Ayn-Lam-Vav     ع ل و
Yükseklik ve yücelik şan, şeref, kuvvet ve kudret sahibi olmak, yüksek olmak, yükseltilmiş, yüce, engin, yükselmek, üstesinden gelmek, üzerinde olma, gurur duymak/üzerine/üzerinde, artmak, rütbe ve haysiyette artış, yükseltmek, kaldırmak, üstünlük sağlamak. - büyüklük, yüce - değerli, şerefli olan, üstün - üst taraf.

Türkçe’ye girmiş türevler : âlâ ulya, alelade, aleyh, aleyküm, aleyna, lalettayin, alazalik kezalik, alelade, aleyhisselam, binaenaleyh, müşarünileyh, alicenap, ilâ, ilave, illiyyin, teali, müteal, teala, ulvi

~ İbr ˁiliyon עֶלְיוֹן [ˁly] en yüce, en yüksek
  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 70 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
2 kez   أَعْلَوْن
9 kez   أَعْلَىٰ
8 kez   تَعَالَ
20 kez   تَعَٰلَىٰ
1 kez   عَال
4 kez   عَالِي
2 kez   عَالِيَة
2 kez   عَالِين
2 kez   عِلِّيِّين
4 kez   عُلُوّ
3 kez   عُلْيَا
11 kez   عَلِيّ
1 kez   مُتَعَال
1 kez   ٱسْتَعْلَىٰ
Kökten (أَعْلَوْن) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:139  الْأَعْلَوْنَ    l-eǎ’levne    üstün geleceksiniz  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Âl-i İmrân  Suresi 139. Ayet
وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ (139)

139. Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.
 47:35  الْأَعْلَوْنَ    l-eǎ’levne    galip durumda  
İsim   Eril, Çoğul   Merfû` İsim   

Muhammed  Suresi 35. Ayet
فَلَا تَهِنُوا وَتَدْعُوا إِلَى السَّلْمِ وَأَنْتُمُ الْأَعْلَوْنَ وَاللَّهُ مَعَكُمْ وَلَنْ يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ (35)

35. Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.
Kökten (أَعْلَىٰ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 16:60  الْأَعْلَىٰ    l-eǎ’lā    en yüce  
İsim   Eril   Merfû` İsim   

Nahl  Suresi 60. Ayet
لِلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ مَثَلُ السَّوْءِ ۖ وَلِلَّهِ الْمَثَلُ الْأَعْلَىٰ ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ (60)

60. Kötü sıfat, ahirete inanmayanlar içindir. En yüce sıfatlar ise Allah'a aittir. Çünkü O, her şeyden üstün ve hikmet sahibidir.
 20:68  الْأَعْلَىٰ    l-eǎ’lā    üstün gelecek  
İsim   Eril   Merfû` İsim   

Tâ-Hâ  Suresi 68. Ayet
قُلْنَا لَا تَخَفْ إِنَّكَ أَنْتَ الْأَعْلَىٰ (68)

68. "Korkma! dedik, üstün gelecek olan kesinlikle sensin."
 30:27  الْأَعْلَىٰ    l-eǎ’lā    en yüce  
İsim   Eril   Merfû` İsim   

Rûm  Suresi 27. Ayet
وَهُوَ الَّذِي يَبْدَأُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعِيدُهُ وَهُوَ أَهْوَنُ عَلَيْهِ ۚ وَلَهُ الْمَثَلُ الْأَعْلَىٰ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ (27)

27. İlkin mahlukunu yaratıp (ölümden) sonra bunu (yaratmayı) tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sıfat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
 37:8  الْأَعْلَىٰ    l-eǎ’lā    yüce  
İsim   Eril   Merfû` İsim   

Sâffât  Suresi 8. Ayet
لَا يَسَّمَّعُونَ إِلَى الْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍ (8)

8. Onlar, artık mele-i a'la'ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.
 38:69  الْأَعْلَىٰ    l-eǎ’lā    yüce  
İsim   Eril   Merfû` İsim   

Sâd  Suresi 69. Ayet
مَا كَانَ لِيَ مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ إِذْ يَخْتَصِمُونَ (69)

