Ayn-Kaf-Ra     ع ق ر
Kesmek

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 8 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
3 kez   عَاقِر
5 kez   عَقَرَ
Kökten (عَاقِر) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:40  عَاقِرٌ    ǎāḳirun    kısırken  
İsim   Etken   Eril   Merfû` İsim   Belirsiz   

Âl-i İmrân  Suresi 40. Ayet
قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَقَدْ بَلَغَنِيَ الْكِبَرُ وَامْرَأَتِي عَاقِرٌ ۖ قَالَ كَذَٰلِكَ اللَّهُ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ (40)

40. Zekeriyya: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum olabilir? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir; Allah dilediğini yapar.
 19:5  عَاقِرًا    ǎāḳiran    kısırdır  
İsim   Etken   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 5. Ayet
وَإِنِّي خِفْتُ الْمَوَالِيَ مِنْ وَرَائِي وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا فَهَبْ لِي مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا (5)

5. Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver.
 19:8  عَاقِرًا    ǎāḳiran    kısırdır  
İsim   Etken   Eril   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 8. Ayet
قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا (8)

8. Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?
Kökten (عَقَرَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 7:77  فَعَقَرُوا    feǎḳarū    derken boğazladılar  
Fiil   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 77. Ayet
فَعَقَرُوا النَّاقَةَ وَعَتَوْا عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ وَقَالُوا يَا صَالِحُ ائْتِنَا بِمَا تَعِدُنَا إِنْ كُنْتَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ (77)

77. Derken o dişi deveyi ayaklarını keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dışarı çıktılar da: Ey Salih! Eğer sen gerçekten peygamberlerdensen bizi tehdit ettiğin azabı bize getir, dediler.
 11:65  فَعَقَرُوهَا    feǎḳarūhā    yine de onu kestiler  
Fiil   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 65. Ayet
فَعَقَرُوهَا فَقَالَ تَمَتَّعُوا فِي دَارِكُمْ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ ۖ ذَٰلِكَ وَعْدٌ غَيْرُ مَكْذُوبٍ (65)

65. Fakat Semud kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Salih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helak olacaksınız)!" Bu söz, yalanlanamayan bir tehdit idi.
 26:157  فَعَقَرُوهَا    feǎḳarūhā    nihayet onu kestiler  
Fiil   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 157. Ayet
فَعَقَرُوهَا فَأَصْبَحُوا نَادِمِينَ (157)

157. Buna rağmen onlar deveyi kestiler; ama pişman da oldular.
 54:29  فَعَقَرَ    fe ǎḳara    deveyi kesti  
Fiil   Etken   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kamer  Suresi 29. Ayet
فَنَادَوْا صَاحِبَهُمْ فَتَعَاطَىٰ فَعَقَرَ (29)

29. Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et alarak) kılıcını kaptı ve deveyi kesti.
 91:14  فَعَقَرُوهَا    fe ǎḳarūhā    ve onu kestiler  
Fiil   Etken   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Şems  Suresi 14. Ayet
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوَّاهَا (14)

14. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felaket gönderdi de hepsini helak etti.