KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَمَا ve mā ve  
نُرِيهِمْ nurīhim onlara göstermeyiz ر ا ي
مِنْ min hiçbir  
ايَةٍ āyetin mu’cize ا ي ي
إِلَّا illā başkasını  
هِيَ hiye o  
أَكْبَرُ ekberu daha büyük olandan ك ب ر
مِنْ min -nden  
أُخْتِهَا uḣtihā öteki- ا خ و
وَأَخَذْنَاهُمْ ve eḣaƶnāhum ve onları yakaladık ا خ ذ
بِالْعَذَابِ bil-ǎƶābi azablar ile ع ذ ب
لَعَلَّهُمْ leǎllehum umulur ki  
يَرْجِعُونَ yerciǔne dönerler ر ج ع
TÜRKÇE OKUNUŞ
48. vemâ nürîhim min âyetin illâ hiye ekberu min uḫtihâ. veeḫaẕnâhüm bil`aẕâbi le`allehüm yerci`ûn.
DİYANET VAKFI
48. Onlara gösterdiğimiz her bir ayet (mucize) diğerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye onları azaba uğrattık.
DİYANET İŞLERİ
48. Onlara gösterdiğimiz her mucize diğerinden daha büyüktü; doğru yola dönmeleri için onları azaba uğrattık.
ELMALILI HAMDI YAZIR
48. Bizim onlara gösterdiğimiz her bir mucize diğerinden daha büyüktü. Belki doğru yola dönerler diye biz onları azapla yakaladık.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
48. Onlara hiçbir delil göstermedik ki biri, öbüründen büyük olmasın ve tuttukları yoldan dönsünler diye de azaplandırdık onları.
ALİ BULAÇ
48. Biz onlara biri ötekinden daha büyük olmayan hiçbir ayet göstermedik. Belki dönerler diye, onları azapla yakalayıverdik.
SÜLEYMAN ATEŞ
48. Onlara gösterdiğimiz her mu'cize, mutlaka kızkardeşinden (ötekinden) büyüktü. Belki dönerler diye onları (kıtlık, tufan, çekirge gibi türlü) azab(lar) ile cezalandırdık.
GÜLTEKİN ONAN
48. Biz onlara biri ötekinden daha büyük olmayan hiç bir ayet göstermedik. Belki dönerler diye onları azabla yakalayıverdik.
SUAT YILDIRIM
48. Onlara hep birbirinden büyük mûcizeler gösterdik. Belki dönüş yaparlar diye azaplarla sarstık.