KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَمِنْ ve min -nden  
أَهْلِ ehli ehli- ا ه ل
الْكِتَابِ l-kitābi Kitap ك ت ب
مَنْ men öylesi vardır ki  
إِنْ in eğer  
تَأْمَنْهُ te’menhu ona emanet bıraksan ا م ن
بِقِنْطَارٍ biḳinTārin yüklerle mal ق ن ط ر
يُؤَدِّهِ yueddihi onu öder ا د ي
إِلَيْكَ ileyke sana  
وَمِنْهُمْ ve minhum ve onlardan  
مَنْ men öylesi de vardır ki  
إِنْ in eğer  
تَأْمَنْهُ te’menhu ona versen ا م ن
بِدِينَارٍ bidīnārin bir dinar د ن ر
لَا  
يُؤَدِّهِ yueddihi onu ödemez ا د ي
إِلَيْكَ ileyke sana  
إِلَّا illā başka türlü  
مَا  
دُمْتَ dumte sürekli د و م
عَلَيْهِ ǎleyhi başına  
قَائِمًا ḳāimen dikilmeden ق و م
ذَٰلِكَ ƶālike bu  
بِأَنَّهُمْ biennehum onların içindir  
قَالُوا ḳālū dedikleri ق و ل
لَيْسَ leyse yoktur ل ي س
عَلَيْنَا ǎleynā bize  
فِي karşı  
الْأُمِّيِّينَ l-ummiyyīne ümmilere ا م م
سَبِيلٌ sebīlun bir yol sorumluluk س ب ل
وَيَقُولُونَ ve yeḳūlūne ve söylüyorlar ق و ل
عَلَى ǎlā karşı  
اللَّهِ llahi Allah’a  
الْكَذِبَ l-keƶibe yalan ك ذ ب
وَهُمْ vehum ve onlar  
يَعْلَمُونَ yeǎ’lemūne bile bile ع ل م
TÜRKÇE OKUNUŞ
75. vemin ehli-lkitâbi men in te'menhü biḳinṭâriy yü'eddihî ileyk. veminhüm men in te'menhü bidînâril lâ yü'eddihî ileyke illâ mâ dümte `aleyhi ḳâimâ. ẕâlike biennehüm ḳâlû leyse `aleynâ fi-l'ümmiyyîne sebîl. veyeḳûlûne `ale-llâhi-lkeẕibe vehüm ya`lemûn.
DİYANET VAKFI
75. Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmilere karşı yaptıklarımızdan dolayı bize vebal yoktur" demelerindendir. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar.
DİYANET İŞLERİ
75. Kitap ehli arasında kantarla emanet bıraksan onu sana ödeyen ve bir lira emanet etsen, tepesine dikilmedikçe onu sana ödemeyen vardır. Bu, onların: "Kitapsızlara karşı üzerimize bir sorumluluk yoktur" demelerindendir. Onlar bile bile Allah'a karşı yalan söylemektedirler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
75. Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana eksiksiz iade eder. Fakat öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmîlere karşı yaptıklarımızdan bize vebal yoktur." demelerinden dolayıdır. Ve onlar, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
75. Kitap ehlinin içinde öylesi vardır ki ona bir kantar altın emanet etsen onu, olduğu gibi öder. Öylesi de vardır ki bir altın emanet etsen ayak direyip ısrar etmedikçe geri vermez. Bu da, okumayazma bilmeyenlerin mallarını almada bir vebal yok bize demelerindendir. Bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.
ALİ BULAÇ
75. Kitap Ehlinden öylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, sen, onun tepesine dikilip durmadıkça onu sana ödemez. Bu onların "ümmiler (zayıf ve bilgisizler veya Ehl-i Kitap olmayanlar) konusunda üzerinizde bir yol (sorumluluk) yoktur" demiş olmalarındandır. Oysa kendileri (gerçeği) bildikleri halde Allah'a karşı yalan söylemektedirler.
SÜLEYMAN ATEŞ
75. Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle emanet bıraksan, onu sana öder. Onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar versen, devamlı olarak başına dikilmeden onu sana ödemez. Onlar "Ümmilere karşı bize bir sorumluluk yoktur." dedikleri için böyle yapıyorlar ve Allah'a karşı bile bile yalan söylüyorlar.
GÜLTEKİN ONAN
75. Kitap ehlinden öylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, sen onun tepesine dikilip durmadıkça onu sana ödemez. Bu onların "ümmiler [zayıf ve bilgisizler veya Ehl-i Kitap olmayanlar] konusunda üzerinizde bir yol (sorumluluk) yoktur" demiş olmalarındandır. Oysa kendileri (gerçeği) bildikleri halde Tanrı'ya karşı yalan söylemektedirler.
SUAT YILDIRIM
75. Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki kendisine yüklerle altın emanet bıraksan onları sana öder. Ama öylesi de vardır ki, bir altın bile versen başında dikilip durmadıkça onu sana geri vermez. Bunun sebebi, onların: “Ümmîler hakkında ne yaparsak mübahtır, ondan dolayı sorumlu olmayız.” demeleridir. Onlar bile bile, Allah hakkında yalan uydururlar. (3,14)