69. Onlar orada tartışırken benim mele-i a'la hakkında hiçbir bilgim yoktu.
 53:7  الْأَعْلَىٰ    l-eǎ’lā    yüksek  
İsim   Eril   Merfû` İsim   

Necm  Suresi 7. Ayet
وَهُوَ بِالْأُفُقِ الْأَعْلَىٰ (7)

7. Kendisi en yüksek ufukta iken.
 79:24  الْأَعْلَىٰ    l-eǎ’lā    en yüce  
Sıfat   Eril   Merfû` İsim   

Nâzi’ât  Suresi 24. Ayet
فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَىٰ (24)

24. Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.
 87:1  الْأَعْلَى    l-eǎ’lā    yüce  
Sıfat   Eril   Mecrûr İsim   

A’lâ  Suresi 1. Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى (1)

1. Yüce Rabbinin adını,
 92:20  الْأَعْلَىٰ    l-eǎ’lā    yüce  
Sıfat   Eril   Mecrûr İsim   

Leyl  Suresi 20. Ayet
إِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَىٰ (20)

20. O ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.
Kökten (تَعَالَ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 3:61  تَعَالَوْا    teǎālev    gelin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   

Âl-i İmrân  Suresi 61. Ayet
فَمَنْ حَاجَّكَ فِيهِ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ أَبْنَاءَنَا وَأَبْنَاءَكُمْ وَنِسَاءَنَا وَنِسَاءَكُمْ وَأَنْفُسَنَا وَأَنْفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَلْ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ (61)

61. Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lanet dileyelim.
 3:64  تَعَالَوْا    teǎālev    gelin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   

Âl-i İmrân  Suresi 64. Ayet
قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَىٰ كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ أَلَّا نَعْبُدَ إِلَّا اللَّهَ وَلَا نُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ ۚ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُولُوا اشْهَدُوا بِأَنَّا مُسْلِمُونَ (64)

64. (Resulüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.
 3:167  تَعَالَوْا    teǎālev    gelin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   

Âl-i İmrân  Suresi 167. Ayet
وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ نَافَقُوا ۚ وَقِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا قَاتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَوِ ادْفَعُوا ۖ قَالُوا لَوْ نَعْلَمُ قِتَالًا لَاتَّبَعْنَاكُمْ ۗ هُمْ لِلْكُفْرِ يَوْمَئِذٍ أَقْرَبُ مِنْهُمْ لِلْإِيمَانِ ۚ يَقُولُونَ بِأَفْوَاهِهِمْ مَا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ ۗ وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يَكْتُمُونَ (167)

167. İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah'ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. Bunlara: "Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın" denildiği zaman, "Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok, kafirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir.
 4:61  تَعَالَوْا    teǎālev    gelin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   

Nisâ  Suresi 61. Ayet
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا إِلَىٰ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ رَأَيْتَ الْمُنَافِقِينَ يَصُدُّونَ عَنْكَ صُدُودًا (61)

61. Onlara: Allah'ın indirdiğine (Kitab'a) ve Resul'e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.
 5:104  تَعَالَوْا    teǎālev    gelin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   

Mâide  Suresi 104. Ayet
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا إِلَىٰ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ قَالُوا حَسْبُنَا مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءَنَا ۚ أَوَلَوْ كَانَ آبَاؤُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ شَيْئًا وَلَا يَهْتَدُونَ (104)

104. Onlara, "Allah'ın indirdiğine ve Resul'e gelin" denildiği vakit, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?
 6:151  تَعَالَوْا    teǎālev    gelin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   

En’âm  Suresi 151. Ayet
قُلْ تَعَالَوْا أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ ۖ أَلَّا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا ۖ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا ۖ وَلَا تَقْتُلُوا أَوْلَادَكُمْ مِنْ إِمْلَاقٍ ۖ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ ۖ وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ ۖ وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ ۚ ذَٰلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ (151)

151. De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.
 33:28  فَتَعَالَيْنَ    feteǎāleyne    gelin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Dişil, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   

Ahzâb  Suresi 28. Ayet
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِأَزْوَاجِكَ إِنْ كُنْتُنَّ تُرِدْنَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا وَزِينَتَهَا فَتَعَالَيْنَ أُمَتِّعْكُنَّ وَأُسَرِّحْكُنَّ سَرَاحًا جَمِيلًا (28)

28. Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya dirliğini ve süsünü (refahını) istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim.
 63:5  تَعَالَوْا    teǎālev    gelin  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Emir Kipi   Mecrûr İsim   

Münâfikûn  Suresi 5. Ayet
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللَّهِ لَوَّوْا رُءُوسَهُمْ وَرَأَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ (5)

5. Onlara: Gelin, Allah'ın Peygamberi sizin için mağfiret dilesin, denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların, büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
Kökten (تَعَٰلَىٰ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 6:100  وَتَعَالَىٰ    ve teǎālā    ve yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

En’âm  Suresi 100. Ayet
وَجَعَلُوا لِلَّهِ شُرَكَاءَ الْجِنَّ وَخَلَقَهُمْ ۖ وَخَرَقُوا لَهُ بَنِينَ وَبَنَاتٍ بِغَيْرِ عِلْمٍ ۚ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يَصِفُونَ (100)

100. Cinleri Allah'a ortak koştular. Oysa ki onları da Allah yaratmıştı. Bilgisizce O'na oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Haşa! O, onların ileri sürdüğü vasıflardan uzak ve yücedir.
 7:190  فَتَعَالَى    feteǎālā    oysa yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

A’râf  Suresi 190. Ayet
فَلَمَّا آتَاهُمَا صَالِحًا جَعَلَا لَهُ شُرَكَاءَ فِيمَا آتَاهُمَا ۚ فَتَعَالَى اللَّهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ (190)

190. Fakat (Allah) onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verdiği bu çocuk hakkında (sonradan insanlar) Allah'a ortak koştular. Allah ise onların ortak koştuğu şeyden yücedir.
 10:18  وَتَعَالَىٰ    ve teǎālā    ve yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Yûnus  Suresi 18. Ayet
وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنْفَعُهُمْ وَيَقُولُونَ هَٰؤُلَاءِ شُفَعَاؤُنَا عِنْدَ اللَّهِ ۚ قُلْ أَتُنَبِّئُونَ اللَّهَ بِمَا لَا يَعْلَمُ فِي السَّمَاوَاتِ وَلَا فِي الْأَرْضِ ۚ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ (18)

18. Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve: Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır, diyorlar. De ki: "Siz Allah'a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Haşa! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir."
 16:1  وَتَعَالَىٰ    ve teǎālā    ve yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Nahl  Suresi 1. Ayet
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَتَىٰ أَمْرُ اللَّهِ فَلَا تَسْتَعْجِلُوهُ ۚ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ (1)

1. Allah'ın emri gelmiştir. Artık onu istemekte acele etmeyin. Allah, onların koştukları ortaklardan uzak ve yücedir.
 16:3  تَعَالَىٰ    teǎālā    yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Nahl  Suresi 3. Ayet
خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ ۚ تَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ (3)

3. (Allah) gökleri ve yeri hak ile yarattı. O, koştukları ortaklardan münezzehtir.
 17:4  وَلَتَعْلُنَّ    veleteǎ’lunne    ve çok böbürleneceksiniz  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   

İsrâ  Suresi 4. Ayet
وَقَضَيْنَا إِلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الْأَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوًّا كَبِيرًا (4)

4. Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik.
 17:7  عَلَوْا    ǎlev    ele geçirdikleri  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

İsrâ  Suresi 7. Ayet
إِنْ أَحْسَنْتُمْ أَحْسَنْتُمْ لِأَنْفُسِكُمْ ۖ وَإِنْ أَسَأْتُمْ فَلَهَا ۚ فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ الْآخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيرًا (7)

7. Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid'e (Süleyman Mabedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık).
 17:43  وَتَعَالَىٰ    ve teǎālā    ve uludur  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

İsrâ  Suresi 43. Ayet
سُبْحَانَهُ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يَقُولُونَ عُلُوًّا كَبِيرًا (43)

