Lütfen Bekleyiniz...
SURELER
KUR'AN OKU
MEAL KARŞILAŞTIRMA
TERİMLER
KÖKLER
DİYANET VAKFI
TÜRKÇE OKUNUŞ
ELMALILI HAMDI YAZIR
DİYANET İŞLERİ
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
ALİ BULAÇ
GÜLTEKİN ONAN
SÜLEYMAN ATEŞ
SUAT YILDIRIM
Sure Seçiniz
Fâtiha
Bakara
Âl-i İmrân
Nisâ
Mâide
En’âm
A’râf
Enfâl
Tevbe
Yûnus
Hûd
Yûsuf
Ra’d
İbrahim
Hicr
Nahl
İsrâ
Kehf
Meryem
Tâ-Hâ
Enbiyâ
Hac
Mü’minûn
Nûr
Furkân
Şu’arâ
Neml
Kasas
Ankebût
Rûm
Lokman
Secde
Ahzâb
Sebe’
Fâtır
Yâsîn
Sâffât
Sâd
Zümer
Mü’min
Fussilet
Şûrâ
Zuhruf
Duhân
Câsiye
Ahkâf
Muhammed
Fetih
Hucurât
Kâf
Zâriyât
Tûr
Necm
Kamer
Rahmân
Vâkı’a
Hadîd
Mücâdele
Haşr
Mümtehine
Saff
Cum’a
Münâfikûn
Teğâbun
Talâk
Tahrîm
Mülk
Kalem
Hâkka
Me’âric
Nûh
Cin
Müzzemmil
Müddessir
Kıyâme
İnsan
Mürselât
Nebe’
Nâzi’ât
Abese
Tekvîr
İnfitâr
Mutaffifîn
İnşikâk
Bürûc
Târık
A’lâ
Gâşiye
Fecr
Beled
Şems
Leyl
Duhâ
İnşirâh
Tîn
Alak
Kadr
Beyyine
Zilzâl
Âdiyât
Kâri’a
Tekâsür
Asr
Hümeze
Fil
Kureyş
Mâ’ûn
Kevser
Kâfirûn
Nasr
Tebbet
İhlâs
Felâk
Nâs
الَّذِينَ
كَفَرُوا
وَصَدُّوا
عَنْ
سَبِيلِ
اللَّهِ
أَضَلَّ
أَعْمَالَهُمْ
(1)
وَالَّذِينَ
امَنُوا
وَعَمِلُوا
الصَّالِحَاتِ
وَامَنُوا
بِمَا
نُزِّلَ
عَلَىٰ
مُحَمَّدٍ
وَهُوَ
الْحَقُّ
مِنْ
رَبِّهِمْ
كَفَّرَ
عَنْهُمْ
سَيِّئَاتِهِمْ
وَأَصْلَحَ
بَالَهُمْ
(2)
ذَٰلِكَ
بِأَنَّ
الَّذِينَ
كَفَرُوا
اتَّبَعُوا
الْبَاطِلَ
وَأَنَّ
الَّذِينَ
امَنُوا
اتَّبَعُوا
الْحَقَّ
مِنْ
رَبِّهِمْ
كَذَٰلِكَ
يَضْرِبُ
اللَّهُ
لِلنَّاسِ
أَمْثَالَهُمْ
(3)
فَإِذَا
لَقِيتُمُ
الَّذِينَ
كَفَرُوا
فَضَرْبَ
الرِّقَابِ
حَتَّىٰ
إِذَا
أَثْخَنْتُمُوهُمْ
فَشُدُّوا
الْوَثَاقَ
فَإِمَّا
مَنًّا
بَعْدُ
وَإِمَّا
فِدَاءً
حَتَّىٰ
تَضَعَ
الْحَرْبُ
أَوْزَارَهَا
ذَٰلِكَ
وَلَوْ
يَشَاءُ
اللَّهُ
لَانْتَصَرَ
مِنْهُمْ
وَلَٰكِنْ
لِيَبْلُوَ
بَعْضَكُمْ
بِبَعْضٍ
وَالَّذِينَ
قُتِلُوا
فِي
سَبِيلِ
اللَّهِ
فَلَنْ
يُضِلَّ
أَعْمَالَهُمْ
(4)
سَيَهْدِيهِمْ
وَيُصْلِحُ
بَالَهُمْ
(5)
وَيُدْخِلُهُمُ
الْجَنَّةَ
عَرَّفَهَا
لَهُمْ
(6)
يَا أَيُّهَا
الَّذِينَ
امَنُوا
إِنْ
تَنْصُرُوا
اللَّهَ
يَنْصُرْكُمْ
وَيُثَبِّتْ
أَقْدَامَكُمْ
(7)
وَالَّذِينَ
كَفَرُوا
فَتَعْسًا
لَهُمْ
وَأَضَلَّ
أَعْمَالَهُمْ
(8)
ذَٰلِكَ
بِأَنَّهُمْ
كَرِهُوا
مَا
أَنْزَلَ
اللَّهُ
فَأَحْبَطَ
أَعْمَالَهُمْ
(9)
أَفَلَمْ
