Gayn-Vav-Ye     غ و ي
Azmak

  Kur'an'da bu kökten türetilmiş kelimeler toplamda 20 kez geçiyor.

GÖVDE(LER)
8 kez   أَغْوَيْ
1 kez   غَوِىّ
3 kez   غَوَىٰ
4 kez   غَيّ
4 kez   غَٰوِين
Kökten (أَغْوَيْ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 7:16  أَغْوَيْتَنِي    eğveytenī    beni azdırmana  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

A’râf  Suresi 16. Ayet
قَالَ فَبِمَا أَغْوَيْتَنِي لَأَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقِيمَ (16)

16. İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.
 11:34  يُغْوِيَكُمْ    yuğviyekum    sizi azgınlığa düşürmeyi  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Hûd  Suresi 34. Ayet
وَلَا يَنْفَعُكُمْ نُصْحِي إِنْ أَرَدْتُ أَنْ أَنْصَحَ لَكُمْ إِنْ كَانَ اللَّهُ يُرِيدُ أَنْ يُغْوِيَكُمْ ۚ هُوَ رَبُّكُمْ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ (34)

34. Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez. (Çünkü) O sizin Rabbinizdir. Ve (nihayet) O'na döndürüleceksiniz."
 15:39  وَلَأُغْوِيَنَّهُمْ    veleuğviyennehum    ve onları azdıracağım  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Hicr  Suresi 39. Ayet
قَالَ رَبِّ بِمَا أَغْوَيْتَنِي لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَلَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ (39)

39. (İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!
 15:39  أَغْوَيْتَنِي    eğveytenī    beni azdırmandan  
Fiil   İf’al Kalıbı   2. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   

Hicr  Suresi 39. Ayet
قَالَ رَبِّ بِمَا أَغْوَيْتَنِي لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَلَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ (39)

39. (İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!
 28:63  أَغْوَيْنَا    eğveynā    azdırdıklarımız  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Kasas  Suresi 63. Ayet
قَالَ الَّذِينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ أَغْوَيْنَا أَغْوَيْنَاهُمْ كَمَا غَوَيْنَا ۖ تَبَرَّأْنَا إِلَيْكَ ۖ مَا كَانُوا إِيَّانَا يَعْبُدُونَ (63)

63. (O gün) aleyhlerine söz (hüküm) gerçekleşmiş olanlar: Rabbimiz! Şunlar azdırdığımız kimselerdir. Biz nasıl azmışsak onları da öylece azdırdık (yoksa onları zorlayan bir gücümüz yoktu. Onların suçlarından) beri olduğumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslında bize tapmıyorlardı (kendi arzularına tapıyorlardı), derler.
 28:63  أَغْوَيْنَاهُمْ    eğveynāhum    onları azdırdık  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Kasas  Suresi 63. Ayet
قَالَ الَّذِينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ أَغْوَيْنَا أَغْوَيْنَاهُمْ كَمَا غَوَيْنَا ۖ تَبَرَّأْنَا إِلَيْكَ ۖ مَا كَانُوا إِيَّانَا يَعْبُدُونَ (63)

63. (O gün) aleyhlerine söz (hüküm) gerçekleşmiş olanlar: Rabbimiz! Şunlar azdırdığımız kimselerdir. Biz nasıl azmışsak onları da öylece azdırdık (yoksa onları zorlayan bir gücümüz yoktu. Onların suçlarından) beri olduğumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslında bize tapmıyorlardı (kendi arzularına tapıyorlardı), derler.
 37:32  فَأَغْوَيْنَاكُمْ    feeğveynākum    sizi azdırdık  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   

Sâffât  Suresi 32. Ayet
فَأَغْوَيْنَاكُمْ إِنَّا كُنَّا غَاوِينَ (32)

32. "Biz sizi azdırdık. Çünkü kendimiz de azmıştık."
 38:82  لَأُغْوِيَنَّهُمْ    leuğviyennehum    onları azdıracağım  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Tekil   Şimdiki/Geniş Zaman   

Sâd  Suresi 82. Ayet
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ (82)

82. İblis: Senin mutlak kudretine andolsun ki, onların hepsini mutlaka azdıracağım."
Kökten (غَوِىّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 28:18  لَغَوِيٌّ    leğaviyyun    bir azgınsın  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Şimdiki/Geniş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 18. Ayet
فَأَصْبَحَ فِي الْمَدِينَةِ خَائِفًا يَتَرَقَّبُ فَإِذَا الَّذِي اسْتَنْصَرَهُ بِالْأَمْسِ يَسْتَصْرِخُهُ ۚ قَالَ لَهُ مُوسَىٰ إِنَّكَ لَغَوِيٌّ مُبِينٌ (18)