43. Allah, onların söyledikleri şeylerden münezzehtir; son derece yücedir ve uludur.
 20:114  فَتَعَالَى    feteǎālā    yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Tâ-Hâ  Suresi 114. Ayet
فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ ۗ وَلَا تَعْجَلْ بِالْقُرْآنِ مِنْ قَبْلِ أَنْ يُقْضَىٰ إِلَيْكَ وَحْيُهُ ۖ وَقُلْ رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا (114)

114. Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O'nun vahyi tamamlanmazdan önce Kur'an'ı (okumakta) acele etme ve "Rabbim, benim ilmimi artır" de.
 23:91  وَلَعَلَا    veleǎlā    ve üstün gelmeğe çalışırdı  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Mü’minûn  Suresi 91. Ayet
مَا اتَّخَذَ اللَّهُ مِنْ وَلَدٍ وَمَا كَانَ مَعَهُ مِنْ إِلَٰهٍ ۚ إِذًا لَذَهَبَ كُلُّ إِلَٰهٍ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ ۚ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يَصِفُونَ (91)

91. Allah evlat edinmemiştir; O'nunla beraber hiçbir tanrı da yoktur. Aksi takdirde her tanrı kendi yarattığını sevk ve idare eder ve mutlaka onlardan biri diğerine galebe çalardı. Allah, onların (müşriklerin) yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir.
 23:92  فَتَعَالَىٰ    feteǎālā    ve yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Mü’minûn  Suresi 92. Ayet
عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ (92)

92. Allah, gaybı da şehadeti de bilendir. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden çok yüce ve münezzehtir.
 23:116  فَتَعَالَى    feteǎālā    pek yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Mü’minûn  Suresi 116. Ayet
فَتَعَالَى اللَّهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ ۖ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمِ (116)

116. Mutlak hakim ve hak olan Allah, çok yücedir. O'ndan başka tanrı yoktur, O, yüce Arş'ın sahibidir.
 27:31  تَعْلُوا    teǎ’lū    büyüklük taslamayın  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   

Neml  Suresi 31. Ayet
أَلَّا تَعْلُوا عَلَيَّ وَأْتُونِي مُسْلِمِينَ (31)

31. "Bana baş kaldırmayın, teslimiyet gösterip bana gelin, diye (yazmaktadır)".
 27:63  تَعَالَى    teǎālā    yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Neml  Suresi 63. Ayet
أَمَّنْ يَهْدِيكُمْ فِي ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَنْ يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ ۗ أَإِلَٰهٌ مَعَ اللَّهِ ۚ تَعَالَى اللَّهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ (63)

63. (Onlar mı hayırlı) yoksa karanın ve denizin karanlıkları içinde size yolu bulduran, rahmetinin (yağmurun) önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen mi? Allah'tan başka bir tanrı mı var! Allah, onların koştukları ortaklardan çok yücedir, münezzehtir.
 28:4  عَلَا    ǎlā    ululandı zorbalığa kalktı  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Kasas  Suresi 4. Ayet
إِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْأَرْضِ وَجَعَلَ أَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءَهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ ۚ إِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِدِينَ (4)

4. Firavun, (Mısır) toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı.
 28:68  وَتَعَالَىٰ    ve teǎālā    ve yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Kasas  Suresi 68. Ayet
وَرَبُّكَ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَيَخْتَارُ ۗ مَا كَانَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ ۚ سُبْحَانَ اللَّهِ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ (68)

68. Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir ve şanı yücedir.
 30:40  وَتَعَالَىٰ    ve teǎālā    ve yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Rûm  Suresi 40. Ayet
اللَّهُ الَّذِي خَلَقَكُمْ ثُمَّ رَزَقَكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ ۖ هَلْ مِنْ شُرَكَائِكُمْ مَنْ يَفْعَلُ مِنْ ذَٰلِكُمْ مِنْ شَيْءٍ ۚ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ (40)

40. Allah, (o yüce varlıktır) ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmıştır; sonra O, hayatınızı sona erdirecek, daha sonra da sizi (tekrar) diriltecektir. Peki sizin (Allah'a eş tuttuğunuz) ortaklarınız içinde bunlardan birini yapabilecek var mı? Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve yücedir.
 39:67  وَتَعَالَىٰ    ve teǎālā    ve yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Zümer  Suresi 67. Ayet
وَمَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ وَالْأَرْضُ جَمِيعًا قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَالسَّمَاوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَمِينِهِ ۚ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يُشْرِكُونَ (67)