يَسِيرُوا
فِي
الْأَرْضِ
فَيَنْظُرُوا
كَيْفَ
كَانَ
عَاقِبَةُ
الَّذِينَ
مِنْ
قَبْلِهِمْ
دَمَّرَ
اللَّهُ
عَلَيْهِمْ
وَلِلْكَافِرِينَ
أَمْثَالُهَا
(10)
ذَٰلِكَ
بِأَنَّ
اللَّهَ
مَوْلَى
الَّذِينَ
امَنُوا
وَأَنَّ
الْكَافِرِينَ
لَا
مَوْلَىٰ
لَهُمْ
(11)
إِنَّ
اللَّهَ
يُدْخِلُ
الَّذِينَ
امَنُوا
وَعَمِلُوا
الصَّالِحَاتِ
جَنَّاتٍ
تَجْرِي
مِنْ
تَحْتِهَا
الْأَنْهَارُ
وَالَّذِينَ
كَفَرُوا
يَتَمَتَّعُونَ
وَيَأْكُلُونَ
كَمَا
تَأْكُلُ
الْأَنْعَامُ
وَالنَّارُ
مَثْوًى
لَهُمْ
(12)
وَكَأَيِّنْ
مِنْ
قَرْيَةٍ
هِيَ
أَشَدُّ
قُوَّةً
مِنْ
قَرْيَتِكَ
الَّتِي
أَخْرَجَتْكَ
أَهْلَكْنَاهُمْ
فَلَا
نَاصِرَ
لَهُمْ
(13)
أَفَمَنْ
كَانَ
عَلَىٰ
بَيِّنَةٍ
مِنْ
رَبِّهِ
كَمَنْ
زُيِّنَ
لَهُ
سُوءُ
عَمَلِهِ
وَاتَّبَعُوا
أَهْوَاءَهُمْ
(14)
مَثَلُ
الْجَنَّةِ
الَّتِي
وُعِدَ
الْمُتَّقُونَ
فِيهَا
أَنْهَارٌ
مِنْ
مَاءٍ
غَيْرِ
اسِنٍ
وَأَنْهَارٌ
مِنْ
لَبَنٍ
لَمْ
يَتَغَيَّرْ
طَعْمُهُ
وَأَنْهَارٌ
مِنْ
خَمْرٍ
لَذَّةٍ
لِلشَّارِبِينَ
وَأَنْهَارٌ
مِنْ
عَسَلٍ
مُصَفًّى
وَلَهُمْ
فِيهَا
مِنْ
كُلِّ
الثَّمَرَاتِ
وَمَغْفِرَةٌ
مِنْ
رَبِّهِمْ
كَمَنْ
هُوَ
خَالِدٌ
فِي
النَّارِ
وَسُقُوا
مَاءً
حَمِيمًا
فَقَطَّعَ
أَمْعَاءَهُمْ
(15)
وَمِنْهُمْ
مَنْ
يَسْتَمِعُ
إِلَيْكَ
حَتَّىٰ
إِذَا
خَرَجُوا
مِنْ
عِنْدِكَ
قَالُوا
لِلَّذِينَ
أُوتُوا
الْعِلْمَ
مَاذَا
قَالَ
انِفًا
أُولَٰئِكَ
الَّذِينَ
طَبَعَ
اللَّهُ
عَلَىٰ
قُلُوبِهِمْ
وَاتَّبَعُوا
أَهْوَاءَهُمْ
(16)
وَالَّذِينَ
اهْتَدَوْا
زَادَهُمْ
هُدًى
وَاتَاهُمْ
تَقْوَاهُمْ
(17)
فَهَلْ
يَنْظُرُونَ
إِلَّا
السَّاعَةَ
أَنْ
تَأْتِيَهُمْ
بَغْتَةً
فَقَدْ
جَاءَ
أَشْرَاطُهَا
فَأَنَّىٰ
لَهُمْ
إِذَا
جَاءَتْهُمْ
ذِكْرَاهُمْ
(18)
فَاعْلَمْ
أَنَّهُ
لَا
إِلَٰهَ
إِلَّا
اللَّهُ
وَاسْتَغْفِرْ
لِذَنْبِكَ
وَلِلْمُؤْمِنِينَ
وَالْمُؤْمِنَاتِ
وَاللَّهُ
يَعْلَمُ
مُتَقَلَّبَكُمْ
وَمَثْوَاكُمْ
(19)
وَيَقُولُ
الَّذِينَ
امَنُوا
لَوْلَا
نُزِّلَتْ
سُورَةٌ
فَإِذَا
أُنْزِلَتْ
سُورَةٌ
مُحْكَمَةٌ
وَذُكِرَ
فِيهَا
الْقِتَالُ
رَأَيْتَ
الَّذِينَ
فِي
قُلُوبِهِمْ
مَرَضٌ
يَنْظُرُونَ
إِلَيْكَ
نَظَرَ
الْمَغْشِيِّ
عَلَيْهِ
مِنَ
الْمَوْتِ
فَأَوْلَىٰ
لَهُمْ
(20)
طَاعَةٌ
وَقَوْلٌ
مَعْرُوفٌ
فَإِذَا
عَزَمَ
الْأَمْرُ
فَلَوْ
صَدَقُوا
اللَّهَ
لَكَانَ
خَيْرًا
لَهُمْ
(21)
فَهَلْ
عَسَيْتُمْ
إِنْ
تَوَلَّيْتُمْ
أَنْ
تُفْسِدُوا
فِي
الْأَرْضِ
وَتُقَطِّعُوا
أَرْحَامَكُمْ