18. Şehirde korku içinde, (etrafı) gözetleyerek sabahladı. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen kimse, feryat ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona (yardım isteyene) dedi ki: Doğrusu sen, besbelli bir azgınsın!
Kökten (غَوَىٰ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 20:121  فَغَوَىٰ    fe ğavā    ve şaşırdı  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Tâ-Hâ  Suresi 121. Ayet
فَأَكَلَا مِنْهَا فَبَدَتْ لَهُمَا سَوْآتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ ۚ وَعَصَىٰ آدَمُ رَبَّهُ فَغَوَىٰ (121)

121. Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine asi olup yolunu şaşırdı.
 28:63  غَوَيْنَا    ğaveynā    kendimiz azdığımız  
Fiil   İf’al Kalıbı   1. şahıs, Çoğul   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Kasas  Suresi 63. Ayet
قَالَ الَّذِينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ الَّذِينَ أَغْوَيْنَا أَغْوَيْنَاهُمْ كَمَا غَوَيْنَا ۖ تَبَرَّأْنَا إِلَيْكَ ۖ مَا كَانُوا إِيَّانَا يَعْبُدُونَ (63)

63. (O gün) aleyhlerine söz (hüküm) gerçekleşmiş olanlar: Rabbimiz! Şunlar azdırdığımız kimselerdir. Biz nasıl azmışsak onları da öylece azdırdık (yoksa onları zorlayan bir gücümüz yoktu. Onların suçlarından) beri olduğumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslında bize tapmıyorlardı (kendi arzularına tapıyorlardı), derler.
 53:2  غَوَىٰ    ğavā    azmadı  
Fiil   İf’al Kalıbı   3. şahıs, Eril, Tekil   Geçmiş Zaman   Merfû` İsim   Belirsiz   

Necm  Suresi 2. Ayet
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَىٰ (2)

2. Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı.
Kökten (غَيّ) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 2:256  الْغَيِّ    l-ğayyi    sapıklıktan  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Bakara  Suresi 256. Ayet
لَا إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ ۖ قَدْ تَبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ ۚ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللَّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىٰ لَا انْفِصَامَ لَهَا ۗ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ (256)

256. Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tağutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.
 7:146  الْغَيِّ    l-ğayyi    azgınlık  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 146. Ayet
سَأَصْرِفُ عَنْ آيَاتِيَ الَّذِينَ يَتَكَبَّرُونَ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَإِنْ يَرَوْا كُلَّ آيَةٍ لَا يُؤْمِنُوا بِهَا وَإِنْ يَرَوْا سَبِيلَ الرُّشْدِ لَا يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا وَإِنْ يَرَوْا سَبِيلَ الْغَيِّ يَتَّخِذُوهُ سَبِيلًا ۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَكَانُوا عَنْهَا غَافِلِينَ (146)

146. Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri ayetlerimden uzaklaştıracağım. Onlar bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Fakat azgınlık yolunu görürlerse, hemen ona saparlar. Bu durum, onların ayetlerimizi yalanlamalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir.
 7:202  الْغَيِّ    l-ğayyi    azgınlığın  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 202. Ayet
وَإِخْوَانُهُمْ يَمُدُّونَهُمْ فِي الْغَيِّ ثُمَّ لَا يُقْصِرُونَ (202)

202. (Şeytanların) dostlarına gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürüklerler. Sonra da yakalarını bırakmazlar.
 19:59  غَيًّا    ğayyen    kötülük  
İsim   İf’al Kalıbı   Eril   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Meryem  Suresi 59. Ayet
فَخَلَفَ مِنْ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا الصَّلَاةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ ۖ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيًّا (59)

59. Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.
Kökten (غَٰوِين) türemiş Kelimeler ve Kur'anda geçtiği ayetler

 7:175  الْغَاوِينَ    l-ğāvīne    azgınlar-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

A’râf  Suresi 175. Ayet
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ الَّذِي آتَيْنَاهُ آيَاتِنَا فَانْسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ فَكَانَ مِنَ الْغَاوِينَ (175)

175. Onlara (yahudilere), kendisine ayetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku.
 15:42  الْغَاوِينَ    l-ğāvīne    azgınlar-  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Hicr  Suresi 42. Ayet
إِنَّ عِبَادِي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ إِلَّا مَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْغَاوِينَ (42)

42. "Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna."
 26:91  لِلْغَاوِينَ    lilğāvīne    azgınların  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mecrûr İsim   Belirsiz   

Şu’arâ  Suresi 91. Ayet
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِلْغَاوِينَ (91)

91. Cehennem de azgınlara apaçık gösterilir.
 37:32  غَاوِينَ    ğāvīne    azmıştık  
İsim   İf’al Kalıbı   Etken   Eril, Çoğul   Geçmiş Zaman   Mansûb İsim   Belirsiz   

Sâffât  Suresi 32. Ayet
فَأَغْوَيْنَاكُمْ إِنَّا كُنَّا غَاوِينَ (32)

32. "Biz sizi azdırdık. Çünkü kendimiz de azmıştık."