TÜRKÇE OKUNUŞ |
46. veḳad mekerû mekrahüm ve`inde-llâhi mekruhüm. vein kâne mekruhüm litezûle minhü-lcibâl.
|
|
DİYANET VAKFI |
46. Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!
|
|
DİYANET İŞLERİ |
46. Şüphesiz onlar düzenlerini kurdular; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu düzenleri hep Allah'ın elindeydi.
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
46. Gerçekten onlar çeşitli hileler ve tuzaklar kurdular. Allah katında da onlara hilelerine karşı azab var; isterse onların hileleri dağları yerinden oynatacak olsun
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
46. Düzenlerini yaptılar, düzdükleri hilelerin cezasıysa Allah katında, hatta hilelerinden dağlar bile yerinden oynasa.
|
|
ALİ BULAÇ |
46. Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
46. Onlar tuzaklarını kurdular. Oysa tuzakları dağları yerinden kaldıracak (cinsten) olsa bile onların tuzakları, Allah'ın yanındaydı (Allah onların tuzaklarını bozar, cezalarını verirdi).
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
46. Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzeneri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Tanrı katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır.
|
|
SUAT YILDIRIM |
46. Onlar tuzaklar kurdular, ama Allah nezdinde de onlara tuzak var, isterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun!
|
|