bozgunculuğu  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   

Bakara  Suresi 205. Ayet
وَإِذَا تَوَلَّىٰ سَعَىٰ فِي الْأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَ ۗ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْفَسَادَ (205)

205. O, dönüp gitti mi (yahut bir iş başına geçti mi) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.
 5:32  فَسَادٍ    fesādin    bozgunculuğa karşı  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 32. Ayet
مِنْ أَجْلِ ذَٰلِكَ كَتَبْنَا عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الْأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا ۚ وَلَقَدْ جَاءَتْهُمْ رُسُلُنَا بِالْبَيِّنَاتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ بَعْدَ ذَٰلِكَ فِي الْأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ (32)

32. İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.
 5:33  فَسَادًا    fesāden    bozgunculuk yapmağa  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 33. Ayet
إِنَّمَا جَزَاءُ الَّذِينَ يُحَارِبُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا أَنْ يُقَتَّلُوا أَوْ يُصَلَّبُوا أَوْ تُقَطَّعَ أَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ أَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْأَرْضِ ۚ ذَٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا ۖ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ (33)

33. Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.
 5:64  فَسَادًا    fesāden    bozgunculuğa  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 64. Ayet
وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللَّهِ مَغْلُولَةٌ ۚ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُوا ۘ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَاءُ ۚ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا ۚ وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ ۚ كُلَّمَا أَوْقَدُوا نَارًا لِلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا اللَّهُ ۚ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا ۚ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ (64)

64. Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır (sıkdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lanet olasılar! Bilakis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.
 8:73  وَفَسَادٌ    ve fesādun    ve bir kargaşa  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Enfâl  Suresi 73. Ayet
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ ۚ إِلَّا تَفْعَلُوهُ تَكُنْ فِتْنَةٌ فِي الْأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ (73)

73. Kafir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz onu (Allah'ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.
 11:116  الْفَسَادِ    l-fesādi    fesat-  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 116. Ayet
فَلَوْلَا كَانَ مِنَ الْقُرُونِ مِنْ قَبْلِكُمْ أُولُو بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ الْفَسَادِ فِي الْأَرْضِ إِلَّا قَلِيلًا مِمَّنْ أَنْجَيْنَا مِنْهُمْ ۗ وَاتَّبَعَ الَّذِينَ ظَلَمُوا مَا أُتْرِفُوا فِيهِ وَكَانُوا مُجْرِمِينَ (116)

116. Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkar idiler.
 28:77  الْفَسَادَ    l-fesāde    bozgunculuk  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 77. Ayet
وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآخِرَةَ ۖ وَلَا تَنْسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا ۖ وَأَحْسِنْ كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ ۖ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْأَرْضِ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ (77)

77. Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.
 28:83  فَسَادًا    fesāden    bozguncuğu  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 83. Ayet
تِلْكَ الدَّارُ الْآخِرَةُ نَجْعَلُهَا لِلَّذِينَ لَا يُرِيدُونَ عُلُوًّا فِي الْأَرْضِ وَلَا فَسَادًا ۚ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ (83)

83. İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akıbet, takva sahiplerinindir.
 30:41  الْفَسَادُ    l-fesādu    fesat  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Rûm  Suresi 41. Ayet
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُمْ بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ (41)

41. İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.
 40:26  الْفَسَادَ    l-fesāde    fesad  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 26. Ayet
وَقَالَ فِرْعَوْنُ ذَرُونِي أَقْتُلْ مُوسَىٰ وَلْيَدْعُ رَبَّهُ ۖ إِنِّي أَخَافُ أَنْ يُبَدِّلَ دِينَكُمْ أَوْ أَنْ يُظْهِرَ فِي الْأَرْضِ الْفَسَادَ (26)

26. Firavun: Bırakın beni, dedi. Musa'yı öldüreyim; (Kurtarabilirse) Rabbine yalvarsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde fesat çıkaracağından korkuyorum.
 89:12  الْفَسَادَ    l-fesāde    kötülük etmişlerdi  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Fecr  Suresi 12. Ayet
فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ (12)

12. Oralarda kötülüğü çoğalttılar.
Kökten (فَسَدَتِ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:251  لَفَسَدَتِ    lefesedeti    bozulurdu  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 251. Ayet
فَهَزَمُوهُمْ بِإِذْنِ اللَّهِ وَقَتَلَ دَاوُودُ جَالُوتَ وَآتَاهُ اللَّهُ الْمُلْكَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَهُ مِمَّا يَشَاءُ ۗ وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَفَسَدَتِ الْأَرْضُ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْعَالَمِينَ (251)

251. Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler. Davud da Calut'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü alt üst olurdu. Lakin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir.
 21:22  لَفَسَدَتَا    lefesedetā    ikisi de bozulup gitmişti  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Dişil, İkil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Enbiyâ  Suresi 22. Ayet
لَوْ كَانَ فِيهِمَا آلِهَةٌ إِلَّا اللَّهُ لَفَسَدَتَا ۚ فَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ (22)

22. Eğer yerde ve gökte Allah'tan başka tanrılar bulunsaydı, yer ve gök, (bunların nizamı) kesinlikle bozulup gitmişti. Demek ki Arş'ın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan münezzehtir.
 23:71  لَفَسَدَتِ    lefesedeti    bozulur giderdi  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 71. Ayet
وَلَوِ اتَّبَعَ الْحَقُّ أَهْوَاءَهُمْ لَفَسَدَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ ۚ بَلْ أَتَيْنَاهُمْ بِذِكْرِهِمْ فَهُمْ عَنْ ذِكْرِهِمْ مُعْرِضُونَ (71)

71. Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirdiIer.
Kökten (مُفْسِد) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:12  الْمُفْسِدُونَ    l-mufsidūne    bozgunculardır  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 12. Ayet
أَلَا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَٰكِنْ لَا يَشْعُرُونَ (12)

12. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar.
 2:60  مُفْسِدِينَ    mufsidīne    bozgunculuk yaparak  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 60. Ayet
وَإِذِ اسْتَسْقَىٰ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِ فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ ۖ فَانْفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا ۖ قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَشْرَبَهُمْ ۖ كُلُوا وَاشْرَبُوا مِنْ رِزْقِ اللَّهِ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ (60)

60. Musa (çölde) kavmi için su istemişti de biz ona: Değneğinle taşa vur! demiştik. Derhal (taştan) oniki kaynak fışkırdı. Her bölük, içeceği kaynağı bildi. (Onlara:) Allah'ın rızkından yeyin, için, sakın yeryüzünde bozgunculuk etmeyin, dedik.
 2:220  الْمُفْسِدَ    l-mufside    bozanı  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 220. Ayet
فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ ۗ وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْيَتَامَىٰ ۖ قُلْ إِصْلَاحٌ لَهُمْ خَيْرٌ ۖ وَإِنْ تُخَالِطُوهُمْ فَإِخْوَانُكُمْ ۚ وَاللَّهُ يَعْلَمُ الْمُفْسِدَ مِنَ الْمُصْلِحِ ۚ وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَأَعْنَتَكُمْ ۚ إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ (220)

220. Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakimdir.
 3:63  بِالْمُفْسِدِينَ    bil-mufsidīne    bozguncuları  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 63. Ayet
فَإِنْ تَوَلَّوْا فَإِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِالْمُفْسِدِينَ (63)

63. Eğer yine yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah, bozguncuları hakkıyla bilendir.
 5:64  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncuları  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mâide  Suresi 64. Ayet
وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللَّهِ مَغْلُولَةٌ ۚ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُوا ۘ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنْفِقُ كَيْفَ يَشَاءُ ۚ وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ مَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا ۚ وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ إِلَىٰ يَوْمِ الْقِيَامَةِ ۚ كُلَّمَا أَوْقَدُوا نَارًا لِلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا اللَّهُ ۚ وَيَسْعَوْنَ فِي الْأَرْضِ فَسَادًا ۚ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ (64)

64. Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır (sıkdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lanet olasılar! Bilakis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.
 7:74  مُفْسِدِينَ    mufsidīne    bozgunculuk yapıp  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 74. Ayet
وَاذْكُرُوا إِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَاءَ مِنْ بَعْدِ عَادٍ وَبَوَّأَكُمْ فِي الْأَرْضِ تَتَّخِذُونَ مِنْ سُهُولِهَا قُصُورًا وَتَنْحِتُونَ الْجِبَالَ بُيُوتًا ۖ فَاذْكُرُوا آلَاءَ اللَّهِ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ (74)

74. Düşünün ki, (Allah) Âd kavminden sonra yerlerine sizi getirdi. Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: Onun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın.
 7:86  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncuların  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 86. Ayet
وَلَا تَقْعُدُوا بِكُلِّ صِرَاطٍ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ مَنْ آمَنَ بِهِ وَتَبْغُونَهَا عِوَجًا ۚ وَاذْكُرُوا إِذْ كُنْتُمْ قَلِيلًا فَكَثَّرَكُمْ ۖ وَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ (86)

86. Tehdit ederek, inananları Allah yolundan alıkoyarak ve o yolu eğip bükmek isteyerek öyle her yolun başında oturmayın. Düşünün ki siz az idiniz de O sizi çoğalttı. Bakın ki, bozguncuların sonu nasıl olmuştur!
 7:103  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncuların  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 103. Ayet
ثُمَّ بَعَثْنَا مِنْ بَعْدِهِمْ مُوسَىٰ بِآيَاتِنَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَظَلَمُوا بِهَا ۖ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ (103)

