Lütfen Bekleyiniz...
SURELER
KUR'AN OKU
MEAL KARŞILAŞTIRMA
TERİMLER
KÖKLER
DİYANET VAKFI
TÜRKÇE OKUNUŞ
ELMALILI HAMDI YAZIR
DİYANET İŞLERİ
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
ALİ BULAÇ
GÜLTEKİN ONAN
SÜLEYMAN ATEŞ
SUAT YILDIRIM
Sure Seçiniz
Fâtiha
Bakara
Âl-i İmrân
Nisâ
Mâide
En’âm
A’râf
Enfâl
Tevbe
Yûnus
Hûd
Yûsuf
Ra’d
İbrahim
Hicr
Nahl
İsrâ
Kehf
Meryem
Tâ-Hâ
Enbiyâ
Hac
Mü’minûn
Nûr
Furkân
Şu’arâ
Neml
Kasas
Ankebût
Rûm
Lokman
Secde
Ahzâb
Sebe’
Fâtır
Yâsîn
Sâffât
Sâd
Zümer
Mü’min
Fussilet
Şûrâ
Zuhruf
Duhân
Câsiye
Ahkâf
Muhammed
Fetih
Hucurât
Kâf
Zâriyât
Tûr
Necm
Kamer
Rahmân
Vâkı’a
Hadîd
Mücâdele
Haşr
Mümtehine
Saff
Cum’a
Münâfikûn
Teğâbun
Talâk
Tahrîm
Mülk
Kalem
Hâkka
Me’âric
Nûh
Cin
Müzzemmil
Müddessir
Kıyâme
İnsan
Mürselât
Nebe’
Nâzi’ât
Abese
Tekvîr
İnfitâr
Mutaffifîn
İnşikâk
Bürûc
Târık
A’lâ
Gâşiye
Fecr
Beled
Şems
Leyl
Duhâ
İnşirâh
Tîn
Alak
Kadr
Beyyine
Zilzâl
Âdiyât
Kâri’a
Tekâsür
Asr
Hümeze
Fil
Kureyş
Mâ’ûn
Kevser
Kâfirûn
Nasr
Tebbet
İhlâs
Felâk
Nâs
ق
وَالْقُرْانِ
الْمَجِيدِ
(1)
بَلْ
عَجِبُوا
أَنْ
جَاءَهُمْ
مُنْذِرٌ
مِنْهُمْ
فَقَالَ
الْكَافِرُونَ
هَٰذَا
شَيْءٌ
عَجِيبٌ
(2)
أَإِذَا
مِتْنَا
وَكُنَّا
تُرَابًا
ذَٰلِكَ
رَجْعٌ
بَعِيدٌ
(3)
قَدْ
عَلِمْنَا
مَا
تَنْقُصُ
الْأَرْضُ
مِنْهُمْ
وَعِنْدَنَا
كِتَابٌ
حَفِيظٌ
(4)
بَلْ
كَذَّبُوا
بِالْحَقِّ
لَمَّا
جَاءَهُمْ
فَهُمْ
فِي
أَمْرٍ
مَرِيجٍ
(5)
أَفَلَمْ
يَنْظُرُوا
إِلَى
السَّمَاءِ
فَوْقَهُمْ
كَيْفَ
بَنَيْنَاهَا
وَزَيَّنَّاهَا
وَمَا
لَهَا
مِنْ
فُرُوجٍ
(6)
وَالْأَرْضَ
مَدَدْنَاهَا
وَأَلْقَيْنَا
فِيهَا
رَوَاسِيَ
وَأَنْبَتْنَا
فِيهَا
مِنْ
كُلِّ
زَوْجٍ
بَهِيجٍ
(7)
تَبْصِرَةً
وَذِكْرَىٰ
لِكُلِّ
عَبْدٍ
مُنِيبٍ
(8)
وَنَزَّلْنَا
مِنَ
السَّمَاءِ
مَاءً
مُبَارَكًا
فَأَنْبَتْنَا
بِهِ
جَنَّاتٍ
وَحَبَّ
الْحَصِيدِ
(9)
وَالنَّخْلَ
بَاسِقَاتٍ
لَهَا
طَلْعٌ
نَضِيدٌ
(10)
رِزْقًا
لِلْعِبَادِ
وَأَحْيَيْنَا
بِهِ
بَلْدَةً
مَيْتًا
كَذَٰلِكَ
الْخُرُوجُ
(11)
كَذَّبَتْ
قَبْلَهُمْ
قَوْمُ
نُوحٍ
وَأَصْحَابُ
الرَّسِّ
وَثَمُودُ
(12)
وَعَادٌ
وَفِرْعَوْنُ
وَإِخْوَانُ
لُوطٍ
(13)
وَأَصْحَابُ
الْأَيْكَةِ
وَقَوْمُ
تُبَّعٍ
كُلٌّ
كَذَّبَ
الرُّسُلَ
فَحَقَّ
وَعِيدِ
(14)
أَفَعَيِينَا
بِالْخَلْقِ
الْأَوَّلِ
بَلْ
هُمْ
فِي