(22)
أُولَٰئِكَ
الَّذِينَ
لَعَنَهُمُ
اللَّهُ
فَأَصَمَّهُمْ
وَأَعْمَىٰ
أَبْصَارَهُمْ
(23)
أَفَلَا
يَتَدَبَّرُونَ
الْقُرْانَ
أَمْ
عَلَىٰ
قُلُوبٍ
أَقْفَالُهَا
(24)
إِنَّ
الَّذِينَ
ارْتَدُّوا
عَلَىٰ
أَدْبَارِهِمْ
مِنْ
بَعْدِ
مَا
تَبَيَّنَ
لَهُمُ
الْهُدَى
الشَّيْطَانُ
سَوَّلَ
لَهُمْ
وَأَمْلَىٰ
لَهُمْ
(25)
ذَٰلِكَ
بِأَنَّهُمْ
قَالُوا
لِلَّذِينَ
كَرِهُوا
مَا
نَزَّلَ
اللَّهُ
سَنُطِيعُكُمْ
فِي
بَعْضِ
الْأَمْرِ
وَاللَّهُ
يَعْلَمُ
إِسْرَارَهُمْ
(26)
فَكَيْفَ
إِذَا
تَوَفَّتْهُمُ
الْمَلَائِكَةُ
يَضْرِبُونَ
وُجُوهَهُمْ
وَأَدْبَارَهُمْ
(27)
ذَٰلِكَ
بِأَنَّهُمُ
اتَّبَعُوا
مَا
أَسْخَطَ
اللَّهَ
وَكَرِهُوا
رِضْوَانَهُ
فَأَحْبَطَ
أَعْمَالَهُمْ
(28)
أَمْ
حَسِبَ
الَّذِينَ
فِي
قُلُوبِهِمْ
مَرَضٌ
أَنْ
لَنْ
يُخْرِجَ
اللَّهُ
أَضْغَانَهُمْ
(29)
وَلَوْ
نَشَاءُ
لَأَرَيْنَاكَهُمْ
فَلَعَرَفْتَهُمْ
بِسِيمَاهُمْ
وَلَتَعْرِفَنَّهُمْ
فِي
لَحْنِ
الْقَوْلِ
وَاللَّهُ
يَعْلَمُ
أَعْمَالَكُمْ
(30)
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ
حَتَّىٰ
نَعْلَمَ
الْمُجَاهِدِينَ
مِنْكُمْ
وَالصَّابِرِينَ
وَنَبْلُوَ
أَخْبَارَكُمْ
(31)
إِنَّ
الَّذِينَ
كَفَرُوا
وَصَدُّوا
عَنْ
سَبِيلِ
اللَّهِ
وَشَاقُّوا
الرَّسُولَ
مِنْ
بَعْدِ
مَا
تَبَيَّنَ
لَهُمُ
الْهُدَىٰ
لَنْ
يَضُرُّوا
اللَّهَ
شَيْئًا
وَسَيُحْبِطُ
أَعْمَالَهُمْ
(32)
يَا أَيُّهَا
الَّذِينَ
امَنُوا
أَطِيعُوا
اللَّهَ
وَأَطِيعُوا
الرَّسُولَ
وَلَا
تُبْطِلُوا
أَعْمَالَكُمْ
(33)
إِنَّ
الَّذِينَ
كَفَرُوا
وَصَدُّوا
عَنْ
سَبِيلِ
اللَّهِ
ثُمَّ
مَاتُوا
وَهُمْ
كُفَّارٌ
فَلَنْ
يَغْفِرَ
اللَّهُ
لَهُمْ
(34)
فَلَا
تَهِنُوا
وَتَدْعُوا
إِلَى
السَّلْمِ
وَأَنْتُمُ
الْأَعْلَوْنَ
وَاللَّهُ
مَعَكُمْ
وَلَنْ
يَتِرَكُمْ
أَعْمَالَكُمْ
(35)
إِنَّمَا
الْحَيَاةُ
الدُّنْيَا
لَعِبٌ
وَلَهْوٌ
وَإِنْ
تُؤْمِنُوا
وَتَتَّقُوا
يُؤْتِكُمْ
أُجُورَكُمْ
وَلَا
يَسْأَلْكُمْ
أَمْوَالَكُمْ
(36)
إِنْ
يَسْأَلْكُمُوهَا
فَيُحْفِكُمْ
تَبْخَلُوا
وَيُخْرِجْ
أَضْغَانَكُمْ
(37)
هَا أَنْتُمْ
هَٰؤُلَاءِ
تُدْعَوْنَ
لِتُنْفِقُوا
فِي
سَبِيلِ
اللَّهِ
فَمِنْكُمْ
مَنْ
يَبْخَلُ
وَمَنْ
يَبْخَلْ
فَإِنَّمَا
يَبْخَلُ
عَنْ
نَفْسِهِ
وَاللَّهُ
الْغَنِيُّ
وَأَنْتُمُ
الْفُقَرَاءُ
وَإِنْ
تَتَوَلَّوْا
يَسْتَبْدِلْ
قَوْمًا
غَيْرَكُمْ
ثُمَّ
لَا
يَكُونُوا
أَمْثَالَكُمْ
(38)
Muhammed Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1.
