KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
فَكَذَّبُوهُ fekeƶƶebūhu O’nu yalanladılar ك ذ ب
فَأَنْجَيْنَاهُ feenceynāhu biz de kurtardık ن ج و
وَالَّذِينَ velleƶīne o kimseleri  
مَعَهُ meǎhu O’nunla berebar  
فِي bulunanları  
الْفُلْكِ l-fulki gemide ف ل ك
وَأَغْرَقْنَا ve eğraḳnā ve boğduk غ ر ق
الَّذِينَ elleƶīne kimseleri  
كَذَّبُوا keƶƶebū yalanlayanları ك ذ ب
بِايَاتِنَا biāyātinā ayetlerimizi ا ي ي
إِنَّهُمْ innehum çünkü onlar  
كَانُوا kānū idiler ك و ن
قَوْمًا ḳavmen bir kavim ق و م
عَمِينَ ǎmīne kör ع م ي
TÜRKÇE OKUNUŞ
64. fekeẕẕebûhü feenceynâhü velleẕîne me`ahû fi-lfülki veagraḳne-lleẕîne keẕẕebû biâyâtinâ. innehüm kânû ḳavmen `amîn.
DİYANET VAKFI
64. Onu yalanladılar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
DİYANET İŞLERİ
64. Onu yalanladılar; biz de onu ve gemide beraberinde olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda boğduk, çünkü onlar kör bir milletti.
ELMALILI HAMDI YAZIR
64. O'nu yalanladılar, biz de O'nu ve O'nunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları boğduk! Çünkü onlar, kalb gözleri körleşmiş bir kavim idiler.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
64. Fakat onlar, onu inkar ettiler, yalancı saydılar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık ve ayetlerimizi yalanlayanları suya boğduk. Şüphe yok ki onlar kör bir kavimdi.
ALİ BULAÇ
64. Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.
SÜLEYMAN ATEŞ
64. O'nu yalanladılar, biz de O'nunla berebar gemide bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
GÜLTEKİN ONAN
64. Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Ayetlerimizi84 yalanlayanları ise suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.
SUAT YILDIRIM
64. Onlar Nûh'u yalancı saydılar. Biz de onu ve yanında olanları gemide kurtardık, âyetlerimizi yalan sayanları ise boğduk. Çünkü onlar, basîretleri körelmiş kimselerdi. (29,15; 71,25)