TÜRKÇE OKUNUŞ |
44. hünâlike-lvelâyetü lillâhi-lḥaḳḳ. hüve ḫayrun ŝevâbev veḫayrun `uḳbâ.
|
|
DİYANET VAKFI |
44. İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükafatı en iyi olan O, en güzel akıbeti veren yine O'dur.
|
|
DİYANET İŞLERİ |
44. İşte burada kudret ve hakimiyet, varlığı gerçek olan Allah'ındır. Mükafatlandırma bakımından hayırlı olan da, sonuçlandırma yönünden hayırlı olan da O'dur.
|
|
ELMALILI HAMDI YAZIR |
44. İşte burada yardım, yalnız hak olan Allah'a aittir. O'nun verdiği mükâfat da daha hayırlıdır, netice de daha hayırlıdır.
|
|
ABDULBAKİ GÖLPINARLI |
44. İşte bu makamda yardım ve nusret, ancak Allah'ındır ve ona itaat, hem mükafat bakımından daha hayılıdır, hem son bakımından daha hayırlı.
|
|
ALİ BULAÇ |
44. İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah'a aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır.
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ |
44. İşte o durumda velilik (koruyuculuk) yalnız hak olan Allah'a mahsustur. O'nun vereceği sevap da daha hayırlıdır, sonuç da daha hayırlıdır.
|
|
GÜLTEKİN ONAN |
44. İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Tanrı'ya aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır.
|
|
SUAT YILDIRIM |
44. Öyle bir yerde himaye ve yardım, sadece hak ve hakikatin ta kendisi alan Allah'a mahsustur.En iyi mükâfatı da, en güzel âkıbeti de veren O’dur. (40,84; 10,90-91)
|
|