İnkar edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların işlerini Allah boşa çıkarmıştır.
2.
İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
3.
Bunun sebebi, inkar edenlerin batıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır. İşte böylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatır.
4.
(Savaşta)
inkar edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın
(esir alın)
. Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz.
5.
Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şadedecek.
6.
Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.
7.
Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a
(Allah'ın dinine)
yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.
8.
İnkar edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.
9.
Bunun sebebi, Allah'ın indirdiğini beğenmemeleridir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır.
10.
Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Allah onları yere batırmıştır. Kafirlere de onların benzeri vardır.
11.
Bu, Allah'ın, inananların yardımcısı olmasından dolayıdır. Kafirlere gelince, onların yardımcıları yoktur.
12.
Muhakkak ki Allah, inanıp iyi işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar; inkar edenler ise
(dünyadan)
faydalanırlar, hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir.
13.
Senin şehrinden -ki ora
(halkı)
seni çıkardı daha kuvvetli nice şehirleri yok ettik; onlara bir yardım eden de çıkmadı.
14.
Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işi kendisine güzel görünen ve heveslerine uyan kimse gibi olur mu?
15.
Müttakilere vadolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedi kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?
16.
Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara "Az önce ne demişti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'ın kalplerini mühürlediği, heva ve heveslerine uyan kimselerdir.
17.
Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.
18.
Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı bekliyorlar? Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar!
19.
