KELİME ANLAMLARI
Arapça Okunuş Türkçe Okunuş Kelime Meali Kökü
فَذَرْنِي feƶernī bana bırak و ذ ر
وَمَنْ ve men kimseyi  
يُكَذِّبُ yukeƶƶibu yalanlayan ك ذ ب
بِهَٰذَا bihāƶā bu  
الْحَدِيثِ l-Hadīṧi sözü ح د ث
سَنَسْتَدْرِجُهُمْ senestedricuhum onları derece derece yaklaştıracağız د ر ج
مِنْ min  
حَيْثُ Hayṧu yerden ح ي ث
لَا  
يَعْلَمُونَ yeǎ’lemūne bilmedikleri ع ل م
TÜRKÇE OKUNUŞ
44. feẕernî vemey yükeẕẕibü bihâẕe-lḥadîŝ. senestedricühüm min ḥayŝü lâ ya`lemûn.
DİYANET VAKFI
44. (Resulüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştırıyoruz.
DİYANET İŞLERİ
44. Kuran'ı yalanlayanları Bana bırak; Biz onları bilmedikleri yerden yavaş yavaş azaba yaklaştıracağız.
ELMALILI HAMDI YAZIR
44. Bu sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.
ABDULBAKİ GÖLPINARLI
44. Artık sen, bu sözü yalanlayanı bırak bana, biz onları yavaşyavaş, hiç bilmedikleri yerden cehenneme çekerdururuz.
ALİ BULAÇ
44. Artık bu sözü yalan sayanı sen Bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
SÜLEYMAN ATEŞ
44. Bu sözü yalanlayanı bana bırak; onları bilmedikleri yerden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
GÜLTEKİN ONAN
44. Artık bu sözü yalan sayanı sen bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.
SUAT YILDIRIM
44. O halde sen bu şerefli sözü, Kur'ân’ı yalan sayanı Bana bırak! Biz onları, bilmedikleri, farkına varmadıkları bir yerden, yavaş yavaş azaba yaklaştırırız. Ben onlara mühlet veriyorum! Doğrusu Ben’im düzenim, pek sağlamdır. (23,55-56; 6,44; 3,196-197; 7,182-183)