67. Onlar Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır. Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir.
 44:19  تَعْلُوا    teǎ’lū    ululanmayın  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Çoğul   Şimdiki/Geniş Zaman   Mecrûr İsim   

Duhân  Suresi 19. Ayet
وَأَنْ لَا تَعْلُوا عَلَى اللَّهِ ۖ إِنِّي آتِيكُمْ بِسُلْطَانٍ مُبِينٍ (19)

19. Allah'a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum.
 72:3  تَعَالَىٰ    teǎālā    yücedir  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   

Cin  Suresi 3. Ayet
وَأَنَّهُ تَعَالَىٰ جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًا (3)

3. Hakikat şu ki, Rabbimizin şanı çok yücedir. O, ne eş ne de çocuk edinmiştir.
Kökten (عَال) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 10:83  لَعَالٍ    leǎālin    iyice büyüklenmişti  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Yûnus  Suresi 83. Ayet
فَمَا آمَنَ لِمُوسَىٰ إِلَّا ذُرِّيَّةٌ مِنْ قَوْمِهِ عَلَىٰ خَوْفٍ مِنْ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِمْ أَنْ يَفْتِنَهُمْ ۚ وَإِنَّ فِرْعَوْنَ لَعَالٍ فِي الْأَرْضِ وَإِنَّهُ لَمِنَ الْمُسْرِفِينَ (83)

83. Firavun ve kavminin kendilerine işkence etmesinden korkuya düştükleri için kavminden bir gurup gençten başka kimse Musa'ya iman etmedi. Çünkü Firavun yeryüzünde ululuk taslayan (bir diktatör) ve haddi aşanlardan idi.
Kökten (عَالِي) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 11:82  عَالِيَهَا    ǎāliyehā    üstünü  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hûd  Suresi 82. Ayet
فَلَمَّا جَاءَ أَمْرُنَا جَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةً مِنْ سِجِّيلٍ مَنْضُودٍ (82)

82. Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık.
 15:74  عَالِيَهَا    ǎāliyehā    üstünü  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 74. Ayet
فَجَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِنْ سِجِّيلٍ (74)

74. Böylece ülkelerinin üstünü altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
 44:31  عَالِيًا    ǎāliyen    ululanan  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Duhân  Suresi 31. Ayet
مِنْ فِرْعَوْنَ ۚ إِنَّهُ كَانَ عَالِيًا مِنَ الْمُسْرِفِينَ (31)

31. Yani Firavun'dan. Çünkü o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi.
 76:21  عَالِيَهُمْ    ǎāliyehum    üstlerinde vardır  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İnsan  Suresi 21. Ayet
عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُنْدُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ ۖ وَحُلُّوا أَسَاوِرَ مِنْ فِضَّةٍ وَسَقَاهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا (21)

21. Üzerlerinde yeşil ipekten ince ve kalın elbiseler vardır; gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirir.
Kökten (عَالِيَة) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 69:22  عَالِيَةٍ    ǎāliyetin    yüksek  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   Dişil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hâkka  Suresi 22. Ayet
فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ (22)

22. Yüce bir cennette,
 88:10  عَالِيَةٍ    ǎāliyetin    yüksek  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   Dişil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Gâşiye  Suresi 10. Ayet
فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ (10)

10. Yüce bir cennettedirler.
Kökten (عَالِين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 23:46  عَالِينَ    ǎālīne    böbürlenen  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Mü’minûn  Suresi 46. Ayet
إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا عَالِينَ (46)

46. Firavun'a ve ileri gelenlerine de(gönderdik). Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
 38:75  الْعَالِينَ    l-ǎālīne    yüceler-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Sâd  Suresi 75. Ayet
قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ ۖ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنْتَ مِنَ الْعَالِينَ (75)

75. Allah! Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin? dedi.
Kökten (عِلِّيِّين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 83:18  عِلِّيِّينَ    ǐlliyyīne    İlliyyindedir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mutaffifîn  Suresi 18. Ayet
كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْأَبْرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ (18)

18. Hayır! Andolsun iyilerin kitabı İlliyyun'dadır.
 83:19  عِلِّيُّونَ    ǐlliyyūne    İlliyyin’in  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Mutaffifîn  Suresi 19. Ayet
وَمَا أَدْرَاكَ مَا عِلِّيُّونَ (19)

19. İlliyyun nedir, bilir misin?
Kökten (عُلُوّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 17:4  عُلُوًّا    ǔluvven    büyüklenme ile  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 4. Ayet
وَقَضَيْنَا إِلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الْأَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوًّا كَبِيرًا (4)

4. Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik.
 17:43  عُلُوًّا    ǔluvven    yücedir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

İsrâ  Suresi 43. Ayet
سُبْحَانَهُ وَتَعَالَىٰ عَمَّا يَقُولُونَ عُلُوًّا كَبِيرًا (43)

43. Allah, onların söyledikleri şeylerden münezzehtir; son derece yücedir ve uludur.
 27:14  وَعُلُوًّا    ve ǔluvve n    ve böbürlenmeleri yüzünden  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Neml  Suresi 14. Ayet
وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَا أَنْفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّا ۚ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ (14)

14. Kendileri de bunlara yakinen inandıkları halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onları inkar ettiler. Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak!
 28:83  عُلُوًّا    ǔluvven    böbürlenmeyi  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 83. Ayet
تِلْكَ الدَّارُ الْآخِرَةُ نَجْعَلُهَا لِلَّذِينَ لَا يُرِيدُونَ عُلُوًّا فِي الْأَرْضِ وَلَا فَسَادًا ۚ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ (83)

83. İşte ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akıbet, takva sahiplerinindir.
Kökten (عُلْيَا) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 9:40  الْعُلْيَا    l-ǔlyā    yüce olandır  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Dişil, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tevbe  Suresi 40. Ayet
إِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللَّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذِينَ كَفَرُوا ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لَا تَحْزَنْ إِنَّ اللَّهَ مَعَنَا ۖ فَأَنْزَلَ اللَّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُوا السُّفْلَىٰ ۗ وَكَلِمَةُ اللَّهِ هِيَ الْعُلْيَا ۗ وَاللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ (40)

40. Eğer siz ona (Resulullah'a) yardım etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kafirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı; o, arkadaşına. Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükunet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kafir olanların sözünü alçalttı. Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.
 20:4  الْعُلَى    l-ǔlā    yüce  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 4. Ayet
تَنْزِيلًا مِمَّنْ خَلَقَ الْأَرْضَ وَالسَّمَاوَاتِ الْعُلَى (4)

4. (Kur'an) yeri ve yüce gökleri yaratan Allah tarafından peyderpey indirilmiştir.
 20:75  الْعُلَىٰ    l-ǔlā    yüksek  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   Dişil, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 75. Ayet
وَمَنْ يَأْتِهِ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَأُولَٰئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلَىٰ (75)

75. Kim de iyi davranışlarda bulunmuş bir mümin olarak O'na varırsa, üstün dereceler işte sırf bunlar içindir.
Kökten (عَلِيّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:255  الْعَلِيُّ    l-ǎliyyu    yücedir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 255. Ayet
اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ ۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ ۚ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۗ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلَّا بِإِذْنِهِ ۚ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ ۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ ۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۖ وَلَا يَئُودُهُ حِفْظُهُمَا ۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ (255)

255. Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyumdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.
 4:34  عَلِيًّا    ǎliyyen    yücedir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Nisâ  Suresi 34. Ayet
الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللَّهُ بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ وَبِمَا أَنْفَقُوا مِنْ أَمْوَالِهِمْ ۚ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللَّهُ ۚ وَاللَّاتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ ۖ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلَا تَبْغُوا عَلَيْهِنَّ سَبِيلًا ۗ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا (34)

34. Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için saliha kadınlar itaatkardır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.
 19:50  عَلِيًّا    ǎliyyen    yüce  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 50. Ayet
وَوَهَبْنَا لَهُمْ مِنْ رَحْمَتِنَا وَجَعَلْنَا لَهُمْ لِسَانَ صِدْقٍ عَلِيًّا (50)

50. Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk; kendilerine haklı ve yüksek bir şöhret nasip ettik.
 19:57  عَلِيًّا    ǎliyyen    yüce  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 57. Ayet
وَرَفَعْنَاهُ مَكَانًا عَلِيًّا (57)

57. Onu üstün bir makama yücelttik.
 22:62  الْعَلِيُّ    l-ǎliyyu    çok yücedir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Hac  Suresi 62. Ayet
ذَٰلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ هُوَ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ (62)

62. Böyledir. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O'nun dışındaki taptıkları ise batılın ta kendisidir. Gerçek şu ki Allah, evet O, uludur, büyüktür.
 31:30  الْعَلِيُّ    l-ǎliyyu    ulu  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Lokman  Suresi 30. Ayet
ذَٰلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ (30)

30. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir; O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz batıldır. Gerçekten Allah çok yüce, çok uludur.
 34:23  الْعَلِيُّ    l-ǎliyyu    yücedir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Sebe’  Suresi 23. Ayet
وَلَا تَنْفَعُ الشَّفَاعَةُ عِنْدَهُ إِلَّا لِمَنْ أَذِنَ لَهُ ۚ حَتَّىٰ إِذَا فُزِّعَ عَنْ قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ ۖ قَالُوا الْحَقَّ ۖ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ (23)

23. Allah'ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince: Rabbiniz ne buyurdu? derler. Onlar da: Hak olanı buyurdu, derler. O, yücedir, büyüktür.
 40:12  الْعَلِيِّ    l-ǎliyyi    yüce  
Sıfat   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Mü’min  Suresi 12. Ayet
ذَٰلِكُمْ بِأَنَّهُ إِذَا دُعِيَ اللَّهُ وَحْدَهُ كَفَرْتُمْ ۖ وَإِنْ يُشْرَكْ بِهِ تُؤْمِنُوا ۚ فَالْحُكْمُ لِلَّهِ الْعَلِيِّ الْكَبِيرِ (12)

12. (Onlara denir ki:) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah'a ibadete çağrıldığı zaman inkar edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artık hüküm, yücelerin yücesi Allah'ındır.
 42:4  الْعَلِيُّ    l-ǎliyyu    yücedir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şûrâ  Suresi 4. Ayet
لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۖ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ (4)

4. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O yücedir, uludur.
 42:51  عَلِيٌّ    ǎliyyun    yücedir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Şûrâ  Suresi 51. Ayet
وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ أَنْ يُكَلِّمَهُ اللَّهُ إِلَّا وَحْيًا أَوْ مِنْ وَرَاءِ حِجَابٍ أَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِيَ بِإِذْنِهِ مَا يَشَاءُ ۚ إِنَّهُ عَلِيٌّ حَكِيمٌ (51)

51. Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakimdir.
 43:4  لَعَلِيٌّ    leǎliyyun    elbette yücedir  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Zuhruf  Suresi 4. Ayet
وَإِنَّهُ فِي أُمِّ الْكِتَابِ لَدَيْنَا لَعَلِيٌّ حَكِيمٌ (4)

4. O, katımızda bulunan Ana Kitap'ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır.
Kökten (مُتَعَال) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 13:9  الْمُتَعَالِ    l-muteǎāli    yücedir  
İsim   Tefâ’ul Kalıbı   Etken   Eril   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Ra’d  Suresi 9. Ayet
عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْكَبِيرُ الْمُتَعَالِ (9)

9. O, görüleni de görülmeyeni de bilir; çok büyüktür, yücedir.
Kökten (ٱسْتَعْلَىٰ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 20:64  اسْتَعْلَىٰ    steǎ’lā    üstün gelen  
Fiil   İstif’al Kalıbı   Etken   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 64. Ayet
فَأَجْمِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمَّ ائْتُوا صَفًّا ۚ وَقَدْ أَفْلَحَ الْيَوْمَ مَنِ اسْتَعْلَىٰ (64)

64. "Öyle ise hilenizi kurun; sonra sıra halinde gelin! Muhakkak ki bugün, üstün gelen kazanmıştır."