Bil ki, Allah'tan başka ilah yoktur.
(Habibim!)
Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.
20.
İman etmiş olanlar: Keşke cihad hakkında bir sure indirilmiş olsaydı! derler. Ama hükmü açık bir sure indirilip de onda savaştan söz edilince, kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığı geçiren kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. Onlara yakışan da budur!
21.
(Onların vazifesi)
itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.
22.
Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
23.
İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
24.
Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?
25.
Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.
26.
Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: Bazı hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir. Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor.
27.
Ya melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak!
28.
Bunun sebebi, onların Allah'ı gazaplandıran şeylerin ardınca gitmeleri ve O'nu razı edecek şeylerden hoşlanmamalarıdır. Bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır.
29.
Kalplerinde hastalık olanlar, yoksa Allah'ın, kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar?
30.
Biz dileseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları konuşma tarzlarından tanırsın. Allah işlediklerinizi bilir.
31.
Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.
32.
İnkar edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
33.
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın.
34.
İnkar edip Allah yolundan alıkoyanları ve sonra da kafir olarak ölenleri Allah asla bağışlamaz.
35.
Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.
36.
Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız Allah size mükafatınızı verir. Ve sizden mallarınızı
(tamamen sarfetmenizi)
istemez.
37.
Eğer onları
(tamamını)
isteseydi ve sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz ve bu da sizin kinlerinizi ortaya çıkarırdı.
38.
İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.
sureler
Fâtiha
(1)
Bakara
(2)
Âl-i İmrân
(3)
Nisâ
(4)
Mâide
(5)
En’âm
(6)
A’râf
(7)
Enfâl
(8)
Tevbe
(9)
Yûnus
(10)
Hûd
(11)
Yûsuf
(12)
Ra’d
(13)
İbrahim
(14)
Hicr
(15)
Nahl
(16)
İsrâ
(17)
Kehf
(18)
Meryem
(19)
Tâ-Hâ
(20)
Enbiyâ
(21)
Hac
(22)
Mü’minûn
(23)
Nûr
(24)
Furkân
(25)
Şu’arâ
(26)
Neml
(27)
Kasas
(28)
Ankebût
(29)
Rûm
(30)
Lokman
(31)
Secde
(32)
Ahzâb
(33)
Sebe’
(34)
Fâtır
(35)
Yâsîn
(36)
Sâffât
(37)
Sâd
(38)
Zümer
(39)
Mü’min
(40)
Fussilet
(41)
Şûrâ
(42)
Zuhruf
(43)
Duhân
(44)
Câsiye
(45)
Ahkâf
(46)
Muhammed
(47)
Fetih
(48)
Hucurât
(49)
Kâf
(50)
Zâriyât
(51)
Tûr
(52)
Necm
(53)
Kamer
(54)
Rahmân
(55)
Vâkı’a
(56)
Hadîd
(57)
Mücâdele
(58)
Haşr
(59)
Mümtehine
(60)
Saff
(61)
Cum’a
(62)
Münâfikûn
(63)
Teğâbun
(64)
Talâk
(65)
Tahrîm
(66)
Mülk
(67)
Kalem
(68)
Hâkka
(69)
Me’âric
(70)
Nûh
(71)
Cin
(72)
Müzzemmil
(73)
Müddessir
(74)
Kıyâme
(75)
İnsan
(76)
Mürselât
(77)
Nebe’
(78)
Nâzi’ât
(79)
Abese
(80)
Tekvîr
(81)
İnfitâr
(82)
Mutaffifîn
(83)
İnşikâk
(84)
Bürûc
(85)
Târık
(86)
A’lâ
(87)
Gâşiye
(88)
Fecr
(89)
Beled
(90)
Şems
(91)
Leyl
(92)
Duhâ
(93)
İnşirâh
(94)
Tîn
(95)
Alak
(96)
Kadr
(97)
Beyyine
(98)
Zilzâl
(99)
Âdiyât
(100)
Kâri’a
(101)
Tekâsür
(102)
Asr
(103)
Hümeze
(104)
Fil
(105)
Kureyş
(106)
Mâ’ûn
(107)
Kevser
(108)
Kâfirûn
(109)
Nasr
(110)
Tebbet
(111)
İhlâs
(112)
Felâk
(113)
Nâs
(114)
Copyright © 2023. Designer by
Emin
. All Rights Reserved.