لَبْسٍ
مِنْ
خَلْقٍ
جَدِيدٍ
(15)
وَلَقَدْ
خَلَقْنَا
الْإِنْسَانَ
وَنَعْلَمُ
مَا
تُوَسْوِسُ
بِهِ
نَفْسُهُ
وَنَحْنُ
أَقْرَبُ
إِلَيْهِ
مِنْ
حَبْلِ
الْوَرِيدِ
(16)
إِذْ
يَتَلَقَّى
الْمُتَلَقِّيَانِ
عَنِ
الْيَمِينِ
وَعَنِ
الشِّمَالِ
قَعِيدٌ
(17)
مَا
يَلْفِظُ
مِنْ
قَوْلٍ
إِلَّا
لَدَيْهِ
رَقِيبٌ
عَتِيدٌ
(18)
وَجَاءَتْ
سَكْرَةُ
الْمَوْتِ
بِالْحَقِّ
ذَٰلِكَ
مَا
كُنْتَ
مِنْهُ
تَحِيدُ
(19)
وَنُفِخَ
فِي
الصُّورِ
ذَٰلِكَ
يَوْمُ
الْوَعِيدِ
(20)
وَجَاءَتْ
كُلُّ
نَفْسٍ
مَعَهَا
سَائِقٌ
وَشَهِيدٌ
(21)
لَقَدْ
كُنْتَ
فِي
غَفْلَةٍ
مِنْ
هَٰذَا
فَكَشَفْنَا
عَنْكَ
غِطَاءَكَ
فَبَصَرُكَ
الْيَوْمَ
حَدِيدٌ
(22)
وَقَالَ
قَرِينُهُ
هَٰذَا
مَا
لَدَيَّ
عَتِيدٌ
(23)
أَلْقِيَا
فِي
جَهَنَّمَ
كُلَّ
كَفَّارٍ
عَنِيدٍ
(24)
مَنَّاعٍ
لِلْخَيْرِ
مُعْتَدٍ
مُرِيبٍ
(25)
الَّذِي
جَعَلَ
مَعَ
اللَّهِ
إِلَٰهًا
اخَرَ
فَأَلْقِيَاهُ
فِي
الْعَذَابِ
الشَّدِيدِ
(26)
قَالَ
قَرِينُهُ
رَبَّنَا
مَا
أَطْغَيْتُهُ
وَلَٰكِنْ
كَانَ
فِي
ضَلَالٍ
بَعِيدٍ
(27)
قَالَ
لَا
تَخْتَصِمُوا
لَدَيَّ
وَقَدْ
قَدَّمْتُ
إِلَيْكُمْ
بِالْوَعِيدِ
(28)
مَا
يُبَدَّلُ
الْقَوْلُ
لَدَيَّ
وَمَا
أَنَا
بِظَلَّامٍ
لِلْعَبِيدِ
(29)
يَوْمَ
نَقُولُ
لِجَهَنَّمَ
هَلِ
امْتَلَأْتِ
وَتَقُولُ
هَلْ
مِنْ
مَزِيدٍ
(30)
وَأُزْلِفَتِ
الْجَنَّةُ
لِلْمُتَّقِينَ
غَيْرَ
بَعِيدٍ
(31)
هَٰذَا
مَا
تُوعَدُونَ
لِكُلِّ
أَوَّابٍ
حَفِيظٍ
(32)
مَنْ
خَشِيَ
الرَّحْمَٰنَ
بِالْغَيْبِ
وَجَاءَ
بِقَلْبٍ
مُنِيبٍ
(33)
ادْخُلُوهَا
بِسَلَامٍ
ذَٰلِكَ
يَوْمُ
الْخُلُودِ
(34)
لَهُمْ
مَا
يَشَاءُونَ
فِيهَا
وَلَدَيْنَا
مَزِيدٌ
(35)
وَكَمْ
أَهْلَكْنَا
قَبْلَهُمْ
مِنْ
قَرْنٍ
هُمْ
أَشَدُّ
مِنْهُمْ
بَطْشًا
فَنَقَّبُوا
فِي
الْبِلَادِ
هَلْ
مِنْ
مَحِيصٍ
(36)
إِنَّ
فِي
ذَٰلِكَ
لَذِكْرَىٰ
لِمَنْ
كَانَ
لَهُ
قَلْبٌ
أَوْ
أَلْقَى
السَّمْعَ
وَهُوَ
شَهِيدٌ
(37)
وَلَقَدْ
خَلَقْنَا
السَّمَاوَاتِ
وَالْأَرْضَ
وَمَا
بَيْنَهُمَا
فِي
سِتَّةِ
أَيَّامٍ
وَمَا
مَسَّنَا
مِنْ
لُغُوبٍ
(38)
فَاصْبِرْ
عَلَىٰ
مَا
يَقُولُونَ
وَسَبِّحْ
بِحَمْدِ
رَبِّكَ
قَبْلَ
طُلُوعِ
الشَّمْسِ
وَقَبْلَ
الْغُرُوبِ
(39)
وَمِنَ
اللَّيْلِ
فَسَبِّحْهُ
وَأَدْبَارَ
السُّجُودِ
(40)
وَاسْتَمِعْ
يَوْمَ
يُنَادِ
الْمُنَادِ
مِنْ
مَكَانٍ
قَرِيبٍ
(41)
يَوْمَ
يَسْمَعُونَ
الصَّيْحَةَ
بِالْحَقِّ
ذَٰلِكَ
يَوْمُ
الْخُرُوجِ
(42)
إِنَّا
نَحْنُ
نُحْيِي