103. Sonra onların ardından Musa'yı mucizelerimizle Firavun ve kavmine gönderdik de o mucizeleri inkar ettiler; ama, bak ki, fesatçıların sonu ne oldu!
 7:142  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncuların  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 142. Ayet
وَوَاعَدْنَا مُوسَىٰ ثَلَاثِينَ لَيْلَةً وَأَتْمَمْنَاهَا بِعَشْرٍ فَتَمَّ مِيقَاتُ رَبِّهِ أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ۚ وَقَالَ مُوسَىٰ لِأَخِيهِ هَارُونَ اخْلُفْنِي فِي قَوْمِي وَأَصْلِحْ وَلَا تَتَّبِعْ سَبِيلَ الْمُفْسِدِينَ (142)

142. (Bana ibadet etmesi için) Musa'ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilave ettik; böylece Rabbinin tayin ettiği vakit kırk geceyi buldu. Musa, kardeşi Harun'a dedi ki: Kavmimin içinde benim yerime geç, onları ıslah et, bozguncuların yoluna uyma.
 10:40  بِالْمُفْسِدِينَ    bil-mufsidīne    bozguncuları  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 40. Ayet
وَمِنْهُمْ مَنْ يُؤْمِنُ بِهِ وَمِنْهُمْ مَنْ لَا يُؤْمِنُ بِهِ ۚ وَرَبُّكَ أَعْلَمُ بِالْمُفْسِدِينَ (40)

40. İçlerinden öylesi var ki ona (Kur'an'a) inanır, yine onlardan öylesi de var ki ona inanmaz. Rabbin bozguncuları en iyi bilendir.
 10:81  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncuların  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 81. Ayet
فَلَمَّا أَلْقَوْا قَالَ مُوسَىٰ مَا جِئْتُمْ بِهِ السِّحْرُ ۖ إِنَّ اللَّهَ سَيُبْطِلُهُ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُصْلِحُ عَمَلَ الْمُفْسِدِينَ (81)

81. Onlar (iplerini) atınca, Musa dedi ki: "Sizin getirdiğiniz sihirdir. Allah onu boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah bozguncuların işini düzeltmez."
 10:91  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncular-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 91. Ayet
آلْآنَ وَقَدْ عَصَيْتَ قَبْلُ وَكُنْتَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ (91)

91. Şimdi mi (iman ettin)! Halbuki daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun.
 11:85  مُفْسِدِينَ    mufsidīne    bozguncular olarak  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 85. Ayet
وَيَا قَوْمِ أَوْفُوا الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ ۖ وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ (85)

85. Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın; insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın.
 18:94  مُفْسِدُونَ    mufsidūne    bozgunculuk yapıyorlar  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kehf  Suresi 94. Ayet
قَالُوا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِنَّ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ فَهَلْ نَجْعَلُ لَكَ خَرْجًا عَلَىٰ أَنْ تَجْعَلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ سَدًّا (94)

94. Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye'cuc ve Me'cuc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?
 26:183  مُفْسِدِينَ    mufsidīne    bozgunculuk yaparak  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 183. Ayet
وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ (183)

183. İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
 27:14  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncuların  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 14. Ayet
وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَا أَنْفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّا ۚ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ (14)

14. Kendileri de bunlara yakinen inandıkları halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onları inkar ettiler. Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak!
 28:4  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncular-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 4. Ayet
إِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْأَرْضِ وَجَعَلَ أَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءَهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ ۚ إِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ (4)

4. Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı.
 28:77  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncuları  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 77. Ayet
وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآخِرَةَ ۖ وَلَا تَنْسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا ۖ وَأَحْسِنْ كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ ۖ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْأَرْضِ ۖ إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ (77)

77. Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.
 29:30  الْمُفْسِدِينَ    l-mufsidīne    bozguncu  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 30. Ayet
قَالَ رَبِّ انْصُرْنِي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِدِينَ (30)

30. (Lut:) Şu fesatçılar güruhuna karşı bana yardım eyle Rabbim! dedi.
 29:36  مُفْسِدِينَ    mufsidīne    bozgunculukla  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Ankebût  Suresi 36. Ayet
وَإِلَىٰ مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا فَقَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَارْجُوا الْيَوْمَ الْآخِرَ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ (36)

36. Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik ve Şuayb: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe umut bağlayın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın! dedi.
 38:28  كَالْمُفْسِدِينَ    kālmufsidīne    bozgunculuk yapanlar gibi mi?  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 28. Ayet
أَمْ نَجْعَلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ كَالْمُفْسِدِينَ فِي الْأَرْضِ أَمْ نَجْعَلُ الْمُتَّقِينَ كَالْفُجَّارِ (28)

28. Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya (Allah'tan) korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız?