TÜRKÇE OKUNUŞ |
49. bel hüve âyâtüm beyyinâtün fî ṣudûri-lleẕîne ûtü-l`ilm. vemâ yecḥadü biâyâtinâ ille-żżâlimûn.
|
|
DİYANET VAKFI |
49. Hayır, o (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık ayetlerdir. Âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkar eder.
|
|
DİYANET İŞLERİ |
49. Hayır; Kuran, kendilerine ilim verilenlerin gönüllerinde yerleşen apaçık ayetlerdir. Ayetlerimizi, zalimlerden başka kimse, bile bile inkar etmez.
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
49. Hayır, o (Kur'ân), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile inkâr eder.
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
49. Hayır, o, kendilerine bilgi verilenlerin gönüllerinde kökleşip yerleşmiş olan apaçık delillerdir ve delillerimizi, zalimlerden başkası da bilerek inkar etmez.
|
|
ALİ BULAÇ |
49. Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde apaçık olan ayetlerdir. Zulmedenlerden başkası, Bizim ayetlerimizi inkar etmez.
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
49. Hayır, o (sana vahyedilenler) kendilerine bilgi verilmiş olanların göğüslerinde bulunan açık açık ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi, zalimlerden başkası inkar etmez.
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
49. Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde apaçık olan ayetlerdir84. Zulmedenlerden başkası bizim ayetlerimizi inkar etmez.
|
|
SUAT YILDIRIM |
49. (Şüpheye en ufak yer yok) O, kendilerine ilim nasib edilenlerin kalplerini aydınlatan parlak âyetlerdir. Evet, Bizim âyetlerimizi zalimlerden başkası inkâr etmez. (10,96 - 97)
|
|