KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
يَا أَيُّهَا yā eyyuhā ey  
النَّبِيُّ n-nebiyyu peygamber ن ب ا
إِنَّا innā şüphesiz biz  
أَحْلَلْنَا eHlelnā helal kıldık ح ل ل
لَكَ leke sana  
أَزْوَاجَكَ ezvāceke eşlerini ز و ج
اللَّاتِي l-lātī  
اتَيْتَ āteyte verdiğin ا ت ي
أُجُورَهُنَّ ucūrahunne ücretlerini mehirlerini ا ج ر
وَمَا ve mā ve  
مَلَكَتْ meleket bulunanları م ل ك
يَمِينُكَ yemīnuke elinde ي م ن
مِمَّا mimmā -nden  
أَفَاءَ efāe ganimet verdiği- ف ي ا
اللَّهُ llahu Allah’ın  
عَلَيْكَ ǎleyke sana  
وَبَنَاتِ ve benāti ve kızlarını ب ن ي
عَمِّكَ ǎmmike amcanın ع م م
وَبَنَاتِ ve benāti ve kızlarını ب ن ي
عَمَّاتِكَ ǎmmātike halalarının ع م م
وَبَنَاتِ ve benāti ve kızlarını ب ن ي
خَالِكَ ḣālike dayının خ و ل
وَبَنَاتِ ve benāti ve kızlarını ب ن ي
خَالَاتِكَ ḣālātike teyzelerinin خ و ل
اللَّاتِي l-lātī  
هَاجَرْنَ hācerne hicret eden ه ج ر
مَعَكَ meǎke seninle beraber  
وَامْرَأَةً vemraeten ve kadını م ر ا
مُؤْمِنَةً mumineten inanmış ا م ن
إِنْ in eğer  
وَهَبَتْ vehebet hibe ederse و ه ب
نَفْسَهَا nefsehā kendisini ن ف س
لِلنَّبِيِّ linnebiyyi peygambere ن ب ا
إِنْ in eğer  
أَرَادَ erāde dilediyse ر و د
النَّبِيُّ n-nebiyyu peygamberi ن ب ا
أَنْ en  
يَسْتَنْكِحَهَا yestenkiHahā kendisini nikahlamayı ن ك ح
خَالِصَةً ḣāliSaten mahsus olarak خ ل ص
لَكَ leke sana  
مِنْ min  
دُونِ dūni dışında د و ن
الْمُؤْمِنِينَ l-muminīne mü’minlerin ا م ن
قَدْ ḳad elbette  
عَلِمْنَا ǎlimnā biz biliyoruz ع ل م
مَا şeyi  
فَرَضْنَا feraDnā gerekli kıldığımız ف ر ض
عَلَيْهِمْ ǎleyhim onlara  
فِي hakkında  
أَزْوَاجِهِمْ ezvācihim eşleri ز و ج
وَمَا ve mā ve  
مَلَكَتْ meleket bulunanlar م ل ك
أَيْمَانُهُمْ eymānuhum ellerinin ي م ن
لِكَيْلَا likeylā için  
يَكُونَ yekūne olmaması ك و ن
عَلَيْكَ ǎleyke sana  
حَرَجٌ Haracun bir zorluk ح ر ج
وَكَانَ ve kāne ve ك و ن
اللَّهُ llahu Allah  
غَفُورًا ğafūran çok bağışlayan غ ف ر
رَحِيمًا raHīmen çok esirgeyendir ر ح م
TÜRKÇE OKUNUŞ
50. yâ eyyühe-nnebiyyü innâ aḥlelnâ leke ezvâceke-llâtî âteyte ücûrahünne vemâ meleket yemînüke mimmâ efâe-llâhü `aleyke vebenâti `ammike vebenâti `ammetike vebenâti ḫâlike vebenâti ḫâletike-llâtî hâcerne me`ak. vemraetem mü'mineten iv vehebet nefsehâ linnebiyyi in erâde-nnebiyyü ey yestenkiḥahâ. ḫâliṣatel leke min dûni-lmü'minîn. ḳad `alimnâ mâ feraḍnâ `aleyhim fî ezvâcihim vemâ meleket eymânühüm likeylâ yekûne `aleyke ḥarac. vekâne-llâhü gafûrar raḥîmâ.
DİYANET VAKFI
50. Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lazım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
DİYANET İŞLERİ
50. Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve Peygamber nikahlanmayı dilediği takdirde müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere kendisinin mehrini Peygambere hibe eden mümin kadını almanı helal kılmışızdır. Bir zorluğa uğramaman için; müminlerin eşleri ve cariyeleri hakkında onların üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu bildirmiştik. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
ELMALILI HAMDI YAZIR
50. Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
50. Ey Peygamber, mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın ganimet olarak sana ihsan ettiği ve senin de temellük ettiğin cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin, seninle beraber yurdundan göçen kızlarını helal ettik sana. Bir de inanan bir kadın, kendisini Peygambere bağışlar da Peygamber de dilediği takdirde onu nikahla almak isterse bu, yalnız sana helaldir, başka inananlara değil. Sana bir güçlük olmasın diye onlara, eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında ne farz ettiğimizi de gerçekten bildirdik ve Allah, suçları örter, rahimdir.
ALİ BULAÇ
50. Ey Peygamber, gerçekten Biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiçbir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
SÜLEYMAN ATEŞ
50. Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allah'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan(cariye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kıldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan(cariye)leri hakkında mü'minlere yapmalarını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (onların bu hususta ne yapması lazım geldiğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın, (sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
GÜLTEKİN ONAN
50. Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Tanrı'nın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği inançlı(kadın)ı da, inançlı(erkek)ler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere, (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeler) konusunda onlar (müminler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiç bir güçlük olmasın. Tanrı çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
SUAT YILDIRIM
50. Ey Peygamber! Biz, şu gruplara dahil kadınları sana helâl kıldık:Mehirlerini verdiğin eşlerini,Allah'ın sana harp esîri olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcan kızlarını, halan kızlarını, dayın ve teyzen kızlarını,Bir de mehir istemeksizin kendisini Peygambere hibe eden ve Peygamberin de kendisini nikâhlamak istediği mümin kadını, diğer müminlere değil, sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık.Bizim, müminlerin eşleri ve ellerinin altındaki cariyeler hakkında gerekli kıldığımız mehir gibi hususlar, zaten malumumuz olup onları bildirmiştik. Hibe yoluyla mehirsiz evlenmeyi sana mahsus kılmamız, nikâh konusunda senin için bir güçlük olmaması içindir. Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).