KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَأَنَّا ve ennā ve elbette biz  
كُنَّا kunnā idik ك و ن
نَقْعُدُ neḳ’ǔdu oturur ق ع د
مِنْهَا minhā onun  
مَقَاعِدَ meḳāǐde oturma yerlerinde ق ع د
لِلسَّمْعِ lissem’ǐ dinlemeğe mahsus س م ع
فَمَنْ femen artık kim  
يَسْتَمِعِ yestemiǐ dinlemek istese س م ع
الْانَ l-āne şimdi  
يَجِدْ yecid bulur و ج د
لَهُ lehu kendisini  
شِهَابًا şihāben bir ışın ش ه ب
رَصَدًا raSaden gözetleyen ر ص د
TÜRKÇE OKUNUŞ
9. veennâ künnâ naḳ`udü minhâ meḳâ`ide lissem`. femey yestemi`i-l'âne yecid lehû şihâber raṣadâ.
DİYANET VAKFI
9. Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor.
DİYANET İŞLERİ
9. "Doğrusu biz, göğün dinleyebileceğimiz bir yerinde otururduk; ama şimdi kim dinleyecek olsa, kendisini gözleyen bir ateş (ışın) buluyor."
ELMALILI HAMDI YAZIR
9. "Doğrusu biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
9. Ve gerçekten de biz, orada, bir söz duymak için bazı yerlere otururduk, fakat şimdi kim, dinlemeye kalkışsa kendisini gözetliyen bir şihap buluyor.
ALİ BULAÇ
9. "Oysa gerçekte biz, dinlemek için onun oturma yerlerinde otururduk. Ama şimdi kim dinleyecek olsa, (hemen) kendisini izleyen bir şihab bulur."
SÜLEYMAN ATEŞ
9. Ve biz onun dinlemeğe mahsus olan oturma yerlerinde oturur(gayb haberlerini dinlemeğe çalışır)dık. Artık şimdi kim dinlemek istese, kendisini gözetleyen bir ışın bulur.
GÜLTEKİN ONAN
9. Oysa gerçekte biz, dinlemek için onun oturma yerlerinde otururduk. Ama şimdi kim dinleyecek olsa, hemen kendisini izleyen bir şihab bulur."
SUAT YILDIRIM
9. “Önceleri biz göğün bazı yerlerinde oturup dinleme merkezleri edinirdik. Ama şimdi kim dinlemeye kalkışırsa, derhal kendini gözetleyip izleyen bir alevle karşılaşıyor. {KM, Tekvin 3,24}