KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَدَاوُودَ ve dāvūde ve Davud’u  
وَسُلَيْمَانَ ve suleymāne ve Süleyman’ı  
إِذْ hani  
يَحْكُمَانِ yeHkumāni onlar hükmediyorlardı ح ك م
فِي hakkında  
الْحَرْثِ l-Harṧi bir ekin ح ر ث
إِذْ zaman  
نَفَشَتْ nefeşet yayıldığı ن ف ش
فِيهِ fīhi orada  
غَنَمُ ğanemu davarının غ ن م
الْقَوْمِ l-ḳavmi toplumun ق و م
وَكُنَّا ve kunnā biz de idik ك و ن
لِحُكْمِهِمْ liHukmihim onların hükümlerine ح ك م
شَاهِدِينَ şāhidīne şahid ش ه د
TÜRKÇE OKUNUŞ
78. vedâvûde vesüleymâne iẕ yaḥkümâni fi-lḥarŝi iẕ nefeşet fîhi ganemü-lḳavm. vekünnâ liḥukmihim şâhidîn.
DİYANET VAKFI
78. Davud ve Süleyman'ı da (an). Bir zaman, bir ekin konusunda hüküm veriyorlardı: bir gurup insanın koyun sürüsü, geceleyin başıboş bir vaziyette bu ekinin içine dağılıp ziyan vermişti. Biz onların hükmünü görüp bilmekte idik.
DİYANET İŞLERİ
78. Davud ve Süleyman da milletin koyunlarının yayıldığı bir ekin hakkında hüküm veriyorlarken, Biz onların hükmüne şahiddik.
ELMALILI HAMDI YAZIR
78. Davud ve Süleyman'ı da (hatırla). Hani onlar ekin hakkında hüküm veriyorlardı. Hani milletin koyunları (geceleyin) içinde yayılmıştı, biz onların hükmüne şahittik.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
78. Davud'la Süleyman da, hani bir topluluğun koyunları, geceleyin birisinin tarlasına yayılmış, harap etmişti de bu hususta hüküm vermişlerdi ve biz de hükümlerine tanık olmuştuk.
ALİ BULAÇ
78. Davud ve Süleyman da; hani kavmin hayvanlarının içine girip yayıldığı ekin-tarlaları konusunda hüküm yürütüyorlardı. Biz onların hükmüne şahid idik.
SÜLEYMAN ATEŞ
78. Davud ile Süleyman'ı da (an); hani onlar, toplumun davarının yayıldığı bir ekin hakkında hükmediyorlardı, biz de onların hükümlerine tanık idik.
GÜLTEKİN ONAN
78. Davud ve Süleyman da; hani kavmin hayvanlarının içine girip yayıldığı ekin-tarlaları konusunda hüküm yürütüyorlardı. Biz onların hükmüne şahid idik.
SUAT YILDIRIM
78. Davud ile Süleyman'ı da... Hani bir defasında onlar bir ekin konusunda hüküm veriyorlardı. Şöyle ki: Geceleyin bir grup insanın koyun sürüsü ekin tarlasına yayılmış, zarar vermişti. Biz de onların bu hükümlerine tanık oluyorduk.