KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
وَإِذْ ve iƶ ve  
يَتَحَاجُّونَ yeteHāccūne birbirleriyle tartışırlarken ح ج ج
فِي içinde  
النَّارِ n-nāri ateşin ن و ر
فَيَقُولُ feyeḳūlu dediler ki ق و ل
الضُّعَفَاءُ D-Duǎfāu zayıf olanlar ض ع ف
لِلَّذِينَ lilleƶīne  
اسْتَكْبَرُوا stekberū büyüklük taslayanlara ك ب ر
إِنَّا innā elbette biz  
كُنَّا kunnā idik ك و ن
لَكُمْ lekum size  
تَبَعًا tebeǎn uymuş ت ب ع
فَهَلْ fehel -misiniz?  
أَنْتُمْ entum siz  
مُغْنُونَ muğnūne savabilir- غ ن ي
عَنَّا ǎnnā bizden  
نَصِيبًا neSīben ufak bir parçasını ن ص ب
مِنَ mine  
النَّارِ n-nāri ateşin ن و ر
TÜRKÇE OKUNUŞ
47. veiẕ yeteḥâccûne fi-nnâri feyeḳûlu-ḍḍu`afâü lilleẕîne-stekberû innâ künnâ leküm tebe`an fehel entüm mugnûne `annâ neṣîbem mine-nnâr.
DİYANET VAKFI
47. (Kafirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz? derler.
DİYANET İŞLERİ
47. Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, güçsüzler, büyüklük taslayanlara: "Doğrusu biz size uymuştuk, şimdi ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?" derler.
ELMALILI HAMDI YAZIR
47. Hele ateş içinde birbirlerini protesto ederlerken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara: "Hani bizler size tabi idik. Şimdi siz bizden bir ateş nöbetini savabiliyor musunuz?" derler.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
47. Ve ateşte, birbirleriyle çekişmeye başladıkları zaman düşkünler, ululuk satanlara diyecekler ki: Gerçekten size uymuştuk, sizin adamlarınızdık biz, ateşin bir miktarını olsun defedebilir misiniz bizden?
ALİ BULAÇ
47. Ateşin içinde, iddialar öne sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar, büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: "Gerçekten biz, size uymuş (teb'anız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?
SÜLEYMAN ATEŞ
47. Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara dediler ki: "Biz size uymuştuk. Şimdi siz, şu ateşin ufak bir parçasını bizden savabilir misiniz?"
GÜLTEKİN ONAN
47. Ateşin içinde, iddialar öne sürüp karşılıklı tartışırlarken zayıf olanlar büyüklenen (müstekbir)lere derler ki: "Gerçekten biz, size uymuş (tebanız) olan kimselerdik. Şimdi siz, ateşten bir parçasını olsun, bizden uzaklaştırabilir misiniz?
SUAT YILDIRIM
47. Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken zayıflar, dünyada büyüklük taslayanlara: “Biz bunca zaman size tâbi olduk, bari ateş azabının bir kısmını olsun kaldırabilir misiniz?”