KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَلَقَدْ veleḳad ve andolsun  
جِئْتُمُونَا ci’tumūnā yine bize geldiniz ج ي ا
فُرَادَىٰ furādā tek olarak ف ر د
كَمَا kemā gibi  
خَلَقْنَاكُمْ ḣaleḳnākum sizi yarattığımız خ ل ق
أَوَّلَ evvele ilk ا و ل
مَرَّةٍ merratin kez م ر ر
وَتَرَكْتُمْ ve teraktum ve bıraktınız ت ر ك
مَا şeyleri  
خَوَّلْنَاكُمْ ḣavvelnākum sizi hayaline daldırdığımız خ و ل
وَرَاءَ verāe arkasında و ر ي
ظُهُورِكُمْ Zuhūrikum sırtlarınız ظ ه ر
وَمَا ve mā  
نَرَىٰ nerā ve görmüyoruz ر ا ي
مَعَكُمْ meǎkum yanınızda  
شُفَعَاءَكُمُ şufeǎāekumu şefaatçilerinizi ش ف ع
الَّذِينَ elleƶīne kimseleri  
زَعَمْتُمْ zeǎmtum sandığınız ز ع م
أَنَّهُمْ ennehum onların  
فِيكُمْ fīkum içinizden  
شُرَكَاءُ şurakāu ortak olduklarını ش ر ك
لَقَدْ leḳad andolsun  
تَقَطَّعَ teḳaTTaǎ bağlar kesilmiş ق ط ع
بَيْنَكُمْ beynekum aranızdaki ب ي ن
وَضَلَّ ve Delle ve kaybolup gitmiştir ض ل ل
عَنْكُمْ ǎnkum sizden  
مَا şeyler  
كُنْتُمْ kuntum ك و ن
تَزْعُمُونَ tez’ǔmūne sandığınız ز ع م
TÜRKÇE OKUNUŞ
94. veleḳad ci'tümûnâ fürâdâ kemâ ḫalaḳnâküm evvele merrativ veteraktüm mâ ḫavvelnâküm verâe żuhûriküm. vemâ nerâ me`aküm şüfe`âekümü-lleẕîne za`amtüm ennehüm fîküm şürakâ'. leḳat teḳaṭṭa`a beyneküm veḍalle `anküm mâ küntüm tez`umûn.
DİYANET VAKFI
94. Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz ve (dünyada) size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Yaratılışınızda ortaklarımız sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, aranız açılmış ve (tanrı) sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir.
DİYANET İŞLERİ
94. Onlara: "And olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi size verdiklerimizi ardınızda bırakarak bize birer birer geldiniz; içinizde Allah'ın ortakları olduğunu sandığınız şefaatçılarınızı beraber görmüyoruz. And olsun ki aranızdaki bağlar kopmuş, ortak sandıklarınız sizden ayrılmışlardır" denecek.
ELMALILI HAMDI YAZIR
94. Bugün, sizi ilk defa yarattığımız zamanki gibi yapayalnız huzurumuza geldiniz, size verdiğimiz herşeyi arkanızda bıraktınız. Allah'ın size göre ortağı olduklarını iddia ederek yardımlarına, şefaatlarına güvendiğiniz ortakları yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiş, güvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmiştir.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
94. Andolsun ki size verdiğimiz her şeyi arkanızda bırakmışsınız da sizi evvelce nasıl yarattıysak tıpkı onun gibi tek başınıza, yapayalnız huzurumuza gelmişsiniz. Sizce Tanrıya eş olan şefaatçilerimizi de yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bağlar, tamamıyla kopmuş, boşuna umduklarınız elinizden çıkmış, kaybolup gitmiştir.
ALİ BULAÇ
94. Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) 'teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)' Bize geldiniz ve size lütfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp-koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.
SÜLEYMAN ATEŞ
94. Andolsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi, yine tek olarak bize geldiniz ve (dünyada) sizi hayaline daldırdığımız şeyleri arkanızda bıraktınız. Hani, siz(in yaratılışınızda ve ibadetleriniz)de (bize) ortak olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bağlar kesilmiş ve (şefa'atçi) sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir!
GÜLTEKİN ONAN
94. Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) 'teker teker, yapayalnız ve yalın (olarak)' bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp-koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.
SUAT YILDIRIM
94. Kıyamet günü de Hak Teâlâ şöyle buyuracaktır:” İşte siz ilk yarattığımızda olduğunuz gibi çırıl çıplak, teker teker huzurumuza geldiniz! Size verdiğimiz mallarınızı da çok gerilerde bıraktınız.Hani, siz dünyada iken Allah'a şerik olduğunu iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz? Gördünüz ya, aranızdaki bağlar bir bir koptu ve ortak olduklarını iddia edip güvendiklerinizin hepsi sizden uzaklaştı.” (28,62-74; 26,92-93; 2,166-167; 23,101; 29,25; 28,64; 74,11)