وَنُمِيتُ
وَإِلَيْنَا
الْمَصِيرُ
(43)
يَوْمَ
تَشَقَّقُ
الْأَرْضُ
عَنْهُمْ
سِرَاعًا
ذَٰلِكَ
حَشْرٌ
عَلَيْنَا
يَسِيرٌ
(44)
نَحْنُ
أَعْلَمُ
بِمَا
يَقُولُونَ
وَمَا
أَنْتَ
عَلَيْهِمْ
بِجَبَّارٍ
فَذَكِّرْ
بِالْقُرْانِ
مَنْ
يَخَافُ
وَعِيدِ
(45)
Kâf Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1.
Kaf. Şerefli Kur'an'a andolsun.
2.
Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kafirler şöyle dediler: "Bu şaşılacak bir şeydir."
3.
"Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı
(dirileceğiz)
? Bu, akla uzak bir dönüştür."
4.
Biz, toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır.
5.
Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.
6.
Üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki, onu nasıl bina etmiş ve nasıl donatmışız! Onda hiçbir çatlak da yok.
7.
Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden
(bitkiler)
yetiştirdik.
8.
Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için
(bütün bunları yaptık)
.
9.
Gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve biçilecek daneler bitirdik.
10.
Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.
11.
Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.
12.
Onlardan önce Nuh kavmi, Res halkı ve Semud da yalanlamıştı.
13.
Ad ve Firavun ile Lut'un kardeşleri de
(yalanladılar)
.
14.
Eyke halkı ve Tübba' kavmi de. Bütün bunlar peygamberleri yalanladılar da tehdidim gerçekleşti!
15.
İlk yaratmada acizlik mi gösterdik? Hayır, onlar yeni bir yaratma hususunda şüphe içindedirler.
16.
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.
17.
İki melek
(insanın)
sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar.
18.
İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.
19.
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte
(ey insan)
bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.
20.
Sur'a üfürülür; işte bu, geleceği vadedilen gündür.
21.
Herkes, yanında bir sürücü ve bir de şahitle beraber gelir.
22.
Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir
(denir)
.
23.
Yanındaki arkadaşı: "İşte yanımdaki hazır" dedi.
24.
