KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَإِذْ ve iƶ ve hani  
أَخَذْنَا eḣaƶnā biz almıştık ا خ ذ
مِيثَاقَ mīṧāḳa bir söz و ث ق
بَنِي benī oğullarından ب ن ي
إِسْرَائِيلَ isrāīle İsrail  
لَا  
تَعْبُدُونَ teǎ’budūne kulluk etmeyeceksiniz ع ب د
إِلَّا illā başkasına  
اللَّهَ llahe Allah’tan  
وَبِالْوَالِدَيْنِ ve bil-vālideyni ve anaya-babaya و ل د
إِحْسَانًا iHsānen iyilik edeceksiniz ح س ن
وَذِي ve ƶī ve  
الْقُرْبَىٰ l-ḳurbā yakınlara ق ر ب
وَالْيَتَامَىٰ velyetāmā ve yetimlere ي ت م
وَالْمَسَاكِينِ velmesākīni ve yoksullara س ك ن
وَقُولُوا ve ḳūlū ve söyleyin ق و ل
لِلنَّاسِ linnāsi insanlara ن و س
حُسْنًا Husnen güzel söz ح س ن
وَأَقِيمُوا ve eḳīmū ve kılın ق و م
الصَّلَاةَ S-Salāte namazı ص ل و
وَاتُوا ve ātū ve verin ا ت ي
الزَّكَاةَ z-zekāte zekatı ز ك و
ثُمَّ ṧumme sonra  
تَوَلَّيْتُمْ tevelleytum döndünüz و ل ي
إِلَّا illā hariç  
قَلِيلًا ḳalīlen pek azınız ق ل ل
مِنْكُمْ minkum sizden olan  
وَأَنْتُمْ ve entum ve siz  
مُعْرِضُونَ muǎ’riDūne yüz çeviriyorsunuz ع ر ض
TÜRKÇE OKUNUŞ
83. veiẕ eḫaẕnâ mîŝâḳa benî isrâîle lâ ta`büdûne ille-llâhe vebilvâlideyni iḥsânev veẕi-lḳurbâ velyetâmâ velmesâkîni veḳûlû linnâsi ḥusnev veeḳîmu-ṣṣalâte veâtü-zzekâh. ŝümme tevelleytüm illâ ḳalîlem minküm veentüm mü`riḍûn.
DİYANET VAKFI
83. Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve "İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin" diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.
DİYANET İŞLERİ
83. İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel konuşun, namazı kılın, zekatı verin" diye söz almıştık. Sonra siz pek azınız müstesna, döndünüz; hala da yüz çevirip duruyorsunuz.
ELMALILI HAMDI YAZIR
83. Hani bir vakitler İsrailoğulları'ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık: Allah'dan başkasına tapmayacaksınız, anababaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
83. Bir zaman İsrailoğullarından, Allah'tan başkasına tapmamak, anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik etmek üzere kesin söz almıştık. İnsanlara güzellikle söz söyleyin, iyi şeyler buyurun, namaz kılın, zekat verin demiştik. Sonra pek azınız müstesna, sözünüzden dönmüştünüz, hala da dönmedesiniz zaten.
ALİ BULAÇ
83. Hani İsrailoğulları’ndan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.
SÜLEYMAN ATEŞ
83. Biz İsrail oğullarından şöyle söz almıştık: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anaya-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin!" Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz; hala da yüz çevirip duruyorsunuz.
GÜLTEKİN ONAN
83. Hani İsrailoğullarından "Tanrı'dan başkasına kulluk etmeyin, anaya babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın (ihsanen), insanlara güzel söz söyleyin, namazı gözetin ve zekatı verin" diye misak almıştık Sonra siz pek azınız dışında döndünüz / yüz çevirdiniz (tevelleytüm) ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.
SUAT YILDIRIM
83. Bir vakit İsrailoğullarından söz alıp: “Allah'tan başkasına ibadet etmeyin! Anneye babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara güzel muamele edin, İnsanlara tatlı söz söyleyin, namazı hakkıyla eda edin, zekâtı verin!” demiştik. Sonra pek azınız hariç, sözünüzden döndünüz. Hâlâ da yüz çevirmektesiniz. (17,23-26; 31,13-15)