(İki meleğe şu emir verilir:)
"Haydi ikiniz her inatçı kafiri, cehenneme atın!"
25.
"Hayra bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi"
26.
"O ki Allah ile beraber başka ilah edindi, bundan dolayı onu şiddetli azaba birlikte atın!"
27.
Müşrikin arkadaşı
(şeytan)
der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.
28.
O esnada
(Allah)
buyurur: Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarı göndermiştim!
29.
Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmedici değilim.
30.
O gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der.
31.
Cennet de takva sahiplerine yaklaştırılır;
(onlardan)
uzakta olmayacaktır.
32.
İşte size vadedilen cennet! Ki o, daima Allah'a yönelen,
(O'nun buyruklarını)
koruyan,
33.
Görmeden Rahman'a saygı gösteren ve
(Allah'a)
dönük bir kalp getiren herkesin
(mükafatı budur)
.
34.
Oraya selametle girin. İşte bu, ebedi yaşamanın başladığı gündür
35.
Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda dahası da vardır.
36.
Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helak etmişizdir. Kurtuluş var mı!
37.
Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
38.
Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.
39.
(Resulüm!)
Onların dediklerine sabret. Güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et.
40.
Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih et.
41.
Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.
42.
O gün insanlar bu sesi gerçekten işiteceklerdir. İşte bu, çıkış günüdür.
43.
Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş de ancak bizedir.
44.
O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir.
45.
Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur'an'la öğüt ver.
sureler
Fâtiha
(1)
Bakara
(2)
Âl-i İmrân
(3)
Nisâ
(4)
Mâide
(5)
En’âm
(6)
A’râf
(7)
Enfâl
(8)
Tevbe
(9)
Yûnus
(10)
Hûd
(11)
Yûsuf
(12)
Ra’d
(13)
İbrahim
(14)
Hicr
(15)
Nahl
(16)
İsrâ
(17)
Kehf
(18)
Meryem
(19)
Tâ-Hâ
(20)
Enbiyâ
(21)
Hac
(22)
Mü’minûn
(23)
Nûr
(24)
Furkân
(25)
Şu’arâ
(26)
Neml
(27)
Kasas
(28)
Ankebût
(29)
Rûm
(30)
Lokman
(31)
Secde
(32)
Ahzâb
(33)
Sebe’
(34)
Fâtır
(35)
Yâsîn
(36)
Sâffât
(37)
Sâd
(38)
Zümer
(39)
Mü’min
(40)
Fussilet
(41)
Şûrâ
(42)
Zuhruf
(43)
Duhân
(44)
Câsiye
(45)
Ahkâf
(46)
Muhammed
(47)
Fetih
(48)
Hucurât
(49)
Kâf
(50)
Zâriyât
(51)
Tûr
(52)
Necm
(53)
Kamer
(54)
Rahmân
(55)
Vâkı’a
(56)
Hadîd
(57)
Mücâdele
(58)
Haşr
(59)
Mümtehine
(60)
Saff
(61)
Cum’a
(62)
Münâfikûn
(63)
Teğâbun
(64)
Talâk
(65)
Tahrîm
(66)
Mülk
(67)
Kalem
(68)
Hâkka
(69)
Me’âric
(70)
Nûh
(71)
Cin
(72)
Müzzemmil
(73)
Müddessir
(74)
Kıyâme
(75)
İnsan
(76)
Mürselât
(77)
Nebe’
(78)
Nâzi’ât
(79)
Abese
(80)
Tekvîr
(81)
İnfitâr
(82)
Mutaffifîn
(83)
İnşikâk
(84)
Bürûc
(85)
Târık
(86)
A’lâ
(87)
Gâşiye
(88)
Fecr
(89)
Beled
(90)
Şems
(91)
Leyl
(92)
Duhâ
(93)
İnşirâh
(94)
Tîn
(95)
Alak
(96)
Kadr
(97)
Beyyine
(98)
Zilzâl
(99)
Âdiyât
(100)
Kâri’a
(101)
Tekâsür
(102)
Asr
(103)
Hümeze
(104)
Fil
(105)
Kureyş
(106)
Mâ’ûn
(107)
Kevser
(108)
Kâfirûn
(109)
Nasr
(110)
Tebbet
(111)
İhlâs
(112)
Felâk
(113)
Nâs
(114)
Copyright © 2023. Designer by
Emin
. All Rights Reserved.